RAHİME BAŞ UÇAR >> SULTANHAMAM kökenli bir işadamı Recep Tanrıverdi. Manifaturacılık dede mesleği… Samsun Çarşamba’da manifaturacı olan büyük dedesinin izinden giden Tanrıverdi, 1966’da İstanbul’a gelip, Sultanhamam piyasasında ticaret yapmaya başlamış. 1985’te ticaretten sanayiciliğe geçtikten sonra kardeşi İbrahim Tanrıverdi ile birlikte kurduğu Tanrıverdi Grubu ile tekstil piyasasında söz sahibi oldu. Verdi ve Tanrıverdi markalı perde ve gipür çeşitleri üreten grubun, Çorlu’daki entegre tesisleri Avrupa’da parmakla gösteriliyor. Bu yıl tekstilde 125 milyon dolarlık ihracat hedefi koyan Tanrıverdi ihracatının yaklaşık 20 milyon dolarını Çin’e gerçekleştirecek.
Tanrıverdi Grubu’nun adını son yıllarda turizmde de duymaya başladık. Beşiktaş’taki beş yıldızlı Shangri-La Bosphorus Oteli’nin yatırımcısı olan grup, memleketleri olan Samsun’a da otel yapıyor. Ayrıca Antalya Lara’da da 400 yataklı kıyı oteli yapmak için fizibilite çalışmalarını sürdürüyor. Grup, Yassıada’yı turizme açacak ihaleye de girmeye hazırlanıyor.
Tanrıverdi Holding çatısı altında 11 şirkette 3 bin 500 kişi çalışıyor. Sadece işi ile anılmayı tercih eden Recep Tanrıverdi, uzun yıllar sessizliğini korudu. Tanrıverdi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Recep Tanrıverdi ile iş dünyasındaki hedeflerini konuştuk…
Sultanhamam’da ticaretle uğraşırken sanayiciliğe nasıl geçtiniz?
Benim dedelerim, babam, Samsun Çarşamba’da manifaturacıydı. Ben de Çarşamba’daki mağazamızda işi öğrendim. 1966’da İstanbul’a geldim. Sulhanhamam’daki Gürün Han’da başkasının yanında çalışarak bu piyasaya girdim. 1972’de kardeşimle birlikte kendi şirketimizi kurduk. Sultanhamam’da Hacıküçük Camii Sokak’ta işe başladık. 1985 yılında al sat konusunda Türkiye’de zirveye çıktık, Sultanhamam’da bir numara olduk. Günde beş kamyon mal gelirdi, aynı gün beş kamyon mal satılırdı. 1985’te Çatalca’da bir arsa alıp, sıfır makinelerle yepyeni bir fabrika kurduk. Adnan Kahveci gelip fabrikamızı denetledi ve İcraatın İçinden Programı’nı bizim fabrikamızdan yaptılar. 1989’da Gürpınar Kavaklı Köyü’nde yatırımlara başladık. Orada boyahane, dokuma tesisleri ve brode fabrikası kurduk.
Şimdi Çorlu’da Avrupa çapındaki tesisleriniz var…
Evet… Kavaklı’daki arazimiz yeterli gelmeyip, orada su sıkıntısı başlayınca 1998’de Çorlu’ya yatırım yapmaya başladık. Şu anda Çorlu’da döşeme fabrikasından iplik tesisine, boyahaneden dokumaya kadar entegre bir tesis kurduk. Bugün Çorlu’daki tesisimiz Avrupa’nın en büyük tesislerinden biri. Milyonlarca metre üretim yapıyoruz.
Almanya’da da fabrikalarınız olduğunu biliyoruz…
“Türk firmasıyız” dediğimizde bedavaya mal almak istiyorlardı. Bunu aşabilmek için Almanya’ya yatırım yaptık. İlk olarak 10 sene önce Nürnberg’e yakın bir bölgede tesis kurduk. Burada üretilenler doğrudan Avrupa’ya satılıyor. Bizim alanımızda işini tasfiye eden iki Alman firmasının tesis ve arazilerini de satın aldık.
Üretimin ne kadarı iç piyasaya, ne kadarı ihracata gidiyor?
Bizde üretimin yarısı ihracata gidiyor. Bu yıl 125 milyon dolarlık ihracat yaparız. Avrupa ile çok çalışırız. Çinliler de bizden kaliteli mal alıyor. Çin’e aşağı yukarı 10 milyon euro’luk mal satıyoruz.
Verdi Home mağazalarınızın sayınızı artırmayı düşünüyor musunuz?
220 Verdi Home mağazamız var. 400’den fazla corner’ımız var. Mağazaları kendimiz de açıyoruz, franchise da veriyoruz. Franchise verirken çok seçiciyiz. Aile ahlakına, terbiyesine paradan daha fazla önem veren gruplarla çalışıyoruz. Adeta kız verir gibi franchise veriyoruz.
Tekstilin ardından turizm sektörüne girmekten memnun musunuz?
Memnunuz… Shangri La’nın sahibi Kuok Ailesi 20 yıldır Türkiye’ye adım atmamışlar. Ben onları Türkiye’ye getirmek için beş yıl uğraştım. Adamlar bize kız istiyormuşuz gibi isimlerini verdiler. Şimdi otelimize Katarlılar 800 milyon dolar teklif ediyorlar. Önceki hafta da Katarlıları otelimizde misafir ettik.
Peki oteli satar mısınız?
Her şey satılır… Oteli neden satmayalım? Biz ticaret yapıyoruz, fiyatını bulursak satarız.
Otele 300 milyon dolar harcamıştınız değil mi?
O rakamın üstüne çık… Ben oraya ne antikalar, tablolar aldım. Avrupa’da böyle bir otel yok.
Turizmde büyüme planlarınızı anlatır mısınız?
Samsun’da 30 katlı, beş yıldızlı otel yatırımımız devam ediyor. 22’inci katın betonunu attık. Sheraton işletecek. Orada en az 300 kişi çalışacak. 60 milyon dolarlık bir yatırım. Bağladığımız paranın karşılığını kolay kolay alamayacağız ama biz bunu şehrimize hizmet olarak yapıyoruz. Beşiktaş Akaretler’de Taşlık Oteli’nin mülkünü aldık. Antalya’da otel yapmak için fizibilite çalışmalarımız sürüyor. Lara’da kıyı oteli yapacağız. 400 yatağın üzerinde kapasitesi olacak. 2014’ün ortalarında inşaatına başlarız.
Shangri-La Bosphorus Oteli’nin önündeki iskeleyi aldığınız ve otelin önündeki yolu araç trafiğine kapattırdığınız iddiaları nedeniyle kamuoyunda tepki oluştu. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Bana otelin önündeki iskeleyi verirlerse, isterim. O kadar açık yüreklilikle söylüyorum. Ama bana iskeleyi veren, eden yok… Yolun trafiğe kapanması bizimle ilgili değil. Başbakanlık ofisi yanımızda olduğu için güvenlik açısından kapandı.
Yassıada’ya talip olmanız konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sizi teşvik etmişti. İhaleye girecek misiniz?
Evet, gündemimizde var. Hesap kitap yaptırıyoruz. Muhtemelen ihaleye gireceğiz. Kaçışımız yok. Çok büyük bir iş. İnsanlar oraya nasıl gider gelir? Bütün bunları araştırıyoruz. Yabancılarla konuşup projeyi anlatıyoruz.
Kuok Ailesi ile burada güç birliği yapacak mısınız?
Yapabilirdik ama Kuok Ailesi buraya gelip olaylarla karşılaşınca güzel olmadı. Otelden birkaç gün çıkamadılar. Dünyada şeker piyasasını elinde bulunduran çok büyük bir ailedir. Aile bizi sevmişti, o yüzden geldiler. Artık sıcak bakmıyorlar. Galataport ihalesine de birlikte girecektik, vazgeçtik.
Enerji sektörüne girmek için araştırma yapıyordunuz. Ne karar aldınız?
Enerji sektörüne girmekten de vazgeçtik. Şu anda enerji işlerini iyi görmüyorum. Gayrimenkul işine girmeyi düşünüyoruz. Lüks ve konumu iyi yerlerde lüks konutlar yapacağız. Muhtelif arsalarımız var, ayrıca başka arsalar da bakacağız.
Genel olarak iç ve dış piyasada işler nasıl gidiyor?
Dışarıda satışlarımızda bir sorunumuz yok. Ama iç piyasada biraz huzursuzluk yaşıyoruz. İç piyasada vadeler biraz açıldı. Birkaç yıl önce dört ile altı ay olan vadeler 12 aya kadar çıktı. Biz de düzgün gruplarla çalışıyor, 12 ay olsa bile yardımcı oluyoruz.
Memleketi Samsun’u unutmadı
Samsun Çarşambalı Recep Tanrıverdi 66 yaşında. Ticareti ailesinin manifatura mağazasında öğrenmiş ama eskilerin tabiriyle “Sultahnamam Üniversitesi’nden” mezun. Kendine göre ticari kuralları olan Tanrıverdi, hacizli mal almıyor, işçi çıkarmıyor, ikinci el makine kullanmıyor, kendilerinden mal alan ama sıkıntıya düşenlere destek veriyor, batmalarını engelliyor. Recep Tanrıverdi, servetini Sultanhamam’da kazansa da memleketi Çarşamba’yı unutmamış. Tanrıverdi Eğitim Vakfı aracılığıyla okul, cami, üniversite yaptıran Tanrıverdi, burs da sağlıyor. Halen Samsun’da beş yıldızlı bir otel yaptıran ve otelin üst katında büyük bir odayı kendisine ayıracağını söylüyen Tanrıverdi, “Her sene, bir hafta on gün eşimle birlikte gidip, hemşerilerimin dertlerini dinlemek istiyorum” diyor.
Fenerbahçe ve klasik otomobil tutkunu
Recep Tanrıverdi’nin Melis, Müge ve Merve ardında üç kızı ve beş torunu var. Kızları Melis ve Merve, grupta sorumluluk yüklenmiş. Tanrıverdi bu yıl ilk kez torunlarının da ısrarıyla Bodrum’a tatile gitmiş. En büyük tutkularından biri Fenerbahçe. Tanrıverdi, “Torunlarımdan bazıları Galatasaraylı oldu ona üzülüyorum. Kızlarımın üçünde de sapma yok, hepsi Fenerli” diyor. En büyük üzüntüsü ise eşi Ayten Hanım’ı stattaki locasında maç izlemeye götürememesi. Tanrıverdi’nin klasik otomobillere de tutkusu var. Halen iki klasik otomobili var. Ofisinin bir bölümünde klasik model otomobilleri sergiliyor. 1980’lerden beri de kibrit koleksiyonu yapıyor.
Para Dergisi
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.