Mimar Gökhan Aktan Altuğ liderliğindeki Tago Architects, Bakü, Dubai, İzmir ve İstanbul’da 4 farklı eğitim yapısı tasarlıyor. Çağdaş eğitimdeki interaktif anlayışın yapısal organizasyona da yansıtıldığı projeler, öğrenciyi odak alan, aidiyet hissi yaratan ve sosyal iletişime imkan tanıyan mekanlardan oluşuyor. İçerisinde eğitim verilen yapının da öğrencilerin eğitiminde çok önemli bir rolü olduğunu ve mekanın eğitim anlayışından asla bağımsız düşünülemeyeceğini ileri süren Tago Architects, tasarlamış olduğu eğitim yapılarında da bu sorumlulukla hareket ediyor.

Mimarın tasarladığı yapının öğrencileri ürkütmemesi aksine mekana çekmesi, aidiyet hissettirmesi, teşvik etmesi gerektiğini belirten Mimar Gökhan Aktan Altuğ “Günümüzde eğitimi besleyen en önemli unsur, sosyal iletişim. Öğrencilerin ve eğitimcilerin sosyalleşebileceği mekansal kurgular oluşturmak, mekanda gerekli esnekliği sağlamak, öğrenciler ve öğrenciler, öğrenciler ve eğitimciler arasındaki etkileşimi artırıyor. Bu etkileşimin öğrenmeyi olumlu bir yönde etkilediği artık bilinen bir gerçek” diyor.

Sürprizli Mekanlar Çocukları Öğrenmeye Teşvik Ediyor…

Tago Architects, Birleşik Arap Emirlikleri’nde Bukhatır Group için tasarladığı 38.000 m2büyüklüğündeki Dubai ASCS School ve 30.000 m2 büyüklüğündeki Layyah ASCS School; uluslararası eğitim kurumu olan Sabis International için tasarladığı 60.000 m2büyüklüğündeki Ajman Sabis School ve 31.550 m2 büyüklüğündeki Al Khobar Sabis School ile Azerbaycan’da tasarladığı 67.000 m² büyüklüğündeki Bakü Sabis Schoolprojelerinde iklimsel verilerin, sosyal iletişimin, teknolojinin ve interaktif eğitim anlayışının mekanlara nitelikli bir şekilde entegre edilmesi gibi kaygılarla hareket etmiş.

İlkokul ve okul öncesi düzeyinde tasarladığı okul projelerinde tasarım ana kararlarını yaş grubuna ve o yaş grubunun ihtiyaçlarına, güvenliğine yönelik olarak alan Tago Architects, onların ölçeğinde aidiyet uyandıracak bir takım renk ve malzeme seçimleriyle mekan kurgularını şekillendirmiş. Mekansal organizasyon yapılırken iklimsel verilerin de çok önemsendiği projelerde, çocukların her mevsim alternatifli olarak kullanabilecekleri sosyal mekanlar yaratılmış. Çocukların güvenliği için mekanik tespitleri olmayan, düşme ve eskime riski olmayan, genellikle kaplamasız yüzeyler, asma tavansız sınıflar gibi riski minimize edecek tercihler yapılmış.

Eğitimin kalem-kağıttan gittikçe uzaklaşarak interaktif bir yöne doğru evrilmesinin farklı mekansal çözümleri, birleşimleri ve dolayısıyla da esnek bir anlayışı beraberinde getirdiğini söyleyen Tago Architects, teknolojinin bir yandan eğitim ve öğrenme biçimlerine dahil olurken bir yandan da mimari açıdan pek çok yeniliğe olanak sağladığını ifade ediyor ve ekliyor “Öğrencilerin artık akıllı tahtalar ve tablet kullanmaları, sık sık sunumlar yapmaları, çoğu zaman malzeme ile birebir çalışmalarıyla birlikte derse aktif bir şekilde dahil olmaları, içerideki hareket etme tarzlarına yansıyor. Bu da mekanın pek çok açıdan dönüşümünü zorunlu kılıyor. Dolayısıyla daha esnek, teknoloji ile bütünleşmiş mekanlar kurgulamak gerekiyor. Birleşip çözülebilir mekanların yanı sıra birleşip şekil değiştirebilen mobilyalar gibi yan üretimler de bu dönüşümü destekliyor. Z kuşağı çocuklarının dikkatini bir noktaya toplamak ve bunun devamlılığını sağlamak artık klasik yöntemlerle sağlanamıyor. Bir takım oturma düzeni değişiklikleri ve sürprizlerle öğrencilerin dikkatini bir noktada tutabilmek gerekiyor. “

Doğayı Binanın İçerisinde de Yaşatmak…

Türkiye’nin en büyük meslek okulu olma özelliği taşıyan Tago Architects tasarımı Meslek Lisesi ve Anadolu Meslek Okulu (METEM), Habaş A.Ş. şirketi tarafından şirket kurucusu Hamdi Başaran anısına, Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe olarak İzmir’de yaptırılmış. Bölgede gelişmiş demir çelik sektörü, makina sanayi ve kimya sektörüne nitelikli ara eleman yetiştirecek olan eğitim kompleksi, 14.405 m2 büyüklüğünde ve 12 mesleki eğitim branşını içeriyor.

İzmir’in iklimsel verilerinden yola çıkan Tago Architects, galeriler ve kat bahçeleri ile ferah ve zengin bir mekansal kurgu sağlamış. Kullanıcıların ana bahçeye çıkmadan da açık havayla ilişkilerini sürdürmesini çok önemseyen Tago Architects, koridorlardan kat bahçelerine açılan çıkışlarla doğayı binanın içerisine almış ve aydınlık bir ortam yaratarak binanın her bölümünün bundan yararlanmasını sağlanmış. Yapının tek yönlü çatısı, 3 metre ön cephe saçağı ve çatılarda bırakılmış aralıklı dikey boşluklar ile ışık gölge oyunları yaratılarak, çatının cephede de dikkat çekmesi sağlanmış.

Okul tasarımında engelliler için her katta olmak üzere WC’ler ve engelli asansörü, bina giriş çıkışlarında engelli rampası; diğer genel kullanım alanlarıyla bahçe ve spor alanlarına ulaşımlar için özel korkuluklarıyla engelli rampaları yapılarak, engellilerin eğitimden eşit koşullarda yararlanmalarına olanak sağlanmış.

Bilgisayarlı eğitime olanak sağlamak üzere akıllı tahta sistemleri kullanımına uygun tesisat yapılarak, sistem odasına, ana sistem ile yönetim kumanda merkezi bağlanarak idarecilerin tüm sistemi uzaktan kontrol etmelerine imkan tanıyacak şekilde uygulanmış.

Merkezinde Kütüphane Olan Üniversite

İlkokul ve lise düzeyinde pek çok eğitim yapısı bulunan Tago Architects, Medipol Üniversite’sinin İstanbul, Kavacık’taki kampüs projesini de yapıyor. Kampüs projelerinin birçok uzmanlık alanını kapsadığı için her uzmanlık alanının gerektirdiği fonksiyonları belirlemek ve bunların ilişkisini iyi çözüp özümsemek gerektiğini vurgulayan Tago Architects, hem kampüs genelini hem de fakülte binalarını esnek bir mekansal kurguyla tasarlamış.

Dairesel bir masterplan’ı olan Medipol Üniversitesi’nin merkezine, yüksek teknolojili çatı kaplaması ile bitirilmiş bir kütüphane yerleştirilmiş. Kütüphanenin sembolik anlamda bir bilgi kaynağı olarak merkeze yerleştirilmesiyle birlikte öğrencilerin içerisinde vakit geçirmesi, orada sosyalleşmesi ve bilgiyi orada üretmesi amaçlanmış.

Kampüs projelerinde sosyal alanların bütünleştirme gibi bir görevi olduğunu savunan Tago Architects, Medipol Üniversitesi’nde sosyal alanları bir derecelendirme sistemi ile ele almış. Öğrencilerin ders arası ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikteki sosyal alanlar her fakültenin kendi içerisinde organize edilirken, kampüs genelinde de konferans alanları, ana yemekhane, kütüphane, peyzaj alanları gibi bütün öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, birleştirici ve sembolik anlamları olan sosyal alanlar organize edilmiş. Fakülte içerisindeki sosyal alanlar kurgulanırken kot farklılıkları ile oluşan amfi şeklinde oturma, dinlenme alanları ve bu alanların cephe ve dışarısıyla olan ilişkileri çok önemsenmiş. Ek olarak fakülte binaları içerisinde çatı ışıklıkları tasarlanarak gün ışığı binanın içerisine alınmış. Böylelikle kullanıcılara daha ferah ve aydınlık bir mekan sağlanmış.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın