Rusya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler çerçevesinde, ticaret hacmimiz TÜİK’in rakamlarına göre 2013 yılında 35 milyar Dolar’a ulaşmış durumda. Türkiye’nin Rusya’dan turizmde sağladığı gelir 4 milyar Dolar’ı geçerken, Rusya’da yatırım yapan şirketlerle birlikte bu rakam 25 milyar Dolar’ı buluyor. Ayrıca doğalgaz ve petrol başta olma üzere hammadde olarak alınan 25 milyar Dolarlık ithalatla birlikte toplam ticaret hacmimiz 50 milyar Dolar’ı buluyor. TÜİK’in verilerine baktığımızda, Rusya hem ithalat hem de ihracatın en çok yapıldığı ülkeler arasında ilk beşte yer alıyor.
Rusya toplam ithalat rakamımızda yüzde 10 ile en çok ithalat yapılan 20 ülke arasında birinci sırayı alırken, ihracatta da yüzde 4,6 ile dördüncü sırayı alıyor. 2002-2012 yılları göstergeleri, yılda ortalama %24,1 oranında artış görüldüğünü gösteriyor. Türkler ve Ruslar tarih boyunca yan yana yaşamış iki millettir. Dolayısıyla Türk-Rus ilişkileri iki toplumu coğrafi ve politik etkenlerin yanında ekonomik olarak da son derece etkilemektedir.
Son günlerde Ukrayna ile Rusya arasındaki gerginlik, Avrupa’nın yanı sıra diğer ülkelerin de tepkileri ve ABD’nin Rusya ile askeri ilişkilerini askıya almasının etkilerini piyasalar üzerinde de gözlemlemiştik. Özellikle altın ve petrolde test edilen yeni zirvelerin Putin’in askeri tatbikatı sonlandırmasıyla kırılamadığını ve piyasaların bir nebze de olsa rahatladığını görüyoruz. Yurtiçi piyasalarda da aynı rahatlama söz konusu. Endeks hafta başında verdiği kayıpları geri alırken, USD/TRY’nin de 2,2040 seviyelerine gevşediğini görüyoruz.
Ukrayna gerginliği Türk-Rus ticaretini etkilemez
Önümüzdeki günlerde Ukrayna ve Rusya cephesinden gelecek açıklamalar Türkiye tarafından yakından takip edilecek. Şu an için Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya ile ilgili taraf olması söz konusu değil. Dolayısıyla iki ülke arasında 2020 için hedeflenen 100 milyar Dolarlık ticaret hacmi hedefinden uzaklaşmış değiliz.
Bu iki ülke son 10 yılda ekonomik anlamda oldukça yol almış durumda. Rusya çok önemli enerji kaynaklarına sahip, Türkiye’nin de enerjiye ihtiyacı var. Rusya ise soğuk bir ülke, dolayısıyla Rusya’dan gelen milyonlarca turistin de turizmimize katkısı büyük. Yine TÜİK’in rakamlarına göre, 2013 yılı sonu itibari ile Rusya’dan gelen turistlerin sayısı 4 milyona yaklaşmış durumda. Dolayısıyla turist girişlerinin ve turizmin de ekonomimize katkısı tartışılmaz.
Diğer yandan, Türk yatırımcılar ve inşaat şirketleri Rusya’da büyük projelere imza atmakta ve banka sektöründen enerji sektörüne hali hazırda yapılması planlanan birçok proje var. Örneğin 20 milyar Dolarlık bir yatırım olan ve ilk ünitenin 2019 yılında enerji üretmesi planlanan Mersin Akkuyu Nükleer Santral Projesi. Tesisle ilgili anlaşma 12 Mayıs 2012 tarihinde imzalanmış olup, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin işletme dönemi 60 yıl olarak öngörülüyor. Bir diğer önemli adım da müşterek otomobil üretimi konusu.
Tüm bu ilişkiler değerlendirildiğinde, Türkiye şu an Rusya-Ukrayna gerginliğine dahil olmamış olsa da önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler yakından takip edilecek. Putin’in “Şu anda Ukrayna’ya asker göndermemize gerek yok” açıklamaları piyasaları bir nebze rahatlatmışken, “Kırım konusunda taviz vermeyiz” imaları tedirgin ortamın hala sürdüğüne işaret. Rusya ile ABD arasındaki restleşmenin de hâlâ devam ediyor olması ve önümüzdeki günlerde gerginliğin diğer ülkelere sıçraması ihtimali de göz önüne alındığında, Türkiye’nin stratejik davranabilmesi hem coğrafi hem politik hem de ekonomik anlamda yurtiçi piyasaları rahatlatıcı olacaktır.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.