Oturum Başkanı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Nihat Pakdil, gıda tüketiminde hiçbir bilimsel veriye dayanmadan kişisel tercihlerin doğruymuş gibi sunulmasının doğru olmadığını söyledi.
Oturumda ilk sözü alan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy, tüketici hakkının temel bir insan hakkı olduğunun altını çizerek, “Zincirin bir tarafı üretim ise öbür tarafında tüketim vardır. Tüketici hakları, güçlüler karşısında zayıfları koruma ihtiyacından doğmuştur.” dedi. TBMM’de kabul edilen Tüketici Kanunu ile getirilen düzenlemelere değinen Ersoy, kanunun ardından 24 adet ikincil düzenleme yapılacağını bildirdi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kavak ise gıda güvenliği politikasının, tüketiciye güvenilir gıda arzı üzerinde yoğunlaştığını, gıda güvenliğine aykırılıklara çeşitli idari yaptırımlar uygulandığını söyledi. Bakanlığın gıda güvenliği uygulamalarına ilişkin bilgiler veren Kavak, şöyle devam etti:
“Çiftliklerde üretilen ürünler bir anda tüketiciye ulaşacakmış gibi ‘Doğal olanı tüketin, raflardan ürün almayın’ kampanyaları yapılıyor. ‘Ambalajlı süt almayın, hele hele UHT süt tüketmeyin’ deniliyor. Hangi bilimsel çalışmalarla bu ortaya konuldu da bakanlık buna bigane kaldı? Eğer bu konuda bir bildiğiniz varsa ihbar edin, bakanlık gereğini yapar. ‘Ben tükettim bir şey olmadı’ diyerek başka insanları nasıl riske edebilirseniz? İçerisinde pestisit, aflatoksin, ne olduğunu bilmeden nasıl tüketimini salık verirseniz? Herkes evinin önünde inek mi besleyecek, domates mi yetiştirecek?
Gıda güvenirliliği önceliğimizdir. Güvenilir gıdayı tüketmek herkesin hakkıdır. İnsanların tüketeceği gıdanın tüketilmesinin önüne engel koyuyorsanız, bilimsel raporlarla bunu ortaya koymak zorundasınız. Kıldan tüyden meselelerle insanları tükettikleri gıdalarla kavgalı hale getiriyorsunuz.”
Fütürist Ufuk Tarhan ise dijital devrim çağında, iletişimde dijital kanalların kullanılmasının önemine dikkat çekti. Tarhan, “Gıda sektörü çok güçlü bir network. Dolayısıyla bunun yapabileceği çok şey var. Burada söylenenleri dinledim, ben tüketici olarak bizim bu kadar korunduğumuzun farkında değildim. Bu veriler, bilgilendirmek adına dijital kanallar aracılığıyla insanlara ulaştırılmalı. Yoksa ‘Gıdalar kanser yapıyor, GDO’lar zararlı, aman şunu yemeyin’ gibi olumsuz bilgiler hakim olacak. Bu bilgilerin kontrolsüz yayılması, sektörün kendini bacağından vurması olur.” görüşünü dile getirdi. Dijital çağ insanlarının tüketimi çağrıştırdığı için tüketici kavramını sevmediğini vurgulayan Tarhan, “Türetici” kavramının kullanılmasını önerdi.
Enformatik kirlilik, bilgi kirliliği ve anti sosyal medya konusundaki görüşlerini paylaşan Vesaluis Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. David Zaruk ise kendisinin de kilo verdiğinden yola çıkarak obezite konusu üzerinde de durdu. Zaruk, şunları söyledi:
“Gıda sektörü beni şişmanlatmadı, eşim beni şişmanlattı. Burada bizim gıda sektörünü suçlamayı, başkasını suçlamayı çok kolay bulduğumuzu görüyoruz. Kilo verince ‘Ben verdim o kiloları’ diyebiliyor. İnsanlardaki algı şu; obezitenin sorumlusu sizlersiniz, gıda sektörü. Ne söylerseniz söyleyin, 200-300 kere söylediğinizde bu artık gerçeklik olmaya başlıyor. Artık bilimsel gerçeklerden söz edilmiyor.
Ben bir şey yemek istiyorsam güvenmek isterim. Ama bir şirketin, hükümetin söylediğinden ziyade arkadaşımın söylediğine güveniyorum çünkü ben, benimle aynı fikirde olan insanları çevreme alıyorum.
Sektöre saldırıların herhangi bir kanıta dayanması da gerekmiyor. ‘Doğalsa iyidir, sentetikse kötüdür’ diyenler var. Burada kötü karakter, gıda sektörü oluyor.
Peki ne yapalım? Hiçbir şey yapmamayı mı seçelim. Bilimi açık şekilde anlattığınız zaman insanlar buna inanıyorlar. Ama duygu odaklı olarak inanmak istediklerine de inanabiliyorlar. İnsanlar şişman olmalarının kendi suçları olduğunu duymak istemiyorlar.”
Oturumun soru cevap kısmında TGDF Başkan Vekili Rint Akyüz’ün “Bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılarak güvenin yeniden tesisi için kamuoyunun güveneceği bir kurum oluşturulması lazım.” sözleri üzerine oturum başkanı Pakdil, “Haklısınız kamuoyunda bağımsız olarak algılanan bir kurum tarafından yapılması doğru olur. Bu konuda bizim de bir çalışmamız var.” açıklamasını yaptı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.