Tofaş Üst Yöneticisi (CEO) Kamil Başaran, “2014, ‘bu sene gibi olacak’ diye hissediyorum. Bizim verilerimiz onu gösteriyor. Ama 2015, 2016 Türkiye ve otomotiv sanayi için herhalde çılgın seneler olacak” dedi.
Başaran, bir otelde düzenlenen Taşıt Araçları Yan sanayicileri Derneği (TAYSAD) Üye Toplantısı’nda yaptığı konuşmasına, “Of ne gündü bugün. Başkanlarım sabır gösterdi, oflamadılar burada ama hakikaten enteresan bir gün” diyerek başladı.
Otomotiv sektörünün yılın 11 aylık dönemindeki performansa ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başaran, sektörün ihracatının bu yıl 21,5 milyar dolar civarında olmasının beklendiğini belirtti. Başaran, şunları kaydetti:
“Rakamlar esasında konsolide olmuş durumda. Ciddi anlamda geliyoruz. Bu doğru bir yerde gittiğimizi, sektörün de ülke ekonomisi için gerçekten çok önemli olduğunu gösteriyor. Dünyada da büyük yatırımların hepsi bu sektörde oluşuyor. Bugün 2 trilyon avro civarında bir ciroyla neredeyse dünyanın 6’ncı büyük ekonomisine sahip bir ülkeye eş değer büyüklükte bir sektörü yönetiyoruz. Benzer bir durum, ülkemizin otomotiv sektörü için de geçerli. Kasım ayında açıklanan verilere göre, 11 ayda 8,3 milyar dolarlık kısmı yan sanayide olmak üzere, toplam 19,8 milyar dolarlık performans gerçekleştirmişiz.”
Başaran, Türkiye’nin, bu sene 1,1 milyon adedine ulaşacağını ve dünyanın en büyük 16’ncı araç üreticisi konumunda olduğunu belirterek, Avrupa’da son 5 yıldır da hafif ticari araç üretiminde lider konumda bulunduğunu bildirdi.
Artık raf projelerinin sonuna gelindi
Geleceği planlarken “Raf projesi” yapmak yerine, her zaman müşterinin ihtiyaç ve beklentilerini koymanın, Ar-Ge, teknoloji ve inovasyona yatırım yapmanın önemini vurgulayan Başaran, “Raf projesinin altını çizmek istiyorum. Artık raf projelerinin sonuna gelindi. Çünkü hiçbir proje, dışarıdaki değişen müşteri profiline uyum sağlayamıyor. Bu işin tek çözüm yolu, değişen müşteri profilini pazarda yakalayıp, ona hitap edebilmekten geçiyor” dedi.
Başaran, Ar-Ge ve tasarım konusunda önemli aşamalar katedildiğini, ancak gelinen noktanın yeterli olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bu noktada 24 ay gibi kısa bir sürede otonom bir Ar-Ge merkezi olmaya karar verdik. Önümüzdeki yeni dönemde, müşteriden başlayıp, müşteriye gidecek yoldaki vereceğimiz tüm hizmet, ürün arzı, tamamen Tofaş’ın Ar-Ge’sinden çıkacak ürünlerle olacak. 2015 yılından itibaren, özellikle Avrupa’daki pazarın geri gelişi, değişen müşterilere dönük vaziyette tüm ana sanayilerin hazırlık yapması, herkesin kendi ürününü hazırlama telaşında olmasından dolayı, artık tüm OEM’ler (orijinal ürün üreticisi) kendi yetkinlikleriyle beraber, en hızlı vaziyette müşteriye dokunup, müşterinin isteklerini yapmak zorundalar. Dolayısıyla bu paralelde Tofaş’ın aldığı karar, 24 ay içinde yetkinlikleriyle beraber müşterinin ihtiyaçlarını karşılayacak olgunluğa gelmiş olmasıdır. Bugün yaptığımızın daha da ötesinde hız kazanmak zorundayız. Bu tüm yan sanayici dostlarımıza çok önemli bir mesaj bundan sonrası için. Gerekli olan tüm yatırımları yapmak durumundayız.”
Tofaş olarak bugüne kadar üniversitelerle 100’ün üzerinde araştırma projesi yönettiklerini, şu anda ise 8’i AB projesi olmak üzere 19 proje yürüttüklerini kaydeden Başaran, Tofaş’ın geçen yıl 390 milyon doların üzerinde, son 10 yılda ise 3,5 milyar dolar civarında dış ticaret fazlası yaratarak, ülkenin cari açığının azaltılmasına katkıda bulunduğunu belirtti.
Doblo Amerika projesi
Başaran, geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaştıkları Doblo Amerika projesiyle Tofaş’ın, yan sanayi özelinde çok önemli fırsatlar yarattığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
“2014 yılı içinde üretim aşamasına gelecek olan Doblo Amerika projesi, yaklaşık 200 milyon dolar, yerli doğrudan malzeme satın alma hacmi yaratmasının yanı sıra, Tofaş ve tedarikçileri için Amerika pazarını, müşterisini tanımak, bu pazarın gereklerine uygun ürün tasarlamak ve üretmek açısından da çok önemli. Tofaş’ın tüm ürün hatlarını yeni baştan ele aldık. İlk adım Doblo ile başladı. Bu bize aynı zamanda Amerika pazarına açılma imkanı verdi. Öngördüğümüz rakamları paylaştık ve arkasından projenin uygulamasına geçtik. Az bir zamanımız var, önümüzdeki aylar içinde aracın artık fiziksel anlamda sorgulanması, teknik aşamalarının yapılması aşamasına geçiyoruz ve yıl sonu itibariyle aracın lansmanı gelecek. Aynı paralelde de aracın Türkiye lansmanı da sağlanacak. Dolayısıyla çok ciddi bir yatırım ve güncellemeyle sizlerin de sayesinde bu aşamayı sağlıyoruz.”
“Tofaş’ın geleceği açısından çok önemli bir proje”
Mini Cargo üzerinde de çalıştıklarını belirten Başaran, aracın ciddi anlamda güncellenmesi kararı aldıklarını ve bu sürecin devam ettiğini bildirdi. Başaran, şöyle devam etti:
“Hafif ticari araçta pazarın nispeten azalması ve binek araçta Tofaş’ın Linea ile tek başına başarısının, ilerideki sürdürülebilirliği açısından yeni bir desteğe ihtiyacı vardı. Tofaş’ın Ar-Ge’sinin ürünü olacak, yan sanayimizin taşıdığı tüm yetkinlikleriyle beraber geliştireceğimiz bir ürün olacak bu. Bunda da 520 milyon dolar kadar bir yatırım açıklaması yaptık. Bu Tofaş’ın geleceği için çok önemli bir platform. Herhangi bir araçtan paylaşılan bir platform değil, aksine Tofaş’ı geleceğe taşıyacak yepyeni bir platform bu. Bu, raf projelerinin çok çok ötesinde, Tofaş’ın geleceği açısından çok çok önemli bir proje. Tofaş’ın bundan sonraki gelecekteki ortaya koyacağı tüm ürün zenginlikleri açısından geçerli olacak bir platform olacak.”
Gelecek yıla ilişkin beklentilerine de değinen Başaran, “2014 zor bir sene olur mu? 2014, ‘bu sene gibi olacak’ diye hissediyorum. Bizim verilerimiz onu gösteriyor. Ama 2015, 2016 Türkiye ve otomotiv sanayi için herhalde çılgın seneler olacak” değerlendirmesinde bulundu.
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dudaroğlu
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dudaroğlu da son 7 yılda ihracat şampiyonu konumunda bulunan otomotiv sektörünün, bu sene de şampiyon olacağını belirterek, sektörün yılı 21,5 milyar dolar ihracatla kapatacağının tahmin edildiğini bildirdi.
Dudaroğlu, Türkiye’nin diğer ülkelerle yapması gereken serbest ticaret anlaşmaları konusunun gündem de olduğunu kaydederek, “Önümüz ne kadar açılırsa, o kadar daha fazla ihracat yapabilme şansımız var. Bu da bizim gündemimizde olan konulardan bir tanesi. Türkiye’nin otomotiv sektörünün gelişmesi için imkanımız var. Her 100 kişiden 14,4’ye bir araç düşüyor. Buna olumlu yönden bakarsak, büyüyebilmemiz için çok ciddi bir fırsat var” diye konuştu.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.