
Son dönemlerin en popüler sektörü internet girişimciliği ve e-ticaret. Günlük hayatta kullandığımız tüm ürün ve hizmetleri konforlu, hızlı ve güvenilir bir şekilde internetten temin eder olduk. Alışveriş alışkanlıklarımızı da değiştiren e-ticaret yaşadığımız yere bağlı olan kısıtlı alışveriş imkânlarını kaldırıp en ücra bölgelerde yaşayan tüketicilere sınırsız alışveriş imkânları yarattı.
Bu imkânlar öyle noktalara ulaştı ki en geleneksel sektörlerde bile başarılı örnekler çıkmaya başladı. Bu sektörlerden birisi de kuyum ve pırlanta sektörü. Online pırlanta ve mücevher satışı konusunda Türkiye’de devrimsel yenilikler yapan erospirlanta.com‘un kurucusu Ahmet Durmuşoğlu ile ‘İnternetten pırlanta alınır mı?’ sorusunun cevabını konuştuk.
İnternetten pırlanta alınır mı?
Aslında erospirlanta.com’u ilk kurarken yakın çevremizden bile en çok duyduğumuz soru buydu. Tabi, erospirlanta.com’dan önce de internetten pırlanta satışı vardı fakat geleneksel kuyumcu mantığındaydı. Biz pırlanta ürününü e-ticaret ve internetin gereklerine uygun olarak paketleyip herkesin mekan bağımsız her yerden alabileceği, ulaşılabilir bir ürün haline getirdik.
Bu paketin kesişim noktasıysa hem fiyat hem de lokasyon anlamında ‘ulaşılabilirlik’. Paketin bileşenlerini ise; akıllı fiyatlandırma, koşulsuz iade, hızlı teslimat, garanti ve güven oluşturuyor. Bunun sonuçlarını da 2 yıl içerisinde Türkiye’nin en ücra köşeleri diye nitelendirilen bölgelere dahi satış yaparak aldık. Tabi müşterilerimizin bir kısmı hala ürünlere dokunmak ve görmek istiyor. Hem bu ihtiyaca cevap vermek hem de özellikle müşteri algısına güven aşılamak için 2012 yılında İstanbul Kapalıçarşı’ya mağaza açtık. ‘Clik to Brick’ adlandırılan bu modelin bizim kategorimizde başka bir örneği yok. Geldiğimiz noktada hem trafik hem de ciro anlamında Türkiye’de ilk 3’ün içerisindeyiz. Önümüzde yer alan firmaların ortalama yaşı 70, bizimse 3 bile değil.
Kısa sürede başarılı bir ivme yakalanmış; sektörde rekabet ne durumda ve pazardaki oyunculardan farkınız nedir?
Bir ticari işletme olarak genç olsak da kendi kategorimizde interneti en iyi bilen ekibe sahip olduğumuzu biliyorum. Esnek ve hızlıyız; bir internet şirketinde olması gereken hızlı karar alma refleksini ilk günden beri geliştiriyoruz. Açıkçası ‘kuyumcu’ mantığıyla değil daha çok bir ajans, internet şirketi gibi davranıyoruz.
Farklılıklarımızı tamamen müşteri ihtiyaç ve isteklerinden devşirdik. 2,5 yıldır kurduğumuz tüm sistem müşterileri dinlemeye ve anlamaya yönelik. Buradan çıkan sonuçları ürünleştiriyoruz ve tekrar müşteriye sunuyoruz.
Örneğin; kendi kategorimizde pırlanta ürününde 30 gün iadeyi ilk biz uyguladık, 30 gün içerisinde alınan ürünler beğenilmezse koşulsuz iade alıyoruz. Üstelik müşteri beğenmediği ürünü geri gönderirken bile kargo ücretini biz veriyoruz. Bu uygulama müşteriyle aramızda güven köprüsünü inşa etti.
Sonrasında Türkiye’de ilk pırlanta HD ürün videolarını çekip sitemizde sergiledik. Yine müşterilerin sadece bizim ürünümüz özelinde değil e-ticaret özelinde öncelikli bir beklentisi var. ‘Hız’ sektör ortalaması 3-5 gün arasında normalleşmiş durumda. Biz bu süreyi 1,5 güne indirdik. Ayrıca kişiye özel pırlanta danışmanlığı, ölçü garantisi gibi bir çok inovatif ürünümüz var.
Bu yenilikçi uygulamalar bizi kısa sürede farklılaştırdı. Sadece müşteri tarafında değil sektörel olarak öncülüğümüzü pekiştiren birçok ödüle ve övgüye layık görüldük. 2011 yılında Elektronik Ticaret Derneği (ETİCAD) tarafından en iyi internet girişimi ödülünü aldık. 2012 yılında Google, İşiniz İnternette Projesi’nde bizi örnek e-ticaret projelerinden birisi olarak gösterdi. Yine bu yılın başında ise dünyanın en büyük yönetim danışmanlığı şirketi Boston Consulting Group’un Türkiye özelinde hazırladığı e-ticaret raporunda başarılı internet girişimi kategorisinde gösterildik.
Online pırlanta sektörü nereye doğru gidiyor? Sizin planlarınız neler?
Şu an pazar olgunlaşma noktasından çok uzak. Sektöre giriş bariyeri çok düşük ve neredeyse her gün yeni bir oyuncu katılıyor. Tabi doğal olarak sektöre katılma hızına denk bir ölüm hızı var. Başta da bahsettiğim gibi e-ticareti kuyumcu mantığıyla ele alıp, siteyi vitrin olarak görmenin doğal sonuçları bunlar.
E-ticarette en fazla ölü sitenin online pırlanta kategorisinde olduğunu söylersem abartmış olmam. Bu durumun 2 seneye doyum noktasına ulaşacağını ve pazarın stabile olacağını düşünüyorum. Biz, inovasyon kültürümüzün merkezine ‘müşteri ihtiyaçlarını’ aldık. Bunun sonucu olarak çıkan sonuçları ürünleştirmek için çalışmaya ve değer yaratmaya devam edeceğiz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.