TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “Yeni havalimanının faaliyete başlamasıyla Atatürk Havalimanı’nın kapanacağı düşünüldüğünde, Sabiha Gökçen’e ortak olmak TAV için önemli bir stratejik adım anlamına geliyor. Atatürk Havalimanı’nın sonrasını planlamak ve İstanbul’un büyüme potansiyelinden en azından 2030’a kadar faydalanmak üzere bir ayağımızı İstanbul’da tutmak amacıyla fırsatları kovalamak TAV’ın üst yönetimi olarak bizim sorumluluğumuzdur. Geçtiğimiz dönemde hepsi TAV tarafından işbirliğine dayalı bir şekilde işletilen Üsküp, Ohrid, Tiflis, Batum, Riga, Enfidha, Monastir, Ankara, İzmir, Bodrum ve Gazipaşa havalimanlarını içeren bir ağ oluşturduk. Özellikle İstanbul ve Medine arasında güçlü bir sinerji yarattık. Tüm bu havalimanı işletmelerimiz, ana üssümüz olan İstanbul’da ortaya çıkan bilgi birikiminden, hizmetlerden, İstanbul operasyonunun kapsam ve ölçeğinden yararlandı. Yeni havalimanı açıldığında İstanbul’un ikinci havalimanı olacak Sabiha Gökçen’de yer almamız bu verimliliği devam ettirecektir. Bu çerçevede Limak ile müzakerelere başladık ve bir anlaşmaya vardık. İş hayatının önemli unsurlarından birisi, yeni ortaya çıkan durumlarda zamanı yakalayıp şirketinizi uzun vadeli hedeflerine taşıyacak şekilde pozisyonlamaktır. Anlaşmanın iki tarafı için de ortak bir noktada buluşmak için mantıklı nedenleri vardı. Limak’ın yeni havalimanını alan konsorsiyumun ortaklarından olup oraya daha fazla konsantre olmak istemesi, bizim ise yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü İstanbul’daki operasyonlarımızı 2021 sonrasına taşıma arzumuz bu anlaşmanın yollarını açtı. Malaysia Airports eğer ön alım hakkını kullanmaz ise, gerekli onaylar alındıktan sonra Sabiha Gökçen’de işletmeye katkıda bulunmaya başlarız.
Önümüzdeki 5-6 yılda Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen’de varlığımızın bulunması verimlik artışı yakalamak ve hem havayolu hem de yolcularımıza sunduğumuz hizmetleri geliştirmek için yeni fırsatlar yaratacaktır. Bazıları Atatürk Havalimanı’ndan slot alamayan ve Sabiha’ya da gitmek istemeyen ciddi bir havayolu portföyü var. Biz bu havayollarının önemli bir kısmı ile ya diğer havalimanlarımızda çalışıyoruz ya da yer hizmetleri şirketimiz Havaş’ın söz konusu havayollarıyla ilişkisi çok iyi. Bu bağlantıları kullanarak bahsettiğim portföyden ciddi bir uçak sayısını daha İstanbul’a getirebileceğimize inanıyoruz. Ayrıca çok ciddi büyüme kaydeden THY ve diğer Türk özel havayolu şirketlerinin de bu havalimanlarında rahatlamasını sağlayabiliriz. İyi bir birliktelik olacağına inanıyorum. Dünyanın önde gelen havalimanı işletmecileri arasında yer alan Malaysia Airports ile güçlerimizi birleştirerek, her iki tarafın da sahip olduğu bilgi birikiminin biraraya getirerek Sabiha Gökçen’i daha da geliştirmeyi umuyoruz. Malaysia Airports ile Sabiha Gökçen’in ötesinde, başka projelerde de çok ciddi işbirlikleri yapabileceğimize inanıyoruz. Bu birlikteliğin yaratacağı bilgi ve sosyal sermaye bence en önemlisi olacaktır. Şirketimiz stratejisinin önceliği, ülkemiz menfaatleri, çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve yatırımcılarımızın mutluluğu için çalışmak üzerine kurulmuştur. Biz sadece havalimanı işletmesi yapan bir şirketiz; başka projelere girmiyoruz ve elimizdeki sermaye birikimini ülkemizin bir havalimanına yatırmaktan da çok mutluyuz” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.