Dünya genelinde 2020-2030 yılları arasında ülkelerin iş gücü verimliliği ve gayrisafi yurtiçi hâsıla büyüme oranlarına göre değişen şiddette iş gücü kıtlığı yaşanacak ve özellikle Almanya, İspanya, Rusya, Japonya gibi önemli gelişmiş ekonomilerde iş gücündeki daralma hızlanacak. Aynı dönemde, aksi bir tablo ile iş gücü fazlası vermeye devam edecek olan Türkiye, dünya genelinde yaşanması beklenen bu darboğazı fırsata çevirebilir.
Dünyanın lider yönetim danışmanlığı şirketlerinden The Boston Consulting Group (BCG) tarafından hazırlanan “Yaklaşan Küresel Yetenek Krizi” raporuna göre dünya genelinde 2020-2030 yılları arasında iş gücü kıtlığı yaşanacak. Yapılan araştırmada, Türkiye’nin de dâhil olduğu ve G20 ülkelerini kapsayan 25 ülke ekonomisi incelenerek iş gücü arz-talep dengesinin sağlanmasının oldukça güç olacağı vurgulanıyor. İncelenen ülkelerdeki mevcut pozisyonların iş gücü açığından doldurulamaması veya mevcut iş gücüne yeterli iş fırsatı yaratılamamasından ötürü toplam dünya ekonomisine etkisi 10 trilyon dolar (dünya toplam GSYİH oranının %10’undan daha büyük) olacağı öngörülüyor.
Türkiye iş gücü fazlalığı vermeye devam edecek
2012 yılında 27 milyon çalışanı olan Türkiye’de ise küresek darboğazın aksi bir tablo ortaya çıkacak. BCG analizine göre 2012-2020 arasında ortalama iş gücü arz büyüklüğü 1.39% yıllık bileşik büyüme oranı ile birçok Avrupa ülkesine göre çok daha hızlı büyüyecek. 2020-2030 yılları arasında büyüme hızı düşmesine rağmen 0.74% yıllık bileşik büyüme oranı ile büyüme devam edecek. Tahmini GYSH büyüme oranları ve iş gücü verimlilik artışları dikkate alındığında 2020 yılı için %7-8 oranında, 2030 yılı için ise %0-4 oranında toplam iş gücü arzına göre fazlalık olacak.
Türkiye için önemli bir fırsat olabilir
Türkiye’nin 2020-2030 yılları arasında ülke nüfusunun yaşlanması ve doğurganlık oranının kısmen azalmasına rağmen iş gücü arzının talebinden fazla olacağını belirten BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan “Türkiye için, oluşacak iş gücü fazlalığını avantaja çevirmek mümkün. Öncelikle eğitim alanında yapılacak reformlarla ihtiyaca yönelik çalışan yetiştirilmesi, daha verimli iş gücü yönetimi sağlayacaktır. Özellikle girişimciliğin teşvik edilmesi iş gücü fazlalığını bizim için ülkesel bir rekabet avantajına çevirebilir. Küresel koşullar da göz önüne alındığında, çevre ülkelerdeki iş gücü eksikliğini doğru yurt dışı ilişkileri ile Türkiye çözebilir ve sorun yaşayan ülkelere çalışan ihracatı sağlanabilir” şeklinde konuştu.Gelişmiş ülkelerde yaşanan iş gücü kıtlığı gelişmekte olan ülkelere de sıçrayacak
BCG araştırmasında 25 önemli ülke ekonomisi için yapılan öngörülere göre Almanya, İspanya, Rusya, Japonya gibi önemli ekonomilerde 2020’ye kadar iş gücü arzında yaşanan daralma 2020-2030 yılları arasında daha da hızlanacak. 2020-2030 arasında Kuzey Kore ve Çin’de ise ilk defa iş gücü arzında düşüş yaşanacak.
BCG’ye göre Almanya’da 2020 yılına kadar 2,4 milyon, 2030 yılına kadar ise 10 milyon çalışan açığı olacak. BRIC ülkelerinden Brezilya, 2020 yılına kadar 8,5 milyon, 2030 yılına kadar da 40,9 milyon çalışan açığı yaşayacak. Benzer şekilde Çin 2020’ye kadar 55,2 milyon çalışan fazlası verirken, 2030 sonunda 24,5 milyon çalışan açığı ile karşı karşıya kalacak.
Almanya’da iş gücü eksikliği oluşacak
Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya’da iş gücü arzı 2030 yılında 43 milyon kişiden 37 milyona düşecek. Geçmiş yıllara benzer GSYİH ve iş gücü verimlilik büyümeleri gerçekleşmesi durumunda 2030 yılı için 8-10 milyon kişi arasında bir iş gücü eksiği oluşacak. Araştırmada, Almanya’nınyakın gelecekte bu krizi yönetmesi için teknolojik yatırımlar, inovasyon ve eğitim artışı ile iş gücü verimliliğinde daha fazla artış, kadın ve yaşlılarda iş gücüne katılımın arttırılması, göçmenlik politikalarında değişim, kişi başına düşen çalışma saatlerinin arttırılması gibi yöntemler belirtiliyor. Doğum oranlarında yaşanacak artışın 2014 yılında doğanların 2030 yılına kadar iş gücüne katılamamasından ötürü kısa vadeli bir etkisinin olmayacağı vurgulanıyor.
Her bölge için ayrı çözüm
BCG çalışmasında, her bölge ve sorunun ayrı ele alınması gerektiği vurgulanıyor. yaşanacağı bölgeler için aşağıdaki çözüm önerileri üzerinde duruluyor:
• İş gücü verimliliğinin altyapı yatırımları ve inovasyon ile arttırılması • Sosyal ve eğitim programları ile çalışabilir nüfusun arttırılması • Kadınların teşvik edilerek iş gücüne katılım oranının arttırılması • Emeklilik yaşının yükseltilmesi, çalışma saatlerinin arttırılması
• Göçmenlik kriterlerinin yenilenmesi ile göç artışının sağlanması • Doğum oranlarının artışına yönelik teşvik mekanizmalarının kurulması
İş gücü kıtlığının
İş gücü fazlalığının yaşanacağı bölgeler için ise mevcut iş gücünden daha iyi faydalanmaya yönelik çözümler vurgulanıyor:
• Hızlı büyüme politikası ile işsizlik oranının düşürülmesi • Özellikle işgücü kullanımı yüksek olan üretim sektörlerinde yatırımların teşvik edilmesi
• Devlet destekli özgül beceriklilik gerektiren ve talebi olan mesleklere yönelik eğitim programlarının arttırılması
• Çalışabilir yaşta olan kişileri tam gün çalışmaya yöneltecek eğitim programları • Kayıt dışı ekonomiyi azaltacak iş regülâsyonları ve vergilendirmelerde kolaylıklar sağlanması • Özellikle işgücü açığı olacak ülkelerle yapılacak anlaşmalar
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.