EY Bahreyn İslami Finansal Hizmetler Direktörü Nida Raza, “Türkiye’de sukuktan yararlanmak isteyen firmalar bu alana ilişkin düzenlemelerin olmamasından kaynaklı olarak birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Bu durum da sürecin uzamasına neden oluyor. Ayrıca varlık şirketinin kurulmasında sigorta sisteminin olmaması da süreci diğer ülkelere oranla daha da uzatıyor” ifadelerinde bulundu.
EY Bahreyn İslami Finansal Hizmetler Direktörü Nida Raza, “Türkiye’de sukuktan yararlanmak isteyen firmalar bu alana ilişkin düzenlemelerin olmamasından kaynaklı olarak birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Bu durum da sürecin uzamasına neden oluyor. Ayrıca varlık şirketinin kurulmasında sigorta sisteminin olmaması da süreci diğer ülkelere oranla daha da uzatıyor” ifadelerinde bulundu.

Küresel İslami finansın günümüzde geldiği seviyeyi ve sektör içerisinde Türkiye’nin rolünü değerlendirmek amacıyla EY Türkiye tarafından hazırlanan ‘Dünya İslami Bankacılık Rekabet Raporu’na göredünya İslami bankacılık aktif büyüklüğü 2013 yılında 1,7 trilyon doları aştı. 2012 yılında 567 milyar dolar olan Türkiye’nin de içinde yer aldığı QISMUT (Katar, Endonezya, Suudi Arabistan, Malezya, BAE) ülkelerindeki İslami ticari banka aktiflerinin 2013 ila 2018 döneminde yılda yüzde 19,7’lik bileşik büyüme oranıyla 1,6 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Türkiye’deki katılım bankalarının kârlılık oranları küreselin üzerinde

Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkan Selim Elhadef “Ardı ardına gerçekleştirilen sukuk ihraçları, Türkiye’nin dünya İslami finans haritasında güçlü bir konum edinmesini sağladı. Türkiye’nin katılım bankacılığı aktif büyüklüğü 39 milyar dolar ve pazar payı yüzde 5,6 seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin 2013 yılındaki toplam sukuk ihraç tutarı ise 4,77 milyar dolar. Türkiye’deki katılım bankalarının kârlılık oranları küresel sektör ortalamasının üzerinde seyrediyor” dedi.

Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında kârlılıkta bir adım daha önde görülse de Türkiye’nin hala değerlendirmediği büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Elhadef, “Bu potansiyelden yararlanmak için EY olarak 3 ana konuya odaklanılması gerektiğini düşünüyoruz. Yasal çerçevenin piyasadaki paydaşlara daha fazla netlik sağlayacak şekilde iyileştirilmesi; İslami finans sektöründeki oyuncu sayısının katılım bankacılığını yanı sıra İslami sigorta (tekafül) ve fon yönetimi alanlarını da kapsayacak şekilde arttırılması ve insan kaynaklarının bu büyümeyi destekleyebilecek şekilde geliştirilmesi gerekli” dedi.

Türkiye’nin katılım bankası aktifleri 2018’de 121 milyar dolara ulaşır

Türkiye’de 2012 yılında büyüklüğü 39 milyar dolar olan katılım bankası aktiflerinin 6 yıllık dönemde yüzde 21’lik yıllık bileşik büyüme oranı ile 2018’de 121 milyar dolara ulaşacağını tahmin ettiklerini ifade eden Elhadef, “KOBİ desteği ve bireysel finansman İslami bankacılığın büyümesinde lokomotif olacak. Bunu yanı sıra Türkiye’de 11 milyon hane halkı, 2030 yılına kadar 30 bin dolar veya üzeri gelir ile Kanada’nın bugünkü düzeyine ulaşacak. Bu gelişmeler ışığında genç nüfus, mevzuat reformları ve hükümetin katılım bankacılığı ile finansal kapsayıcılığı yaygınlaştırma hedefinin İslami esaslara bağlı finans kurumlarına güç kazandıracağını düşünüyoruz” dedi.

Büyük firmaların sukuk ihracı için mevzuat daha teşvik edici olmalı

Mevzuatın sukuk ihracına yönelik düzenlenmesi ile Türkiye’den daha fazla firmanın uluslararası sukuk piyasasına giriş yapacağını aktaran EY Bahreyn İslami Finansal Hizmetler Direktörü Nida Raza ise, “Türkiye’de sukuktan yararlanmak isteyen firmalar bu alana ilişkin düzenlemelerin olmamasından kaynaklı olarak birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Bu durum da sürecin uzamasına neden oluyor. Ayrıca varlık şirketinin kurulmasında sigorta sisteminin olmaması da süreci diğer ülkelere oranla daha da uzatıyor” ifadelerinde bulundu.

QISMUT ülkeleri, İslami finans sektörünün rotasını belirleyecek

Nida Raza, “Dünya ekonomisinde halen önemli bir yere sahip olan hızlı büyüyen pazarların gelecek dönemde daha önemli bir rol oynayacağını tahmin ediyoruz. Aynı zamanda hızlı büyüyen 25 ülkenin 2020 yılına kadar dünya GSYH’sinin yüzde 50’sini, tüketim harcamalarının yüzde 38’ini ve sabit sermaye yatırımlarının ise yüzde 55’ini temsil edeceğini öngörüyoruz” diyerek sözlerine devam etti.

Son 10 yıllık dönemde dünya GSYH artışındaki payları ikiye katlanan bu ülkelerin gelişmiş ülkelerden daha hızlı büyümeye devam ettiğini vurgulayan Raza, bahsi geçen 25 ülkeden 10’unun geniş bir Müslüman nüfusa sahip olduğunu ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı QISMUT ülkelerinin İslami finans sektöründeki bir sonraki büyük dalganın tetikleyicisi olacağını ifade etti.

Raporda öne çıkan diğer konular ise şöyle;

·         QISMUT ülkelerinde, İslami bankacılık varlıklarının 2013 yılında 662 milyar doları aştığı tahmin ediliyor.

·         Küresel İslami bankacılık aktiflerinin ise 2018 yılında 3,4 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.

·         QISMUT ülkelerinde 2012 yılı tahmini İslami banka kârları 9,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Öngörülere göre 2018 yılına kadar, QISMUT ülkelerindeki İslami banka kârları 26,4 milyar dolara ulaşacak.

·         Küresel ölçekte ise İslami banka kârlarının 2018 yılına kadar 30,5 milyar dolara ulaşacağı bekleniyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın