Halk sağlığında dünya genelinde daha çok hastaya yarar sağlayacak fırsatları belirlemeyi hedefleyen Pfizer, bu anlaşmalarla son iki yılda dört yeni aşıyla portföyünü genişletmiş oldu. 2014’te ABD’de 10-25 yaş arası bireylerde serogrup B meningokok hastalığına karşı koruma amaçlı Pfizer’in kendi geliştirdiği aşının onaylanması, geçtiğimiz yıl Baxter’den serogrup C meningokok hastalığına karşı koruma amaçlı aşının satın alınması ve son olarak da GSK ile yapılan anlaşma sonucunda, bu aşıların eklenmesiyle Pfizer, meningokokal hastalığın önlenmesine ve salgınların kontrol altına alınmasına odaklanan  bir portföy oluşturmuş oldu.

Pfizer Türkiye Aşı İş Birimi Lideri Tolga Uluışık, “Bu iki aşının portföyümüze eklenmesi Pfizer için çok önemli bir dönüm noktasıdır. Bu   aşılar  meningokok bakterisinin neden olduğu hastalıklara karşı  koruma imkanı sağlarken, halk sağlığı alanına yeni katkılar sunmamıza olanak tanıyacaktır. Pfizer Türkiye olarak ülkemizde dört bileşenli konjuge aşının devir sürecini tamamlamış bulunuyoruz. Bu aşı çocuklarımızı, ölümcül olabilen meningokok menenjitinin birden fazla tipine karşı koruyabilmemizi sağlayacak. Bu da dünya genelinde ciddi hastalıklarla mücadele vizyonumuzu gerçekleştirmemize yardımcı olup, toplumun sağlık ihtiyaçlarını daha iyi karşılamamıza destek olacaktır” dedi1.

Pfizer Türkiye, yüksek teknoloji transferinde iddialı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İlaç Ar-Ge Ekosistemi Raporu’na göre Türkiye ekonomisi son otuz yılda önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşarak küresel pazarlarda rekabet gücünü arttırabilmesi için ileri teknolojili ürün üretimini ve ihracatını artırmasının kritik olduğu belirtiliyor2. Bu bağlamda Pfizer’in son aşı alımlarını değerlendiren Tolga Uluışık şunları söyledi: “Türkiye sanayi üretim modelini yüksek teknolojiye dayalı ve katma değerli ürünleri destekleyecek bir modele dönüştürmeyi hedefliyor. Bu model için hedef sektörlerden birisi de elbette ilaç sektörü. Özellikle yüksek teknolojiye dayanan aşılar, biyoteknolojik ürünler, kan ürünleri ve onkoloji ürünleri hedefleniyor. Bu çerçevede Pfizer, Türkiye’de öncü bir rol üstlenmekte. Dünyanın en gelişmiş biyoteknolojik ürünlerinden birisi olan ve ulusal aşı takviminde yer alan pnömokok aşımızı 2012 yılından beri, formülasyon aşamasından başlayarak Türkiye’de üretiyoruz. Bu aşı sayesinde her yıl ülkemizde 7 binden fazla bebeğin ölümünü engelliyoruz3.’’

Pfizer Türkiye, 1957 yılından bugüne kadar Türk ilaç sektöründe aralıksız faaliyet gösteriyor. 1.000’e yakın çalışanı ve Türk tıbbının hizmetine sunulan farklı tedavi alanlarındaki 186 ürün formuyla Pfizer, ürün portföyünün yaklaşık %71’ini yerli olarak üretiyor.  Bunun yanı sıra Türkiye’deki üretiminin yaklaşık %4,5’unu (yılda 6,5 milyon dolar) Avrupa Bölgesi’nde ve Uzak Doğu’da toplam 10 ülkeye ihraç ediyor4. Pfizer son yıllarda yenilikçi iş birimlerini güçlendirerek yaşamlara yıl, yıllara yaşam katan tedaviler sunmaya odaklanıyor. Pfizer Türkiye Aşı İş Birimi, bu gibi şirket dışı fırsatlar ve şirket içinde devam eden önemli araştırmalarla portföyünü güçlendirmeyi ve daha fazla insana sağlık ulaştırmayı hedefliyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın