Nafi Güral -3

Sürdürülebilirlik  ve yeşil ekonomi için, iş dünyasında son gelişmeler, yenilikler, uygulamalar, kanunlar, standartlar, teşvikler, mali ve mali olmayan riskler ve fırsatların paylaşıldığı “Yeşil İş – Green Business Sürdürülebilir İş Buluşması”nın beşincisi İstanbul’da gerçekleştirildi.

Etkinliğin “Anadolu Şirketlerinde Sürdürülebilirlik” başlıklı oturumunda söz alan Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, şirketlerin sürdürülebilirlik süreçlerinin ne şekilde yürütülmesi gerektiğine ilişkin önemli ipuçları verdi. Güral, şirketlerin sürdürülebilirliği bilmesinin yeterli olmadığını, bunları hayata geçirmenin daha önemli olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Biz bu çalışmalara 60’lı yıllarda başlamıştık. O dönemde bir adı yoktu; günümüzde ise sürdürülebilirlik olarak adlandırılıyor. Sürdürülebilirliğin hangi bileşenlerden oluştuğunu bugün pek çok kaynaktan bulmak mümkün. Bilgisayarlar bilgi ile dolu ama bu bilgiye sahip olmak tek başına yetmiyor. Bilgiye sahip olmak kadar özümseyip hayata geçirebilmek de önemli. Örneğin, her gün televizyonda ne yazık ki ölümlü trafik kazalarına ilişkin haberlere rastlıyoruz. Trafik kurallarına uyulmaması kazalara neden oluyor. Kurallara uyulduğu zaman ve yapılması gereken her şey yapıldığı zaman, başarıya ulaşamamak söz konusu bile olamaz. Çevremizde birçok başarılı ve başarısız şirket bulunuyor. Başarılı şirketleri mercek altına aldığımızda, yol haritalarında sürdürülebilirlik süreçlerine mutlaka yer verdiklerini görüyoruz.”

“Katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz”

Sürdürülebilirliğin içerisine sosyal sorumluluğun yanında çevresel özelliklerin de dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Güral, ‘’Sürdürülebilirliğin sağlanması için çevre faktörünü de göz önünde bulundurmak ve korumak görevlerimiz arasında yer almalı. Bunu sadece çevreye olan hassasiyetimizden değil, şirketimizin ve kendi yaşantımızın bir gereği olarak görmemiz lazım. Sürdürülebilir olmanın en önemli koşulu sağlıklı olmak. Eğer bu koşul yerine getirilmezse sürdürülebilir olmak da imkansız. Türkiye’de “1 ton kaç para” diye bir tabir vardır. Geliri artırabilmek ve inovatif davranmak da çok kritik. Katma değeri yüksek ürünler üretmemiz gerekiyor. Sürdürülebilirlik bize çok önemli deneyimler kazandırıyor. Bizim de bunu daha iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Önemli olan her zaman pozitif düşünceden yana olmak ve umutsuz konuşmak yerine çözüm üretmektir’’ diye konuştu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın