casus

Yapılan bir araştırma Almanya’da son yıllarda sanayi casusluğunun azaldığını ortaya koydu. Fakat işletmelerin başka bir endişesi var: Veri casusluğu

Bir işletme müdürü, düzenlenen bir fuarda kendi çalışanlarının geliştirdiği bir makinenin rakip bir firma tarafından “yeni buluş” olarak lanse edildiğini gözlemliyor. Ya da işletmenin beş yazıcı satın aldığını, ama muhasebe kayıtlarında sadece dört yazıcının satın alınmış gibi göründüğünü saptıyor. Ayrıca işletmesinin adının bir rüşvet skandalına karıştığı gerekçesiyle müdürün savcılıkla da başı derde giriyor. İşte bu örnekte görüldüğü gibi söz konusu bu işletme üç kez ekonomik suç işleyenlerin kurbanı olmuş oluyor.

2001 yılı itibarıyla Alman işletmelerinde bu ya da buna benzer olaylar işletmelerin yüzde 61’inde meydana gelmişti. 2013 yılında ise Alman şirketlerinin yüzde 45’inde ekonomi suçlarının işlendiği saptandı. Pricewaterhouse Coopers adlı ekonomi danışmanlığı kuruluşunun Halle-Wittenberg Üniversitesi ile işbirliği içinde yaptığı araştırma bu sonuçları ortaya koyuyuro. Halle-Wittenberg Üniversitesi’nin Kriminoloji Bölümü’nden ve söz konusu araştırmayı hazırlayanlardan Kai Bussman, Almanya’da ekonomi suçlarında genel bir düşüş trendi yaşandığının altını çiziyor.

‘İşletme kültürü değişti’

Pricewaterhouse Coopers danışmanlık kuruluşundan Steffen Salvenmoser ise Almanya’da ekonomi suçlarındaki bu gerilemeyi son yıllarda işletme kültürünün değişmesine bağlıyor ve şöyle konuşuyor: “İşletmelerde ekonomi suçları konusunda bir hassasiyet oluştu ve buna karşı daha fazla önlem alınması gündeme geldi. Böylelikle işlenen suçların gün ışığına çıkma riski artmış oldu ve caydırıcılık unsuru oluştu. Kısacası işletmeler gerçekten de gerekli mesajları almış görünüyorlar.”

Ne var ki son dönemlerde Amerikan istihbarat birimlerinin faaliyetlerine ilişkin gittikçe daha fazla ayrıntının ortaya çıkması sonunda işletmelerde yine alârm zilleri çalmaya başladı. Özellikle hassas verilerini “Clouds” adı verilen, internetteki sanal bellek depolarına kaydeden firmalar endişeli. Pricewaterhouse Coopers’dan Steffen Salvenmoser bu konuda şunları söylüyor: “Endişelerin epeyce arttığını gözlemliyoruz. Örneğin firmaların yaklaşık yüzde 15’i, ‘acaba Avrupalı kuruluşların sunduğu Cloud servislerine mi geçelim’ diye bize danışıyorlar.”

Şirketlerde büyük değişiklikler yok

Steffen Salvenmoser, yaşanan bu gelişmelere rağmen şirketlerin yaklaşık yüzde 60’ının NSA dinleme skandalı nedeniyle Cloud depolama alışkanlarını değiştirme eğilimi göstermediklerini belirtiyor. Salvenmoser, sanayi ve ekonomi casusluğu, sahte ürün üretimi gibi alanlarda ve işletmeye ve işletmenin ticarî ilişkilerine ilişkin gizli kalması gereken bilgilerin ifşa edilmesi gibi konularda şüpheli çevrelerin büyük boyutta arttığına da işaret ediyor. Bunun ise işletmede maddî olarak bir şeyler eksilmemesi nedeniyle kimsenin dikkatini çekmemesine bağlıyor. Steffen Salvenmoser, ekonomi suçu işleyenlerin yaklaşık yarısının çalışanların kendi aralarındaki kişilerden oluştuğundan yola çıkılabileceğini de söylüyor. Ve ekliyor: “Her gün ilişkide bulunduğum, her gün konuştuğum insanlardan böyle bir şey yapmalarını bekleyemem, onlara karşı özel bir güven duygusu beslerim.”

Kriminolog Kai Bussmann’a göre bu konuda da firma içi kültür olumsuz etkide bulunuyor ve -“üzüm üzüme baka baka kararır” misali- işletme nasılsa, çalışanları da aynen öyle davranıyor. Bussmann, “Suç işlemeye eğilimli kişilerin çalıştığı işletmeler çoğu kez müşterileri ile alış-verişlerinde centilmence ilişkilere önem vermiyorlar. İşte bu durumda çalışanlarının da işletmeyi kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmalarına işletme yönetimlerinin şaşırmaması gerekir” şeklinde konuşuyor.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın