1-Dünyanın geri kalanında ekonomiler problemli ve para birimleri değer kazanamıyor. Bunda hem parasal genişleme adımlarının hem de siyasi gelişmelerin etkisi var. Hal böyle olunca Dolar’a karşı bir alternatif oluşamıyor…
Bu hafta Asya’da para birimleri genel olarak zayıfladı. Çin’de Yuan’ın Dolar karşısında işlem görebileceği aralık aşağı çekildi. Singapur Merkez Bankası’nın sürpriz genişleme adımı ile Singapur Doları, Güney Kore’de iktidar partisinin parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi ile de Won değer kaybetti. Benzer şekilde negatif faiz uygulanan Japonya’nın para birimi Yen ile Endonezya Rupisi ve Tayland Bahtı da Dolar’a karşı zayıfladı.
Euro, zaten Avrupa ekonomisinde devam eden sorunlar ve Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme ve negatif faiz uygulaması nedeni ile baskı altında.
Sterlin de İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalıp kalmamayı oylayacağı 23 Haziran referandumu öncesi son derece zayıf. Sterlin, yılbaşından bu yana Dolar’a karşı yüzde 5’ten fazla değer kaybetti. Son anketler İngiliz vatandaşlarının %43’ünün AB’de kalmak,%42’sinin bölgeden çıkmak istediğini gösteriyor. Bu durum Sterlin tarafında baskının sürebileceğini gösteriyor.
2-FED bölgesel başkanlarının açıklamaları ve Çin verilerinin etkisi ile faiz artırım süreci belirsiz de olsa hala masada…
FED’in güvercin Mart toplantısı sonrası bu yıl için yapılacak faiz artırım beklentileri azalırken bu hafta açıklama yapan banka üyeleri farklı beklentiler ortaya koydu. Richmond FED Başkanı Lacker enflasyondaki canlanmaya işaret ederek bu yıl 4 faiz artırımı gerekebileceğini söyledi. San Francisco FED Başkanı Williams bu yıl iki veya üç faiz artırımını mantıklı bulduğunu söylerken enflasyon ve istihdamın iyi göründüğünden bahsetti. Philadelphia FED Başkanı Harker da dünyadaki risklere rağmen ABD ekonomisinin güçlü olduğuna değindi. Atlanta FED Başkanı Lockhart bu yıl iki veya üç faiz artırımının mümkün olduğunu söyledi.
Ayrıca bu hafta açıklanan ihracat verileri Çin ekonomisinin toparlandığı yönünde umut verdi. Her ne kadar büyüme verisi %6,7 ile 7 yılın en düşük seviyesinde gelse de sanayi üretimi, kredi büyümesi gibi bazı veriler olumlu seyrediyor. Çin’deki yavaşlama FED’in faiz artırımlarını yavaşlatan bahanelerin başında geliyor. Bu nedenle olumlu veriler ABD Merkez Bankası’nın normalleşmesinin de önünü açabilir.
3-Yeni Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu’nun faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor.
Faiz indirimleri, TL tutmanın cazibesini azaltabilecek bir gelişme. Şu aşamada indirimlerin faiz koridorunun üst bandıyla sınırlı kaldığını görüyoruz ama önümüzdeki dönemde politika faizinde indirimler de gündeme gelebilir. Ayrıca bankaların bu ortamda kredi faizlerini indirmesi de muhtemel gözüküyor.Faiz indirimi beklentileri ve Merkez Bankası’na yönelik “faiz indirimi yapılsın” telkinleri Türk Lirası üzerinde baskı oluşturuyor ve bu baskı bir süre daha devam edecek gibi.
4-Jeopolitik riskler, siyasi anlaşmazlıklar ve mülteci krizi nedeni ile rezerv para olan Dolar güvenli liman olmaya devam ediyor…
Ortalık yatışmış gibi gözükse de dünyanın her yerinden ara ara terör, siyasi anlaşmazlık ve çatışma haberleri geliyor. Wall Street Journal bu hafta ABD’nin Suriye’de B planının “muhaliflere uçaksavar vermek” olduğunu yazdı. Diğer yandan Suriyeliler 250 üyeli Halk Meclisi’ni seçmek için dün sandık başına gitti. Seçim sadece Esad rejiminin kontrolündeki bölgelerde gerçekleşirken, ABD sonuçları tanımadığını açıkladı. Öte yandan Irak yönetimi Işid’le mücadele etmeye devam ediyor. Türkiye’nin doğusunda da terörle mücadele sürüyor. Sadece Türkiye’nin komşularında ve Orta Doğu’da değil tüm dünyada her zamankinden farklı bir jeopolitik gerginlik söz konusu.
5-Teknik görünüm…
Dolar endeksi bu yılın ilk çeyreğinde %4’e yakın değer kaybetti. Dolar/TL’deki değer kaybı da %3’ün üzerindeydi. Gündeme bağlı olarak Dolar’a teknik alım gelmesi de şaşırtıcı değil. 12 Nisan tarihinde teknik analize göre aşırı satım bölgesinde olan Dolar endeksi için 92,60-93,60 aralığı uzun süredir geçilemeyen ve alımların geldiği güçlü bir destek seviyeleriydi. Dolar/TL’de de 2,80 seviyesi bir süredir teknik alımların geldiği önemli bir destek. Bu hafta Dolar’daki yükseliş de işte bu seviyelerde başladı. Bu gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda Dolar’ın dünyadaki görünümü açısından net bir beklenti içine girmek zor. Ama IMF’nin de küresel büyüme beklentilerini indirdiği bir ortamda FED’in faiz artırımlarında çok agresif olması mümkün görünmüyor. Yurtiçinde faiz indirimi TL’yi baskılayacağı için Türkiye’de TL’nin Dolar’a karşı değer kazancı diğer gelişen ekonomilere göre sınırlı kalabilir.
**Sermaye Piyasası Kurulunun “Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ”i Uyarınca Yayımlanan Uyarı Notu: “Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.”**
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.