EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Arzu Pişkinoğlu, “Telekomünikasyon sektörü oyuncularının yeni taleplerden en iyi şekilde yararlanmaları için, iç yapılarını basitleştirerek yeniden düzenlemeleri ve kurum içinde yeni etkileşim biçimleri oluşturmaları hayati öneme sahip olacak. Ayrıca operatörlerin stratejilerinden maksimum fayda elde etmek için insan kaynaklarını yetenek ve beceri açısından geliştirmesi gerekecek” dedi.
EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Arzu Pişkinoğlu, “Telekomünikasyon sektörü oyuncularının yeni taleplerden en iyi şekilde yararlanmaları için, iç yapılarını basitleştirerek yeniden düzenlemeleri ve kurum içinde yeni etkileşim biçimleri oluşturmaları hayati öneme sahip olacak. Ayrıca operatörlerin stratejilerinden maksimum fayda elde etmek için insan kaynaklarını yetenek ve beceri açısından geliştirmesi gerekecek” dedi.

EY’nin Telekomünikasyon Sektöründeki En Önemli 10 Risk 2014 Raporu’na göre, her ne kadar global ekonomide yaşanan toparlanmanın olumlu etkilerinden yararlansa da telekomünikasyon sektörü, yapısal baskılar ve artan rekabetten dolayı hala pek çok riskle karşı karşıya. Bu risklerin başında ise şirketlerin sektördeki yeni iş modellerine bağlı olarak değişen rollere adapte olamaması gösteriliyor.

Denetim ve danışmanlık şirketi EY tarafından hazırlanan rapor, global ekonomide yaşanan toparlanmanın ve piyasalarda yaşanan belirsizliğin nispeten ortadan kalkmasının, telekomünikasyon şirketleri için sevindirici olduğunu, ancak sektörün hala pek çok riskle karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyuyor. Regülasyonlar ve artan rekabetin de içinde bulunduğu pek çok yapısal baskının sektörü zorladığının belirtildiği raporda temel riskler 10 başlık altında toplanıyor.

Raporda, şirketlerin karşılaşabileceği 10 temel riskin başında, sektörün değişen ve dönüşen ekosistemi içindeki yeni iş modellerine bağlı olarak değişen rollerin fark edilmemesi gösteriliyor.

Rapor üzerine açıklamalarda bulunan EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Arzu Pişkinoğlu, “Telekomünikasyon sektörü oyuncularının yeni taleplerden en iyi şekilde yararlanmaları için, iç yapılarını basitleştirerek yeniden düzenlemeleri ve kurum içinde yeni etkileşim biçimleri oluşturmaları hayati öneme sahip olacak. Ayrıca operatörlerin stratejilerinden maksimum fayda elde etmek için insan kaynaklarını yetenek ve beceri açısından geliştirmesi gerekecek” dedi.

Telekomünikasyon operatörlerinin büyüme fırsatlarının peşinden koştuğu şu dönemde şirketlerin endüstride değişen yeni rolleri gözden kaçırmamaları gerektiğinin altı çizilen raporda, değer zincirlerinin piyasa dinamikleri dikkate alınarak yeniden yapılandırılması gerektiği ifade ediliyor. Özellikle şebekeler üstü (over-the-top) hizmetlerin telekomünikasyon operatörleri için önemli bir rakip olduğu belirtilirken, operatörlerin bu şirketlerle işbirliği yapmaları, bir diğer deyişle müşterilerini paylaşmaya hazır olmaları gerektiği kaydediliyor.

Regülasyonlardaki belirsizlik risk oluşturuyor

Raporda yer alan bir diğer risk ise yeni pazar yapısındaki regülasyonların yeterince net olmaması. Buna göre, sektörde faaliyet gösteren şirketler için her ne kadar altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek adına birleşme ve satın alma stratejisi bir alternatif olarak gözükse de tekelcilik karşıtı yasalar, şirketlerin bu konuda önünü kesebiliyor.

Gizlilik ve güvenlik hayati öneme sahip

Raporda sektör için bir diğer risk olarak ise gizlilik ve güvenlik gösteriliyor. Kişisel veri konusunda tüketicilerin servis sağlayıcılara olan güvenlerinde bir düşüş yaşandığı belirtilirken, şirketler gerekli tedbirleri almak konusunda daha duyarlı olmaları için uyarılıyor.

Organizasyonel esneklik

Raporda şirketler, kurumsal yapılarını pazar dinamiklerine uyum sağlayacak şekilde esnek hale getirmeme riskine karşı da uyarılıyor. İnovasyonun en yoğun olduğu sektörler arasında bulunan telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin, ayrıca farklı coğrafyalarda iş yapılması, sektör ve sektör dışı oyuncularla işbirliğine gidilmesi gibi nedenlerle daha hızlı ve esnek bir yapıya sahip olmaları gerektiği kaydediliyor.

Organizasyonel esnekliğin, yeni teknolojilere adapte olma konusunda hayati bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken Pişkinoğlu, telekomünikasyon operatörleri için küçük rakipler ile rekabet edildiği ve yeni alanlara yönelik hizmet tekliflerinin geliştirildiği bir ortamda organizasyonel esnekliğin öne çıkacağını belirtti. Pişkinoğlu, operatörlerin veri fırsatlarını iyi bir şekilde kullanabilmeleri için şirket içi bölümler arası iletişimi geliştirmelerinin ve dağınık müşteri bilgilerini etkin şekilde sınıflandırmalarının önemini vurguladı.

Daha çok veri yerine daha iyi veri

Raporda, diğer sektörlere oranla daha çok veriye sahip olan telekomünikasyon şirketlerinin, söz konusu datayı iyi yönetmeleri gerektiği ifade ediliyor. Daha çok veri yerine daha iyi veri yaklaşımının belirlenmesi gerektiğine vurgu yapılan raporda, iyi veri yönetimi yapamayan telekomünikasyon şirketlerinin risklerle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor.

Raporda dikkat çekilen bir diğer risk de şirketlerin performans ölçümlemede yetersiz kalması. Bu riski bertaraf etmek için şirketlere, stratejik hedeflerine ne derece ulaştıklarını anlamaya yardımcı olacak ölçümleme uygulamalarını devreye almaları tavsiye ediliyor.

2014’te telekomünikasyon sektörünü bekleyen riskler

1- Sektörün değişen ve dönüşen ekosistemi içinde yeni iş modellerine uyumun sağlanamaması

2- Yeni pazar yapısındaki düzenlemelerin belirsiz olması

3- Gizlilik ve güvenlikle ilgili yeni gerekliliklere uyumun sağlanamaması

4- Organizasyonel esnekliğin sağlanamaması

5- Büyüme ve verimliliği desteklemek için veriyi entegre şekilde değerlendirememek

6- Etkin olmayan performans ölçümleme sistemleri

7- Müşteri beklentilerinin iyi anlaşılamaması

8- Network varlıklarından yeteri kadar değer sağlanamaması

9- İnorganik büyüme stratejisinin başarılı bir şekilde oluşturulamaması

10- Etkin inovasyonun sağlanamaması

 

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın