Destek Yatırım Araştırma Uzman Yardımcısı Aysun Göksu >> Küresel piyasalar oldukça hareketli geçen bir haftayı daha geride bırakıyor. Yoğun geçen gündemin ardından haftanın son işlem gününde ABD’de Ekim ayı istihdam rakamları takip edildi. Ortalama saatlik kazançlar piyasa beklentisi olan yüzde 0,3’ün üzerinde yüzde 0,4, tarım dışı istihdam 175 bin olan beklentilerin altında 161 bin, işsizlik oranı ise yüzde 4,9 olan beklentilere paralel gerçekleşti. İşsizlik oranı FED’in yüzde 4,8 olan hedefinin üzerinde bunduğunu belirtelim. FED’in faiz politikasını belirlemesinde referans aldığı önemli verilerden olan istihdam rakamları sonrası Aralık ayı faiz artırım beklentileri yüzde 71 seviyesinde korunuyor. Verinin açıklanmasının ardında piyasa reaksiyonlarına baktığımızda faiz artırım beklentilerinin yanında ücret artışındaki pozitif görünüm ve işsizlik oranındaki düşüşün dolar tarafında olumlu olarak fiyatlandığını görüyoruz.

Bugün açıklanan istihdam rakamlarının yanında küresel piyasalarda ABD seçimleri, Brexit ve iç piyasada yaşanan siyasi ve jeopolitik gelişmeler de piyasa fiyatlamalarında etkili olmaya devam ediyor. Dün İngiliz mahkemesinin ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararını uygulamaya geçirebilmesi için parlamentodan onay alması gerektiğine karar verdi. Hatırlanacağı üzere İngiltere Başbakanı Theresa May, AB’den ayrılma sürecinin 2017 Mart ayında başlayacağını duyurmuştu. İngiliz mahkemesinin kararı sonrası sterlin varlıklarında sert değer kazancı gözlendi. Sterlin dolara karşı haftalık bazda yüzde 2,40 değer kazanırken TL karşısındaki kazancını ise yüzde 3,70 seviyesine taşıdı. Ancak Hükümetin inandığı şekilde mahkeme kararının temyizden dönmesi piyasa algısının değişmesine neden olabilir.

Bu gelişmelerin yanında gelecek hafta yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin küresel piyasaları etkisi altına aldığını söyleyebiliriz. Seçim öncesi açıklanan son ankette Demokrat Aday Hillary Clinton ile Cumhuriyetçi aday Donald Trump arasındaki farkın kapanması piyasalarda tedirginlik yarattı.

Piyasalar Trump Kararını Nasıl Karşılar?

Cumhuriyetçi Aday Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturma senaryosunu piyasalar açısından incelediğimizde, risk iştahında oluşacak azalışla birlikte fon akışının güvenli liman varlıklarına yöneldiğini görebiliriz. Son anketlerde Trump’ın Clinton ile farkı kapatması sonrası güvenli liman talebinde artış gözlenmişti. Ons altın hafta başından buyana yüzde 2, Euro ve İsviçre Frangı dolara karşı yüzde 1’in üzerinde kazanç sağladı. Şu an için güvenli liman varlıklarında bir miktar kar satışları gözlense de Trump’ın seçilme ihtimalinde piyasalarda ilk reaksiyon olarak güvenli liman varlıklarında yeni bir yükseliş dalgası görülebilir. Bu algıyla birlikte altın, Euro, İsviçre Frangı, yen gibi güvenli liman varlıkları ön plana çıkabilir. Bu senaryoda risk iştahında oluşabilecek azalmanın gelişmekte olan ülke piyasalarından fon çıkışının da önünü açabileceğini söylemek yanlış olmaz. Trump isminin öne çıkması ile güvenli liman varlıklarına talep artarken hisse senetlerinden çıkış da gözlenmişti. GOÜ kurlarında ise bu gelişmeye en duyarlı para birimlerinin TL ve Meksika Pesosu olduğunu söyleyebiliriz. Meksika’nın para birimi peso Trump isminin telaffuzuna en çok reaksiyon gösteren para birimi olarak karşımıza çıkıyor. Bunun nedeni olarak ise, ABD’ye en çok göç veren Meksika’nın Irkçı söylemleriyle öne çıkan Trump’ın başkan koltuğuna oturması ile nasıl bir göçmen politikası izleyeceği belirsizliği gösterilebilir. Dolayısıyla Trump’ın seçimlerde liderliği elde etmesi haftalık bazda dolara karşı yüzde 1,50 değer kaybeden Meksika Pesosundaki kayıpların derinleşmesine neden olabilir. Öte yandan, bu durum Türk Lirası varlıklarını da yakından ilgilendiriyor. İslamofobik söylemleriyle öne çıkan Trump’ın seçilmesiyle birlikte ABD ile politik ilişkilerin sekteye uğrayacağı algısı TL varlıklarını tedirgin eden bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. İç tarafta yaşanan siyasi ve jeopolitik gelişmelerin etkisinin yanında Trump’ın başkanlık seçimini kazanması TL varlıkları üzerindeki baskıyı artırabilir.

Piyasalar Clinton’ı Nasıl Karşılar?

Seçim kampanyalarının başlamasının ardından açıklanan anketlerde Demokrat adayı Hillary Clinton’ın Cumhuriyetçi Aday Donald Trump’a fark atması ve münazaralarda Clinton’ın liderliği bırakmaması küresel piyasalarda risk iştahında artışa neden olmuştu. Dolayısıyla seçimlerde Clinton’un galip gelmesi hisse senedi piyasalarına talebin artması ve gelişmekte olan ülke kurlarının dolara karşı kayıplarını azaltmasında etkili olabilir. ABD seçimlerinde Clinton’ın başkanlık koltuğuna oturması Aralık’ta FED’in faiz artışına gitmesini destekleyebileceğinden ilk seçim sonucu fiyatlamalarının ardından piyasalarda odak noktası Amerika Merkez Bankası (FED)’nın Aralık’ta vereceği faiz kararı olabilir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın