İstanbul Finans Merkezi Girişimi’nin 11 Ekim’de Washington’da yapacağı seminer öncesi bir değerlendirmede bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, finans merkezi olarak düşünülen Ataşehir’de Merkez Bankası’nın da kalan son parselde arsasını aldığını, İMKB’nin ise eski yerinde faaliyetine devam edeceğini söyledi.

İstanbul’u hiçbir şehirle mukayese edemediklerinin altını çizen Babacan, “Uluslararası arenada yerli finansal kurumlar ve firmaların rekabet gücü artarken, İstanbul ilerleyen altyapı ve enerji projelerinin kalbi olacak. Asıl amacımız Londra’dan İstanbul’a gelen finansçı ya da yatırımcıların sadece Ataşehir’i, Etiler’i, Levent’i değil, İstanbul’un tamamını finans merkezi olarak referans almaları. Hedefimiz İstanbul’un her yerini finans merkezine çevirmek” dedi.

İstikrar ortamını herkes sahiplenmeli

Türkiye’nin son 10 yılda güven ve istikrar konusunda geldiği noktanın önemine dikkat çeken Babacan, “Şu anda Türkiye’nin sahip olduğu en değerli varlık güven ve istikrar ortamıdır. İtibarın, güvenin piyasadaki karşılığı parayla ölçülemez. Bu istikrar ve güven ortamının şu ya da bu sebeple elimizden kayıp gitmesine asla izin vermeyiz. Hükümet, sivil toplum ve özel sektör olarak istikrar ortamına sahip çıkmamız lazım. İçeriden ya da dışarıdan Türkiye’yi çekemeyenler olabilir ya da ‘Türkiye çok oluyor’ diyenler olabilir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin bu başarıyı sahiplenmesi ve buna zarar verecek hareketlerden uzak durması lazım”

Türkiye’nin son 10 yılda demokrasi adına önemli atılımlar gerçekleştiren bir ülke olduğunu, temel hak ve özgürlük alanlarının genişletildiğini ve hukuk devleti olma yolunda adım adım ilerlendiğini belirten Babacan, sözlerine şöyle devam etti;

“Bütün bu alanlarda eksiklerimiz olabilir, uygulamalarda sorunlarımız olabilir ama eksiklerimiz üzerinde çalışalım, uygulamaların iyileştirilmesi için daha fazla çaba içinde olalım”.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın