Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Avrupa İmar
Kalkınma Bankası (EBRD) Başkanı Suma Chakrabarti ve İslam Kalkınma Bankası (IsDB) Başkanı Dr.
Ahmad Mohamed Ali Al Madani gibi pek çok önemli ismi bir araya getiren forum çerçevesinde
düzenlenen panelde Arslan, şu bilgileri verdi:
“Dünya Bankası’nın 2014 yılında hazırladığı bir rapora göre, Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında
kamu-özel sektör işbirliğinde en çok altyapı yatırımı yapan ikinci ülke oldu. Havalimanı sayımız 2002
yılında 25 iken 2015 yılında 55’e çıktı. 13 yılda 10 bin kilometre demiryolu tamamen yenilendi,
karayolunda Türkiye dünya 13’üncüsü konumuna geldi.”
Arslan, Türkiye’nin 2023 hedeflerinin yaklaşık 700 milyar dolarlık büyük bir altyapı yatırımını kapsadığını
hatırlatarak, bu çaptaki yatırımların finansmanı için gerekli olan öz kaynak noktasında sıkıntılar
yaşanabileceği öngörüsünde bulundu.
Türk yatırımcıların, yabancı yatırımcılarla işbirliğinin öz kaynak ihtiyacı bakımdan önemli olduğunu
anlatan Arslan, “Elbette uluslararası piyasalarda Türkiye’ye güven duyulması, Türk işadamlarının ve
projelerinin itibarının yüksek olması bizler için büyük avantaj” dedi.
“Altyapı için en uygun araç İslami Finansman”
Hüseyin Arslan, ayrıca, 2023 hedeflerinde kamu özel işbirliği (PPP) modeliyle gerçekleştirilen sağlık
yatırımları ve faizsiz bankacılığa yönelik yatırım isteğinin ön plana çıktığını vurgulayarak, “Hali hazırda
tüm bankacılık sektörü içinde yaklaşık yüzde 6 paya sahip olan faizsiz bankacılığın 2020’ye kadar yüzde
20’e yükselmesi gerektiği ekonomi yönetimi tarafından sıklıkla dile getiriliyor. Türk Hükümeti’nin çok
büyük destek verdiği ve yatırım yaptığı İstanbul Finans Merkezi, Türkiye’yi orta vadede bölgesel, uzun
vadede ise küresel bir finans merkezine dönüştürmesi beklenen bir proje” değerlendirmesini yaptı.
Dünyada 2030 yılına kadar yapılacak altyapı yatırımlarının 57 trilyon dolar değerinde olacağını belirten
Arslan, bunun 16 trilyon dolarlık önemli bir bölümünün, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte
olan ülkeler tarafından yapılması beklendiğini ifade etti.
Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Sadece Ortadoğu’da yıllık 100 milyar doların üzerinde finansman ihtiyacı var. Bu ölçüde bir yatırıma,
konvansiyonel bankaların uzun vadeli finansman sağlamakta zorlandığı bir gerçek. Çünkü konvansiyonel
bankaların önünde BASEL-3 gibi kriterler ve uzun vadeli finansman riskleri var. Dolayısıyla ortaya
finansman ihtiyacının karşılanması açısından büyük bir boşluk çıkıyor. İşte İslami finansman da bu
boşluğu dolduracak en uygun finansal araç.”
“Türkiye’deki katılım bankacılığı model olabilir”
Dini prensiplere ve etik değerlere dayanan ve hızla büyüyen İslami Finansman alanında terimsel bazı
değişimlere gidilmesinin, yararlı olacağını öngören Arslan, “Müslüman bir işadamı olarak, böylesine
doğru temellere sahip ve uluslararası finans dünyasında hızla büyüyen bu enstrümanda terimsel olarak
bir değişime gidilmesinin, gelişimine katkı sağlayacağına ve Müslüman olmayan ülkelerde de
entegrasyonunun hızlanacağına inanıyorum. Tanımlama yaparken teolojik terminolojiden arındırarak,
Varlığa Dayalı Bankacılık veya Katılım Bankacılığı gibi nitelendirmeler kullanılabilir. Türkiye’de bu system
katılım bankacılığı adı altında son derece iyi bir şekilde işliyor, bu nedenle model olarak alınabileceğini
düşünüyorum ” diye konuştu.
Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü
Türkiye’nin altyapı projelerinin finansmanı konusunda farklı finansörlerin ve yeni finans enstrümanlarını
değerlendirilmesinin faydalarına işaret eden Arslan, PPP modeliyle inşa edilecek 838 yataklı “Konya
Karatay Entegre Sağlık Kampüsü”nün konvansiyonel ve islami finansmanın birlikte kullanılacağı ilk proje
olarak dikkati çektiğini dile getirdi.
Arslan, yaklaşık 265 milyon avroluk 18 yıl vadeli Yatırım Kredisi Sözleşmesi’nin EBRD, IsDB, Karadeniz
Ticaret ve Kalkınma Bankası (BSTDB), Siemens Bank ve Unicredit Bank ile 2015 yılının son döneminde
imzalandığını anımsatırken, toplam yatırım değeri 350 milyon avroya ulaşan projenin, Türkiye’de
IsDB’nin doğrudan katıldığı, konvansiyonel ile islami finansmanın birlikte kullanıldığı ilk proje olma
özelliğini taşıdığını vurguladı.
YDA İnşaat’ın Türkiye’ye yeni finansman modelleri ve finansörler kazandırmakta oynadığı rolden gurur
duyduğunu belirten Arslan, “Bugüne kadar Türkiye’de hiç yapılmamış bir finansman anlaşması
gerçekleştirdik; bu proje IsDB’nin dünyadaki ilk PPP sağlık projesi ve Türkiye’deki ilk özel sektör proje
finansmanı. Bu açılardan gerçekten çok önemli bir finansman anlaşması, çünkü Türkiye’nin önünde daha
çok altyapı projesi var. Bu projelerin hayata geçirilmesinde yol gösterici olacağına inandığımız farklı
finans modellerini ülkemize kazandırmanın ve yeni finansörler bulmanın haklı gururunu yaşıyoruz.” diye
konuştu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.