İletişimi bir sanat dalı olarak ele alan, bu sanatı yazının büyülü atmosferiyle harmanlayarak Ericsson Türkiye’nin Cumhuriyet öncesi dönemde girdiği Türkiye’deki tarihini araştıran “Osmanlı’dan Günümüze İletişimde Bir Lider: Ericsson Türkiye” isimli kitabı bugün İsveç Sarayı’nda düzenlenen bir davet ile tanıtıldı. Ericsson Türkiye tarafından yayımlanan, Tarih Vakfı’nın koordinatörlüğünde ve Yrd. Dç. Dr. Serkan Yazıcı önderliğinde hazırlanan kitapta sektör temsilcilerinin ve okurların büyük beğenisini kazanacak birbirinden ilginç, birbirinden değerli pek çok ayrıntı son derece yalın, akıcı bir dille aktarılıyor.
Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem; kitabın önemine dikkat çekerken, “Kitap, sadece Ericsson Türkiye’nin hikâyesini değil, Türkiye’nin yakın tarihindeki iletişim sektörünün gelişim hikâyesini de belgeler ışığında ortaya koyuyor. Bu tarihi süreçte iletişim teknolojisi altyapısının kurulmasında ve geliştirilmesinde Ericsson’un önemli bir aktör olarak yer alması bizlere gurur veriyor. Türkiye’nin ekonomik, toplumsal, kültürel gelişiminden onur duyan Ericsson Türkiye olarak; bu gelişim sürecine bir tuğla da biz koyabildiysek ne mutlu bize… ” dedi.
Kitabın hazırlanmasında büyük emeği geçen Ericsson Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Gülten Ramazanoğlu; ”Bizler, böylesi köklü bir tarihin izlerinin peşine düşmüş olmanın verdiği heyecanla, bir serüveni gün ışığına çıkartmak, gelecek kuşaklara aktarmak ve paylaşmak istedik. Bu arzumuzu yerine getirebilmemizi büyük bir titizlikle yerine getiren Tarih Vakfı’na sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu emek ve çabaların görünür kılınarak kurumsal hafızamızı güçlendirmekten büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Osmanlı’nın son dönemlerinden günümüze kadar Türkiye’de yaşanan telekomünikasyon gelişmelerine yer veren kitapta yer alan bazı ilginç ayrıntılar şöyle:
Graham Bell’den 21 ay sonra, ilk telefon görüşmesi
Graham Bell’in telefonu icat etmesinden 21 ay sonra, 21 Aralık 1877’de Osmanlı’da ilk telefon görüşmesi yapıldı. Telgrafhane-i Amire İmalat Şubesi Müdürü Emil Lacoine, Bell’in telefonundan
yararlanarak bir telefon üretti ve denedi. Böylece Osmanlı topraklarında bir insan sesi ilk defa, mesafeler kat ederek başka bir insanın kulağına ulaşmayı başardı. İlk telefon hattı ise, 1881’de, Soğukçeşme ile Yeni Cami Posta Müdürlüğü arasında kuruldu.
İstanbul’un iki yakası birbirine 103 yıl önce bağlandı
İstanbul’un Avrupa ile Asya yakası arasındaki ilk telefon hattı 1911 yılında kuruldu. İnsan sesinin yolculuğu kara parçalarını da aşarak denizlere ulaştı. Bir yakadan diğerine kolayca geçmeyi mümkün kılacak ulaşım olanaklarının bile sınırlı olduğu bir dönemde iletişim alanında atılan bu büyük adım gelişmenin, yenilenmenin en büyük göstergelerinden biri olarak tarihe geçti.
Telefon romanlarda da yerini almaya başladı
Türk edebiyatında telefon ilk kez 1882 yılında Ahmet Mithat Efendi’nin ”Dürdane Hanım” romanında yer aldı. Romandaki karakterlerden Ulviye Hanım telefondan ‘ses nakili’ olarak bahsederken, büyük şaşkınlık yaratan bu icadın Beyoğlu’nda uygun bir fiyata, 10 liraya satın alınabileceğini de öğrenince hayatının artık bambaşka bir seyir içinde ilerleyeceğini de hissediyor elbette…
İlk santral memurelerinden biri Bedia Muvahhit idi…
Telefonun Osmanlı’nın hayatına girmesi ile beraber kurulan telefon santralleri sayesinde yeni bir iş kolu doğdu; telefon operatörlüğü. Avrupa’da daha çok kadınların çalışan olarak tercih edildiği telefon santrallerinin, Osmanlı’da uzun süre kadınların çalışmasına uygun olmadığı düşünüldü. Kadınların uzun mücadelesinden sonra, 1913 yılında, yedi Müslüman kadın Dersaadet Telefon Anonim Şirket-i Osmaniyesi’nde işe alındı. Bu yedi kadının arasında ilk kadın tiyatrocu ve ilk santral memurelerimizden Bedia Muvahhit de yer aldı.
Emniyet teşkilatı neden “Mutlaka Ericsson olsun” diyen bir yazı kaleme aldı?
1910 yılından sonra Osmanlı Devlet yazışmalarında, Emniyet teşkilatı tarafından talep edilen Ericsson telefonların sağlamlığına vurgu yapıldı. Osmanlı arşivlerinde yer alan bu yazışmalar, Ericsson markasının bugün olduğu gibi yüz sene önce de aynı sağlam ürünlere sahip olduğunun bir kanıtı olarak kitapta yer aldı.
Ankara-İstanbul arasındaki ilk görüşme 85 yıl önce yapıldı
Türkiye’de şehirler arası ilk telefon görüşmesi 29 Haziran 1929’da Ankara ile İstanbul arasında gerçekleşti. Kitapta yer alan detaylara göre; İstanbullular, Ankara’yı aramak istediğinde, santralden ‘Alo, burası Ankara’ sesini duyduktan sonra görüşme isteklerini iletiyorlardı. Ankara-İstanbul hattındaki görüşmeyi inceleyen dönemin gazetecilerinin izlenimleri de kitapta yer aldı. İzlenimlere göre telefon görüşmelerindeki ses, İstanbul içi konuşmalardan bile berraktı.
Telefon ve Mizah Örnekleri: Önünü İlikleyen Görevli
Kitapta, telefonun Osmanlı Devleti’nin gündelik hayatına girmesi ile beraber, Osmanlı insanının yaşadığı ’ilginç’ ayrıntılara da yer veriliyor. 1909 yılında Kalem dergisinde yer alan bir karikatür, Bakan’ın telefonla aradığı görevlinin önünü iliklemesi durumunu çizgiler vasıtasıyla okura sunarak, yaşanılan değişim sürecine mizahi bir yorumla yaklaşıyor.
Akıllarda kalacak, başkalarına da samimiyetle aktarılarak sohbetleri, söyleşileri zenginleştirecek bu tür pek çok ayrıntının aktarıldığı kitap, son derece titiz bir çalışmanın ürünü olarak kültür dünyamızdaki yerini aldı.
Türk insanının hayatını güzelleştiren, gelişim sürecine birbirinden değerli katkılarda bulunan Ericsson Türkiye’nin yayımladığı ”Osmanlı’dan Günümüze İletişimde bir Lider: Ericsson Türkiye” kitabı değişim-dönüşüm sürecini hem ekonomik hem de sosyal-kültürel verilerle ele almasıyla, ’çok yönlü, çok katmanlı’ bir yapıya sahip olmasıyla da dikkat çekiyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.