ALB Menkul Değerler, ‘Borsa İstanbul ve Dünya Piyasaları Gelişmeler/Beklentiler Raporu’nu yayınladı. ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder’in hazırladığı rapora göre, gelecek hafta Avrupa Merkez Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın kararları Borsa İstanbul’u ve dünya piyasalarını doğrudan etkileyecek.
ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder’in hazırladığı rapor şu şekilde:
BİST 100 endeksi bu hafta 86.862 – 88.738 seviyeleri arasında işlem gördü. Endeks haftayı yüzde 0,26 değer kaybederek ve 87.416 seviyesinden tamamladı. Banka Endeksi yüzde 1,51 değer kazandı. Sanayi Endeksi ise yüzde 2,42 değer kaybetti.
Dünya genelinde hareketli bir haftayı geride bırakırken, yoğun gündemden yakinen etkilenen Avrupa oldu. Avrupa cephesinde haftaya başlarken Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alımına yönelik beklentilerin piyasalarda yer etmesinin ardından hafta içerisinde Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin açıklamaları takip edildi. Draghi fiyat istikrarını başarmak için genişlemeci para politikasının gerekli olduğu ve AB mahkemesinden ECB’nin genişleyici para politikasına dair hukuki bir engel yok açıklamasında bulundu. Haftaya damgasını vuran gelişmelerden biri de Dünya Bankası’nın küresel büyüme tahminin düşürmesi oldu. Dünya Bankası yayınladığı raporda 2015 yılı dünya büyüme beklentisini yüzde 3,4’ten yüzde 3,00’e revize ederken 2016 yılı büyümesini yüzde 3,5’tan yüzde 3,3’e revize etti ve söz konusu revizyonla dünya genelinde emtialarda ve global piyasalarda görülen satış baskısı dikkatleri çekti. İsviçre Merkez Bankası’nın sürpriz hamlesi ise haftaya damgasını vurdu. İsviçre Merkez Bankası (SNB) beklenmedik şekilde euro başına 1.20 frank seviyesindeki müdahale kurunu kaldırarak son verirken, politika faizini yüzde eksi 0.25’ten yüzde eksi 0.75’e indirdi. Söz konusu hareketli gündem doğrultusunda Avrupa borsaları dalgalı seyre tanık oldu.
ABD tarafında hafta başında petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji şirketlerine yansımasını yakından hisseden ABD borsalarının petrol fiyatları ve veri akışının yanı sıra hafta içerisinde dünya geneline paralel olarak Dünya Bankası’nın küresel büyüme tahminin düşürmesi ve emtialarda görülen sert düşüşlerin etkisiyle kayıplarını derinleştirdiği görüldü. Bilanço sezonunun başladığı ABD’de hisse bazlı hareketler de piyasalar üzerinde etkili olmakla birlikte, gündeme konu olan veri akışında göze çarpanlar Aralık ayında beklentilerin üzerinde açıklanan ÜFE verileri ile beklentileri karşılayamayan çekirdek TÜFE verileri oldu.
Yurt içinde ise piyasaların gündeminde 2014 yılının Haziran ayından bu yana petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açık üzerinde olumlu etki yapması beklentileri sıklıkla gündeme gelen cari açık verisi bulunuyordu. 5,64 milyar dolar olarak açıklanan cari açık verisi aynı zamanda aylık bazda 2014 yılının en yüksek cari açık verisi olarak kayıtlarda yerini aldı. Hafta içerisinde Ekim ayı işsizlik oranı yüzde 10,4 gelerek beklenti aşağısında kalmakla beraber, güçlü seyrini sürdürdü. Hafta içerisinde yurt dışı borsalarının seyri ile yön bulan borsa İstanbul, haftanın son işlem günün yurt dışı borsalardan ayrışarak yurt içinde Merkez Bankası’na yapılan faiz indirimine dair çağrıların döviz kurları üzerinde yapmış olduğu yukarı yönlü hareketler nedeniyle satış baskısı ile karşılaştı.
19 Ocak haftası beklentileri :
Hafta boyunca yurt dışı borsalarının seyrinin etkisinde kalan Borsa İstanbul’da bu hafta da aynı manzara bizleri bekliyor. Bugün günlerden Merkez bankası başlıklarını göreceğimiz haftada, geçtiğimiz günlerde sıklıkla konuştuğumuz hatta FED’in tahtını aldığını düşündüğümüz Avrupa Merkez Bankası toplantısı ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi konuşması piyasaların seyrinde etkili olacak. Geçtiğimiz hafta fiyat istikrarını başarmak için genişlemeci para politikasının gerekli olduğunu ifade eden ve tahvil alımına ilişkin sinyalleri veren Draghi’nin konuşması merakla bekleniyor. Ancak şu detaya değinmek gerekir ki, tahvil alım programına ilişkin beklentiler bir süredir piyasalarda fiyatlanmış durumda olduğundan; piyasalar üzerinde sert bir etki yaratmayabilir. Karar sonrası Draghi’nin açıklamaları ve önümüzdeki dönemde tahvil alımına ilişkin detaylardan bahsetmesi piyasalar üzerinde sert hareketlere neden olabilir.
Bu haftanın bir diğer belirleyici gündemi ise yurt içinden geliyor. Hafta içerisinde Hindistan Merkez Bankası’nın faiz indirim kararının yurt içinde TCMB’nin faiz indirimine yönelik beklentileri artırması ve haftanın son işlem gününde Merkez Bankası’na yapılan faiz indirimine dair çağrıların ardından TCMB PPK toplantısı gündemimizde ilk sırada yer alıyor. TCMB’den gelecek hamleler dolar/TL cephesi için önem arz etmekte olup, TCMB’nin faiz indirimi kararı alması halinde kur tarafında yukarı yönlü hareketlere tanık olabiliriz. TCMB kararları ve Avrupa Merkez Bankası’nın piyasalarda yaratacağı volatilite sonrasında kurun 2,33 seviyesi üzerinde tutunması Borsa İstanbul üzerinde satış baskısı yaratabilir. TCMB’nin faiz indirmemesi halinde kurda görülebilecek aşağı yönlü hareketlerde 2,31 seviyesi kırılması önem arz etmektedir.
Söz konusu gelişmeler geçtiğimiz hafta 87.000 ve 88.000 seviyesi arasında sıkışıp kalan Borsa İstanbul’un yön tayin etmesinde etkili olacaktır. Dolar/TL cephesinde 2,33 üzerinde görülebilecek hareketler bir süredir yukarı yönlü eğiliminin koruyan Borsa İstanbul’un seyrini değiştirebilir. Seyri zayıflayan Borsa İstanbul’da 87.000 desteğinin aşağı yönlü kırılması durumunda ise 85.500 seviyesi izlenebilir. Endekste yukarı yönlü eğilimin devamı için 87.000 üzerinde tutunması önemli olup, hafta içerisinde 87.000 desteği üzerinde 89.000 ve direnci hedeflenebilir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.