İntegral Menkul Değerler Analisti Tuğba Özay
İntegral Menkul Değerler Analisti Tuğba Özay

TUĞBA ÖZAY >> İntegral Menkul Değerler, Araştırma Departmanı, Analist >> ABD’de 2012’de Mali Uçurum tartışmasıyla birlikte Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında baş gösteren bütçe savaşı tam hızla devam ediyor. ABD hükümeti, bütçe görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle 17 yıl sonra ilk kez kapatıldı. Bunun sonucunda, ABD hükümetinin sınırda olan borç seviyesinin yükseltilmesini engellemek amacıyla, kamuda çalışan 800 bin kişi zorunlu izne çıkartıldı. Demokratların çoğunluğu oluşturduğu kongrenin üst kanadı ile Cumhuriyetçilerin oluşturduğu kongrenin alt kanadı arasındaki uzlaşmazlık, dünyanın en büyük ekonomisinde verilerin dahi açıklanamadığı bir ortamla sonuçlanıyor. ABD’de ekonomiyi tehdit eden risk yalnızca hükümetin kapanması değil. Aksine ufukta belirmeye başlayan yeni mali engellerin yalnızca başlangıcı.

ABD’de hükümet en son 1995-96 yıllarında kapanmıştı. Ancak ekonomi o zaman federal hükümete ilişkin bu sorunu kaldırabilecek güce sahipti. Mevcut toparlanma, tarihi kayıtlar ile karşılaştırıldığında en zayıf seviyesinde. Geçmiş yılları incelediğimizde, ABD’nin 2002 Temmuz ayından bu yana, yani 10 yılı aşkın bir süredir bütçe açığı verdiği görülebilir. Cumhuriyetçi Başkan George W. Bush döneminin ikinci senesinden bu yana negatif bölgelerde gezinen bütçede, Bush döneminin başından 2008 krizinin başlangıcı olarak kabul edilebilecek Ağustos 2007 tarihine kadar bütçenin GSYH’ya oranında yüzde 191 azalma görüldü. Aynı dönem içerisinde ABD’nin borcunun GSYH’ya oranı ortalama yıllık yüzde 1 ve toplamda yüzde 7,43 artışla sınırlı kalırken, kriz sonrasında bu oranda yüzde 77 artış görüldü. Demokrat Başkan Clinton döneminden sonra sıkıntıların arttığı ABD’nin bütçe açığında, Cumhuriyetçi Başkan Bush’un dönemindeki gevşek bütçe kontrolleri, görünüşe bakılırsa borç sıkıntısının temelini oluşturuyor.

Hükümet anlaşmaya varamazsa kayıplar artabilir

Hükümetin kapalı kalmaya devam etmesi halinde, büyümeyle birlikte birçok konjonktürün etkilenebileceği tahmin ediliyor. Reel GSYH yalnızca federal harcamaların azaltılmasından değil, dolaylı bazı başka sebeplerden de etkilenebilir. Çalışanların zorunlu izne çıkartılmaları ve maaş alamayacak olmalarının en başta tüketimi ve talebi etkilemesi muhtemel. Diğer yandan, hükümete tedarik sağlayan özel şirketler çok önemli bir müşterilerini kaybetti. Tüketici ve iş dünyası güveni muhtemelen büyük oranda zarar görebilir. Şirketler işe alımları yavaşlatabilir. Ayrıca yeni ekipman alımı yapmayı durdurma ihtimalleri de var.

Hükümetin kapanması gelişmekte olan piyasalarda sorun yaratabilir

ABD’de tahvil piyasaları ise hükümetin kapalı olmasından çok etkilenmiş görünmüyor. ABD hükümeti kapansa da borçlanma maliyetleri geriliyor. Hisse senedi piyasaları, ABD hükümetinin kapanma ihtimaline tepki verirken, 10 yıllık Hazine tahvilleri neredeyse hiç değişmedi; kısa vadeli tahvil faizleri ise düştü. Dahası, ABD ile gelişmekte olan piyasaların performansları karşılaştırıldığında ortaya çıkan tablo daha da ilginç: İlk tepkilere baktığımızda S&P 500 yüzde 0,6 değer kaybederken Brezilya, Hong Kong ve Hindistan borsaları yüzde 1,5 civarında değer kaybetti. Yani ABD ekonomisinin bir süre daha kapalı kalması kayıpları arttıracak olsa da geri dönüşsüz bir felakete sürüklemeyeceğe benziyor. Diğer yandan ABD hükümetinin kapanması nedeniyle oluşan zayıflık, gelişmekte olan piyasalar için sorun yaratabilir. Ayrıca emtia fiyatlarını da düşürerek Brezilya ve Rusya gibi hammadde ihracatçılarına zarar verebilir.

Bu kapsamda global anlamda tüm piyasaların kaderi ABD’den gelecek açıklamalara bağlı görünüyor. Senato ile Temsilciler Meclisi’nin uzlaşmaya varması tüm piyasaları rahatlatabilir. Borç tavanının yükseltilmesi için hükümetin kapanmasının ve bütçe tartışmalarının üstesinden gelinmesi gerekiyor. Bu sebeple, gözler 17 Ekim’de gerçekleşecek toplantıda. Borç limitinin yükseltilmemesi durumunda hükümetin elinde borçlarını ödemeye yetecek kadar nakit para kalmayacak. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi halinde ABD hükümeti ödemelerini yapamaz hale gelirse, küresel finans piyasalarının da bu duruma tepkisi olumsuz olabilir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın