Mart ayı BofA Merrill Lynch Fon Yöneticisi Araştırması, artan jeopolitik istikrarsızlıkla birlikte küresel yatırımcıların da riskten uzak bir konuma yönelerek kendilerini korumaya aldıklarını gösterdi.
Ukrayna’da artan gerginliğe ilişkin soruya yanıt veren yatırımcıların yüzde 81’i, jeopolitik riskin finansal piyasalarda istikrarın önünde bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Bu, geçen ay aynı yanıtı veren katılımcı oranının dört katından daha fazla. Olası bir jeopolitik krizi en büyük kuyruk riski olarak gören yatırımcıların oranı ise Şubat ayındaki yüzde 12 değerinden yüzde 27’ye yükseldi. Aynı zamanda, yatırımcılar yükselen piyasaların geleceği hakkındaki endişelerini de koruyorlar ve Çin ekonomisine dair beklentiler de giderek daha olumsuz bir hal alıyor.
Yatırımcıların tepkisi ise, küresel ölçekte şirket karlılıklarına yönelik olumlu beklentilerde ve risk iştahında azalma olarak göze çarpıyor. Yatırımcılar hisse senedi tahsislerini azaltarak nakit varlıklarını arttırıyor ve kendilerini korumaya alıyorlar.
Portföylerinde ortalamanın altında risk alan yatırımcıların oranı, Şubat ayındaki net yüzde 2 değerinden yükselerek net yüzde 14’e ulaştı. Nakit ağırlıklarını arttırdığını belirten küresel varlık yöneticilerinin oranı da geçtiğimiz ayki net yüzde 12 seviyesinden bu ay net yüzde 16’ya yükseldi. Portföylerdeki ortalama nakit oranı da halen 4,8 gibi yüksek bir seviyede. Hisse senetlerinin portföylerindeki ağırlığını arttıran varlık yöneticilerinin oranı da bir ay içinde yüzde 9 azalarak net yüzde 36’ye geriledi. Hisse senedi piyasalarındaki sert düşüşlere karşı kendini korumaya almak isteyen yatırımcıların oranı da son 22 ayki en yüksek seviyeye ulaştı.
BofA Merrill Lynch Küresel Araştırma Yatırım Baş Stratejisti Michael Hartnett, konuya dair şu değerlendirmede bulundu: “Ne enflasyonun ne de ekonomik durgunluk riski yaşanan şu dönemde piyasalardaki yükselme beklentisinin henüz sona ermeyeceğini ve yatırımcıların nakit fazlalarını riskli araçlara yöneltmeleri gerektiğini düşünüyoruz.” Avrupa Yatırım Stratejisti John Bilton ise, “Kısa bir süre önce Avrupa’ya yönelik yaşanan iyimserliğin ve buna dayalı konumlanmanın azalmaya başladığının sinyallerini alıyoruz. Avrupa ekonomisi toparlanmayı sürdürse de, piyasaların tekrar yukarı yönlü bir trend izlemeye başlamadan önce muhtemelen daha da konsolide olmaları gerekecek.” şeklinde konuştu.
Şirketlere yönelik beklentiler geriliyor
Şirket karlılıklarında büyük bir iyileşme yaşanacağına dair beklentiler azalsa da, yatırımcılar iyimserliklerini koruyorlar. Önümüzdeki 12 ay boyunca karlılığın küresel ölçekte artacağına inanan küresel yatırımcıların oranı Şubat ayındaki net yüzde 45 değerinden net yüzde 40’a geriledi. Şirket karlarının önümüzdeki yıl yüzde 10’un üzerinde bir artış göstermesinin güç olduğuna inanan yatırımcıların oranı ise, Şubat ayındaki yüzde 4 seviyesinden net yüzde 12’ye yükseldi.
Aynı şekilde, şirketlerin borç alarak yatırım yapması yönündeki yatırımcı talebi de azaldı. Kurumsal bilançolarda kaldıraç oranının düşük olduğu görüşündeki yatırımcıların oranı, geçtiğimiz ayki net yüzde 40 değerinden net yüzde 34’e geriledi. Şirketlerin gereğinden az yatırım yaptığına inanan yatırımcıların oranı ise geçtiğimiz ayki net yüzde 67 seviyesinden net yüzde 63’e indi.
Bu ayki sektör bazlı dağılımlar da, korumacı bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bankalara yönelik tahsislerde sert bir düşüş, enerji şirketleri ve altyapı sektörüne yönelik tahsislerde ise artış göze çarpıyor.
Serbest yatırım fonları riske karşı pozisyon alıyor
Hem kaldıraç oranlarını hem de hisse senedi etkilerine karşı hassasiyeti azaltan serbest yatırım fonu yöneticileri, bu ayki araştırmada görülen riske karşı yaklaşıma iyi bir örnek teşkil ediyorlar. Brüt varlıkların sermayeye ortalama ağırlıklı oranı 1,49’dan son 20 ayın en düşük değeri olan 1,34’e gerilemiş durumda. Serbest yatırım fonlarının yüzde 31’inin kaldıraç oranı 1’in altında, bu oran Ocak ayında yüzde 19 seviyesindeydi.
Ocak ayındaki yüzde 38 ve geçtiğimiz ay yüzde 32 olan hisse senedi etkilerine karşı hassasiyet de bu ay yüzde 29 ile Haziran 2012’den bu yana görülen en düşük değere ulaştı.
Yükselen piyasalara dair beklentiler taban seviyeye mi yaklaşıyor?
Yatırımcı paneli, küresel yükselen piyasalara dair beklentilerin taban seviyeye ulaşmak üzere olduğunu ve iyileşme beklendiğinin işaretlerini verdi. Çin’e dair görünüm ise daha da olumsuz bir hal alsa da, yatırımcılar bölgeye dönüş yapılabileceği görüşünde.
Japonya ve Asya-Pasifik ve küresel yükselen piyasaların bölgesel fon yöneticilerinin net yüzde 47’si, Çin ekonomisinin önümüzdeki yıl zayıflayacağını düşünüyor, geçtiğimiz ay bu oran net yüzde 41 seviyesindeydi. Yükselen piyasaların hisse senetlerinin ağırlığını azaltan küresel varlık yöneticilerinin oranı da geçtiğimiz aydan bu yana yüzde iki artarak net yüzde 31 gibi rekor bir düzeye ulaştı.
Daha olumlu bir sonuç ise, yatırımcıların bölgeyi değerli olarak nitelendirmeleri. Tüm piyasalar arasında değerinin en altında işlem görenin yükselen piyasalar olduğunu düşünen küresel yatırımcıların oranı Ocak ayındaki net yüzde 36 değerine kıyasla artarak net yüzde 49 gibi rekor bir seviyeye ulaştı. Aynı zamanda, önümüzdeki yıl portföylerinde ağırlığını en fazla azaltmak istedikleri bölgenin yükselen piyasalar olduğunu belirten yatırımcıların oranı ise geçtiğimiz ayki net yüzde 21 seviyesinden gerileyerek net yüzde 18’e ulaştı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.