Anadolu’nun kasabalarında, köylerinde yaşayan, doğal gıdalarla beslenen, ileri yaşında hala yaşamın içinde aktif bir şekilde var olan 5 nine ve bir dede, eşleri, evlat ve torunları için böbreklerini bağışladı.
Acıbadem Hastanesi’nden “Yaşlılar Haftası” dolayısıyla yapılan yazılı açıklamada, haftanın bu yılki belirleyici konusunun, yaşlıların da organ verebileceğini insanlara aktarmak olduğu belirtildi. Açıklamada, bu kapsamda çocuklarına, eşlerine ve torunlarına böbreklerini veren 72 ile 88 yaşları arasındaki 6 sağlıklı insanın hikayeleri anlatıldı.
Kızı Hayriye Gaye Kaan’a böbreğini veren 88 yaşındaki Ayşe Feruhan Yetiştiren, kızının böbrek hastası olduğunu duyunca çok üzüldüğünü ve evladının gözlerinin önünde eriyip gittiğini kaydetti. Yetiştiren, “Gazetelerde okumuştum, ‘benim yaşımdaki kişiler bile sağlıklıysa organ verebiliyor’ diye. Sağlığım yerindeydi, dokularımız da uydu. Evladıma feda olsun” ifadelerini kullandı.
Kaan da annesinin sağlığından endişe ettiğini vurgulayarak, “Doktorlara, ‘Nakille ilgili en ufak şüpheniz olursa ameliyat etmeyin’ ricasında bulundum. Her şey yolunda gitti, annem bana Allah’ın yardımıyla yeni bir hayat hediye etti. Ne kadar teşekkür etsem az” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
Gülümser Ulusoy (77) da oğlu Saim Ulusoy’un (58) böbrek rahatsızlığı bulunduğunu belirterek, gazetelerde okuduğu haberler üzerine oğluna böbreğini vermeye karar verdiğini bildirdi.
Ulusoy, “Benim gibi sağlam ihtiyarlar evladını, torununu kurtarıyor da ben niye kurtarmayayım’ dedim. Gelmişim 77 yaşına, oğluma kıyamadım. O mutluysa ben de mutluyum” ifadelerini kullandı.
Torununa hayat verdi
Fatih Güder de (32) iki yıldır diyalize girdiğini, imdadına babaannesi Ayşe Güder’in (75) yetiştiğini kaydetti. Testlerin sonucunun olumlu çıkmasının ardından naklin yapıldığını anlatan Güder, “Allah ninemden razı olsun, o olmasaydı yıllarca diyalize girecektim. Beni çektiğim acılardan kurtardı, hakkını ne yapsam ödeyemem” diye duygularını aktardı.
Ziyaettin Bağtaş (72) ise eşi İmran Bağtaş’ın (65) iki böbreğinin de iflas ettiğini ve 4,5 yıldır diyalize girdiğini belirtti.
Dokular uyunca hemen ameliyata girdiklerini anlatan Bağtaş, “Eşimin sağlığı yerine geldi. Organ bağışı bir insanın, diğerine verebileceği en büyük armağandır” değerlendirmesinde bulundu.
Selim Doğan (36) da kronik böbrek yetmezliği nedeniyle 5,5 yıl boyunca diyalize girdiğini, iki defa kadavra listesine yazılmasına rağmen sıranın kendisine gelmediğini belirterek, anneannesi Ayşe Şanal’ın (73) buna çok üzüldüğünü bildirdi.
Anneannesinin, televizyonda kendisi gibi yaşlı birinin torununa böbreğini verdiğini izleyince organ bağışında bulunmaya karar verdiğini aktaran Doğan, “Ben nineme ne desem az gelir. Allah ondan razı olsun” ifadelerini kullandı.
Ayşe Şanal da “73 yaşındayım, yaşayacağım kadar yaşamışım. Torunum daha 36 yaşında. Ben ölünce toprak olacağım. Yaşarken bir faydam olsun dedim. Torunum acı çekerken ben rahata erebilir miyim?” şeklinde görüşünü aktardı.
Semra Ünlüsoy da (55), kronik böbrek yetmezliği bulunduğunu belirterek, annesi Zinnuye Dinçdal’ın (83) kendisine böbreğini verdiğini anlattı.
Ünlüsoy, “Annem çok kararlıydı, o nasıl bana kıyamazsa ben de ona kıyamıyordum. Testler yapıldı. Sağlığıyla ilgili bir sorun olmayınca, dokularımız da uyunca doktorlar nakil olabileceğini söyledi. Her şey ikimiz için de Allah’a çok şükür iyi gitti” ifadelerini kullandı.
Zinnuye Dinçdal ise evladının iyi olmasının kendisine yettiğini vurgulayarak, “Bu yaşımdan sonra başka mutluluk istemem. En büyük mutluluk sağlıktır. Sağlığınıza iyi bakın, kıymetini bilin” diye duygularını dile getirdi.
Böbrek naklinde biyolojik yaş önemli
Açıklamada, organ naklinde ister genç, ister yaşlı olsun esas olanın takvim yaşı değil, biyolojik yaş olduğu bildirildi.
Doğal beslenmiş, radyasyon gibi zararlı maddelerden uzak kalabilmiş insanların sağlıklı yaşamak anlamında çok daha şanslı oldukları aktarılan açıklamada, şöyle denildi:
“Bu kişilerin yaşları takvime göre ileri belki ama iç organları gayet sağlıklı bir şekilde çalışıyor. Yaştan bağımsız olarak vericilerin testleri çok detaylı yapılıyor. Bazen 80 yaşındaki verici, 40 yaşındakinden daha iyi durumda oluyor. Hastanın birden fazla vericisi varsa biz daha genç olanların verici olmasını tercih ederiz. Ancak bazen bu detaylı incelemeler yapılırken, çok genç kişilerde de nakle engel olacak sağlık sorunları çıkabiliyor. Bu nedenle canlı verici adaylarında, insanları yaşlılar diye gözleme almamak söz konusu olmamalıdır. Yaşlı vericinin sistemik bir hastalığı yoksa, testleri de iyi çıktıysa değerlendirilmelidir.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.