“Sanayi sektörümüzün 2015 yılı verilerine dayanılarak gerçekleştirilen bu araştırma, bize KOBİ niteliğindeki sanayi kuruluşlarımızın üretim ve finansal yapılarıyla ilgili önemli ipuçları veriyor.

İSO 500’e göre nispeten daha KOBİ ölçekli olan şirketleri kapsayan İkinci 500’deki yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin brüt katma değer içindeki payının artması sevindiricidir. 2014 yılında yüzde 4,3 olan yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler payının yüzde 6,6’ya çıkmış olması gelecek adına iyimser olmamızı sağlıyor.

Bu çerçevede şirketlerimizin AR-GE’ye verdikleri önemin artmakta olduğu sonucunun da vurgulanması gerekiyor. Hem AR-GE yapan şirket sayısında ve hem de yapılan harcamalardaki istikrarlı artış, önümüzdeki yıllarda şirketlerimizdeki teknoloji yoğunluğunun artacağını göstermektedir.

Özellikle uluslararası karşılaştırmalarda önemli bir gösterge olarak kabul edilen EBITDA (FAVÖK) verilerine baktığımızda, sanayicilerin son iki yılda bu konuya ağırlık verdiğini ve ciddi bir başarı elde ettiklerine tanıklık ediyoruz.

İSO İkinci 500 verilerinin umut veren bir başka verisi de şirketlerin net satışlara oranla faaliyet karlarının yüzde 8,5 ile son yılların en yüksek düzeyine ulaşmış olmasıdır. Sanayici 2014 yılında 6,2 milyar TL olan faaliyet karını yüzde 19,9’luk bir artışla 7,4 milyar TL’ye çıkarmayı başarmıştır.

Fakat sanayicilerin esas faaliyetlerinden kazandıkları bu karın yüzde 51,1’ini finansman gideri olarak kullanmak zorunda kalıyor olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.   Buradan çıkan sonuç İSO 500 ile benzer çok benzer. İkinci 500’deki sanayiciler de bin bir emekle oluşturdukları faaliyet karının büyük bir bölümü finansman giderine harcamak zorunda kalıyor.  Finansman giderlerinin bir önceki yıla göre yüzde 46,6 artması bunu açıkça göstermektedir.

İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun finansman yapısıyla ilgili dikkat çeken bir başka veri de mali borçların kompozisyonunda karşımıza çıkıyor. 2015’te kısa vadeli mali borçların yüzde 12,5 ile ciddi bir şekilde artmaya devam ettiğini ve kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlara oranının yüzde 50’ye çıktığını görüyoruz. Bu durum KOBİ’lerimizin yatırımlar için uzun vadeli ve uygun maliyetli finansman bulmakta zorlandığını ortaya koyuyor. Kısacası sanayicimizin kullanmak zorunda olduğu finansmanın olumsuz kalitesi, İSO 500’de olduğu gibi burada da kendini gösteriyor.

İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu verileri ışığında, sanayimizin AR-GE ve teknoloji faaliyetlerine odaklanarak faaliyet karlarını ve rekabet güçlerini arttırmakta olduğunu söyleyebiliriz. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu firmalarımız daha uygun koşullar içinde hak ettikleri   karlara ulaşabilirlerse AR-GE ve teknoloji alanında çok önemli sıçrama yapabileceklerini 2015 yılında göstermiş bulunmaktadır.

Ancak firmalarımız kendi kontrolleri dışında karşı karşıya kaldıkları belirsizlik ve dalgalanmaların  yarattığı ilave mali yükler nedeniyle arzu ettikleri veya hak ettikleri karlara ulaşamamaktadır. Bu da yeterli iç kaynak yaratılmasını sınırlayarak AR-GE ve teknoloji faaliyetlerine aktarılacak kaynakları azaltmaktadır. Bu nedenle uygun koşulların sağlanması ve AR-GE desteklerinin orta ölçekli firmalarına yoğunlaştırılması büyük önem ve öncelik taşımalıdır.

İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması, bu sonuçlarla birlikte aynı zamanda sanayimizin ihtiyaç duyduğu dönüşüm için taşıdıkları potansiyeli de ortaya koymaktadır. Ekonomimizin yeni yol haritaları oluşturulurken, araştırmanın bu anlamda da değerlendirilmesi ve analiz edilmesi, yeni nesil sanayimizin oluşumuna önemli bir katkı sunacaktır.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın