Bununla birlikte Rus pazarındaki Türk şekerleme ürünlerinin payı büyük değil. 2013 yılda Türkiye’den Rusya’ya yapılan şekerleme ihracatı 39 dolar buldu. Ancak Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, Rusya’nın Sesi’ne verdiği demeçte Türk tatlıcıların Rus pazarındaki varlığını önemli ölçüde genişletmeyi hedeflediklerini belirterek şunu söyledi:
– Geçen sene Türkiye’den Rusya’ya yapılan şekerleme ihracatı kırk milyon doları buldu. Rusya’da bu şekerlemeler içinde hangi ürünler daha çok satılıyor?
– Bizim Türk lokumu (Turkish delight) dünyaca meşhür ve Rusya tarafından bilinen ve Rus tüketicilerimiz tarafından takdir edilen bir ürün. 100 yıllık bir geçmişimiz var. Bizim çatı yapılanmamız Turkish Delight üzerine. Biz şekerlemeyi biliyoruz, yüzyıllardır geleneklerimiz içerisinde var, bunu anlatmak istiyoruz. Ve bunu yeni teknolojilerle geliştirerek günümüze uyarladık. Teknolojilerimiz çok üst düzeyde. Geçmişte bavul ticareti ile başlayan pazarı çok iyi biliyoruz, kültürü çok iyi biliyoruz. O dönemlere bakarak Türk şekerleme sektörü çok mesafe kat etti. Şu anda yenilikçi ürünleriyle 185 ülkeye 3 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir sektordür. Rus halkının tüketim alışkanlıklarını, damak tadını çok iyi biliyoruz. Rus standartlarına uygun üretim yapabilen fabrikalarımızın sayıları her geçen gün artıyor. Biz bu dönemin fırsat olacağına ve hizmetimizin artacağına inanıyoruz.
– Dört milyona yakın Rus turisti her sene Türkiye’ye geliyor. Onlar evlerine dönerken yanlarında Duty Free’lardan aldıkları şekerleme ürünleri var. Lokum da var, baklava da var. Peki, bu kadar insanın yanlarında getirdiği lokum ve baklavayı göz önünde bulundurursak neden ihracat rakamları bu kadar düşük?
– Tabii biz direkt ihracat rakamları üzerinden konuşuyoruz. Yolcu beraberi olanları buna dahil değil. Gördüğünüz gibi neticede Türkiye’ye gelenler için ilk aklına gelen havaalanında Türk baklavasıyla Türk lokumu satın almak. Onun için sadece lokum ve baklava satsak bile bu rakamları yaparız diye düşünüyoruz. Geçmiş yıllarda tabii Türkiye’nin bu tarafta eksiklikleri var: odaklanmamış, Rusya’da pazar geliştirememiş. Bunun yanında bazı dezavantajlarımız da var. Gümrük duvarları yüksek. Avrupa’ya göre dezavantajlarımız var, iki kat yüksek gümrük ödiyoruz. O noktada rekabet etmekte zorlanıyoruz. İkili siyasi iradenin karşılıklı olarak bunları belirli seviyeye çekmesiyle rakamlar katla kat artacaktır diye düşünüyorum.
– Peki Rusya genelinde hangi şehirlere ağırlıklı olarak ihracat yapılıyor?
– Genelde Moskova merkezli, bunun yanında Dağıstan coğrafyasından yayılan bir ihracat kalemi ürünlerimiz var. Ama ağırlık Moskova merkezi ithal edilmekte ve buradan yayılmakta.
– Rusya’da bulunan pek çok Türk işadamı var. Onlar arasında da artık yavaş yavaş burada baklava ve lokum türünden şekerleme ürünleri üretimine geçenler de var. Bunu siz Türk ihracatçılar açısından dezavantaj mı yoksa avantaj olarak görüyorsunuz?
– Biz avantaj olarak görüyoruz, bu tanıtımımıza çok olumlu etki eder. Biz zaten Türk ürünleri olarak piyasamızı genişletip daha sonrasında da burada yatırımcı olmak istiyoruz. Öncelikle ihracat yapıp ürünlerimizi anlatıp markalarımızı tanıtıp arkasından o markalarımızla yerel yatırımlara dönüştürmek istiyoruz. Hedefimiz bu. Onun için küçüklü büyüklü buradaki yatırımcılar bizim için avantaj, bunlardan çok memnunuz.
– Markalardan bahs ettiniz. Çikolata sektörünü göz önünde bulundurursak ve Ukrayna’nın çikolata sektörünün yaptırımlara tabii tutulduğuna göre bu Türk çikolata sektörü için bir yandan fırsat sayılabilir. Çikolata sektöründe çalışan Türk şirketleri ihracat bakımından buraya gelmek niyetleri var mı?
– Şu anda gerçekleşen Moskova Gıda Fuarı’nda yaklaşık 10’a yakın çikolata şekerlemeci firmamız bizzat standlarıyla sektörü temsil etmekte. Afrika’ya, Amerika’ya, Uzak Doğu’ya mal satıyoruz. 1-1,5 ayda ürünlerimiz pazarlara ulaşıyor. Bunlara bakarak Rusya hemen yakınımız, komşumuz. Biz sektör olarak gelen talepler doğrultusunda önceliğimizi Rusya’ya vermeyi hazırız. Bu noktada sektörümüz hazır. Sektörümüzün kapasitesi ve teknolojisi buna uygun. Çok kısa zamanda gelecek kapasite artışları ihtiyaçlarına cevap verebilecek düzeydeyiz.
– Aslında Rusya’da pek çok Avrupa ülkelerinde olduğu gibi pazarın anahtarları büyük mağaza zincirlerin elindedir. Peki siz Rusya’daki mağaza zincirleriyle bir irtibat içinde misiniz?
– Mağaza zincirleriyle irtibat içindeyiz, bunlarla görüşmeler içindeyiz. Tabii ki öncelikle buraya ürünlerimizi getirip böyle bir hizmet veriyor olmamız lazım. Mağaza zincirleri raftan ürünün düşmemesini ister, sağlıklı bir hizmet ister, standart bir hizmet ister. O hizmeti verebilmemiz için de bizlerin burada var olmamız gerekiyor ki distribütörlerimizin vasıtasıyla, depolarımızın olması, ürünlerimizin mevcut olmasıyla birlikte zincirlere hizmet verelim. Bunu ikinci adım olarak düşünüyoruz. Ilişkilerimiz var, zincirleri tanıyoruz, onlarla ilişki içindeyiz. Onlar da ürünlerimizi sabırsızlıkla bekliyorlar.
– Rusya’da faaliyete geçen ilk mağaza zincirlerinden biri Türk ‘RamStore’ mağaza zinciriydi. Ve doğal olarak orada Türk malı ürünlerini çok sayıda ve farklı çeşitte satılıyordu. Ancak zamanla ‘RamStore’ Rusya pazarından çekildi. Bugün Rusya’da Türk mağaza zincirinin bulunmaması bir dezavantaj sayılmaz mi?
– Dezavantaj tabii ki. RamStore Türk ürünlerini çok iyi temsil ediyordu, bu bir kültür transferiydi aslında. Ama tabii ki uluslararası ticaret din, dil, ırk tanımıyor. Neticede ticaret nerede faydalı ise, neresi sizin için menfaatlı ise oraya kayıyor. Satıldı, el değiştirdi, başka grupların eline geçti. Tabii biz saygı duyuyoruz. Ama Rusya pazarında yerleşik Türk marketleri olsa gerçekten kültür transferimiz anlamıda ve Türk ürünlerinin satışı anlamında çok mesafe kat edebiliriz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.