İstanbul merkezli bir düşünce kuruluşu olan Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) tarafından ilki geçen yıl İstanbul’da, ikincisi ise geçtiğimiz Eylül ayında New York’ta gerçekleştirilen Hazar Forumu’nun üçüncüsü başladı. Çırağan Sarayı’nda düzenlenen foruma, Avrupa, Türkiye ve Hazar bölgesinden liderler, bakanlar, işadamları ve akademisyenler katıldı.
Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) Genel Sekreteri Haldun Yavaş’ın açılış konuşmasıyla başlayan forumun ilk gününde gerçekleştirilen oturumda, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, dünyanın en büyük devlet fonlarından biri olan SOFAZ’ın İcra Kurulu Başkanı Shahmar Movsumov, EWE Holding Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Williem Schoeber ve İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin ve Gürcistan Dış İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Zviad Kvatchantiradze, konuşma yaptı.
Forumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN) Genel Sekreteri Haldun Yavaş, dünya ekonomisinin nasıl daha fazla gelişebileceğine ve bu tabloda Hazar bölgesinin diğer dünya ülkeleri için önemine değindi. Dünyadaki beş büyük ekonominin daha kapsamlı politikalarla uzun vadede gayri safi yurtiçi hasılayı yaklaşık yüzde 3 oranında artırabileceğini söyleyen Yavaş, “Bölge ülkeleri ortak çıkarlar uğruna birlikte hareket ederse, herkes kazanacaktır. Bu, iyi yurttaşlığın prensiplerinden biridir. Bu prensip, bölge ülkelerinin belirgin bir amaç için, ekonomik ve mali istikrar için işbirliği kurmasını öngören bir vizyonun benimsenmesini gerektirir. Hazar Bölgesi’nin kendi yolunu çizmek zorunda olduğunun farkında olmalıyız. Bölgenin geleceğini dünya belirlemeyecek. Gelin hep birlikte gelişmeyi seçelim, kendi refahımız için işbirliği kurmayı seçelim.” şeklinde konuştu.
Forumda Hazar bölgesinde kritik öneme sahip enerji rezervleri, bu rezervlerin pazarlara taşınacağı enerji koridorları ve İpek Yolu’nun yeniden canlandırılması konularına değinildi. Foruma konuşmacı olarak katılan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Hazar bölgesinin ekonomik ilişkiler ve zengin doğal gaz rezervleri bakımından tarih boyunca devam eden bir çekim gücüne sahip olduğunu söyledi. Konumu itibariyle Türkiye’nin doğal bir enerji koridoru olarak tanımlanabileceğini söyleyen Yazıcı, “Dünya ispatlanmış ham petrol rezervlerinin %73’ü ve doğal gaz rezervlerinin %72’si Türkiye’yi çevreleyen Hazar ve Orta Doğu Bölgeleri ile Rusya Federasyonu’nda yer almaktadır. Bu durum, enerji zengini bölgeler ve enerji ithalatına yılda 300 milyar dolar harcayan Avrupa arasında bulunan Türkiye’yi tam bir köprü haline getirmektedir. Bu nedenle, Türkiye, kendi enerji talebini karşılamak için projeler geliştirirken, Avrupa ve dünya piyasalarına açılan yolda en elverişli güzergah olarak hizmet vermeyi amaçlamaktadır” şeklinde konuştu. Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının temelinin Azerbaycan ve Gürcistan ile birlikte atıldığını hatırlatan Yazıcı, projeyi önümüzdeki yıl tamamlamayı öngördüklerini ifade etti.
SOFAZ’ın İcra Kurulu Başkanı Shahmar Movsumov ise, ulusal petrol stratejilerinin 3 başlıktan oluştuğunu anlattı. Movsumov, “90’ların başında teknik ve finansal kaynaklar yoktu. Buradaki ilk cesur adım uluslararası firmaların davet edilmesiydi. İkinci başlık çok yönlü taşımacılık yollarının kullanılmasıydı. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Kars gibi ulaşım ve enerji koridorları açıldı. Azerbaycan petrolünü BTC ile uluslararası pazarlara ihraç etmeye başladı. Üçüncüsü ise Devlet Petrol Fonu kurulmasına karar verilmesiydi. Kısa sürede varlıklarımız 35 milyar dolar arttı.” dedi. SOFAZ’ın kuruluşundan bu yana şeffaflığı ile ünlü olduğunu söyleyen Movsumov, SOFAZ’ın finansmanını üstlendiği projelerin TANAP ile sınırlı kalmadığını, eğitim alanında da yatırımları olduğunu, petrolden gelen parayla yapılacak en iyi yatırımın genç Azerilerin eğitimi olduğunu söyledi. Movsumov, “Petrol sadece mevcut kuşağa ait değil. Önümüzdeki kuşaklara da ait. Bu nedenle ileriki kuşaklar için fon oluşturmak istiyoruz. Bir diğer hedefimiz ise gelişme-kalkınma hedefi. Petrolden kazandığımız parayı insani sermayeye yatırmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. SOFAZ-Türkiye ilişkilerini değerlendiren Movsumov, Türkiye’deki STAR rafinerisi ve Türkiye’deki bankalara yatırım yaptıklarını, toplam yatırımın 2 milyar Amerikan dolarını bulduğunu ve bunu artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
EWE Holding Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Williem Schoeber ise Almanya’nın kuzeybatısında doğal gaz ve elektrik dağıtımında bulunduklarını ve Türkiye’nin büyümesinin dikkatlerini çektiğini söyledi. Avrupa’da doğal gaz tüketiminin yüksek olduğuna dikkat çeken Schoeber, “yaklaşık 10-15 yıl enerji fiyatları petrolle kıyaslandığında önemli bir düşüş yaşandı. Burada baktığımız şey Avrupa’da olan ne varsa Türkiye’de de gerçekleştirmeye çalışmak. Bu bağlamda bizler burada 10 milyar dolarlık yatırımdan bahsettik ve bunun bir parçası olmak istiyoruz.” dedi. Şu an Bursa ve Kayseri’de olduklarını belirten Schoeber, “Avrupa şirketi olarak bu bölgedeki aktörlere göre daha tecrübeliyiz. Biz 6 yıl önce doğal gaz dağıtımına başladık. Hollanda ve Rusya’yla uzun vadeli kontratlar yaptık.” şeklinde konuştu.
İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin forumda yaptığı konuşmada gelecekte dünya ülkelerini bekleyen riskleri anlattı. Alkin, “Soğuk Savaş beklenmedik bir şekilde sona erdiğinde ilk on yılda 1990’lar son derece yüksek, iyimser fırsatlar ve beklentilerle geçti. 1990’ların sonuna geldiğimizde bazı dikkat çekici bağlantılar gördük. Sivil toplum kuruluşları ve düşünce kuruluşlarının raporları küresel ekonomi için 10 önemli risk olduğunu gösterdi. 2000’de bu raporlardan bahsederken belki tüm bu büyük riskler, önümüzdeki 25-30 yılda görülebilir dedik. Ancak 10 yılın sonunda bu risklerin hepsi gerçekleşmişti.” dedi. Gelişmiş ekonomiler için kişi başına gelir artışının gelecekte neredeyse sıfır olacağını belirten Alkin, “Şu noktada dünya nüfusunun yapısal değişimi için yüzde 10’luk satın alma gücünün değişmesiyle batıdan doğuya kaymasıyla 2025 yılında geldiğimizde, dünya nüfusu 8 milyarı geçtiğinde 2,4 milyar insanın orta sınıfa ekleneceğini göreceğiz. Orta sınıfa eklenecek olan 2,4 milyar insan dünyanın doğusundan gelecek.” dedi. Alkin, “Gelecekte küresel çevre problemlerine çözüm bulamazsak büyük sorunlar olacak. Sonuç olarak Hazar bölgesinde ekonomik işbirliği için muhtelif fırsatlar neler? Yeni işbirliği konuları üretmeli, artan değerler için işbirliği yapmalıyız.” şeklinde konuştu.
Gürcistan Dış İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Zviad Kvatchantiradze, Gürcistan’ın Batı Avrupa ve Orta Asya arasında en kısa geçiş noktasında olduklarını ve coğrafi lokasyonunun önemli avantajlar sağladığını söyledi. Kvatchantiradze, “Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan ortaklığı ile bölgede yeni enerji projeleri geliştirmektedir. Bakü Tiflis Ceyhan boru hatları son derece 10 yılı aşkın süredir çok başarılı bir şekilde yönetilmektedir. Gürcistan diğer alternatif projeleri için de katkıda bulunmaya hazırdır.” dedi. TANAP ve TAP gibi projelere katkıda bulunmaktan duydukları memnuniyeti ifade eden Kvatchantiradze, bu pazarla petrol ve doğalgaz taşımacılığındaki verimlilik artınca enerji çeşitliğinin daha da önem kazanacağını ifade etti. Forumun ilk günü caz sanatçılarının canlı performansıyla sona erdi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.