Türkiye ve İtalya arasındaki ekonomik ilişkiler, son dönemde Avrupa ülkelerini olumsuz yönde etkileyen küresel ekonomik krize rağmen önemli bir darbe almadan gelişmeye devam ediyor. Bu sağlıklı gelişmenin arkasında, Türkiye ile İtalya arasında yüzyıllardır devam eden yakın ticari, sosyal ve siyasi ilişkilerin varlığı yatıyor.
İtalya, 2012 yılı itibarıyla Almanya, Irak, İran, İngiltere, BAE ve Rusya’dan sonra Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği ülke konumunda yer alıyor. Türkiye, toplam ihracatının yüzde 4.2’sini İtalya’ya yaparken, ithalatının yüzde 5.7’sini İtalya’dan gerçekleştiriyor.
Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir yere sahip olan İtalya’nın ekonomisinin temelini KOBİ’ler oluşturuyor. İtalya’nın en önemli gücünün, diğer sanayileşmiş ülkelere oranla küçük ve orta ölçekli işletmelerin ekonomideki ağırlığından kaynaklandığını anlatan DEİK Türk-İtalyan İş Konseyi Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “İtalya İstatistik Enstitüsü verilerine göre, İtalya’daki toplam 4.5 milyon şirketin yüzde 95’ini mikro ölçekli şirketler oluşturuyor ve toplam istihdamın yüzde 46’sını, 17.9 milyon kişi, bu işletmeler sağlıyor” şeklinde konuştu.
“Tarım, tarım makinaları, gıda sanayi, imalat sanayine yönelik makina ekipmanları, altyapı-inşaat, lojistik, turizm ve enerji alanlarında İtalyan firmalar ile güçlü bir işbirliğimiz bulunuyor” diyen Okyay, bu sektörlerde her zaman ortaklıkların yapılabileceğini söyledi. Okyay, İtalya’da sektörlerin bölgelere dağılımı konusunda şu bilgileri verdi: “Bugün İtalya’da 200’den fazla sanayi bölgesi mevcut. Sassuolo’da seramik üretimi, Prato’da yünlü tekstil, Como’da ipek, Verona’da ayakkabı, Montebelluna’da spor ayakkabı ve bot, Belluna’da gözlük, Marche’de mutfak araç ve gereçleri, Biella ve Bergamo’da tekstil ve tekstil makinaları üretimi; güneye indikçe Bari’de mobilya, Salerno’da seramik karo ve fayans, Napoli’de müzik aletleri ve mücevherat ve Martina Franca’da tekstil alanlarında kümelenmeler, yatırımcı firmalara yön göstererek süreci daha verimli hale getiriyor.”
Üçüncü büyük ticaret ortağımız
Geçmişten bugüne Türkiye İtalya’nın, İtalya’nın da Türkiye’nin önde gelen ticari ortakları arasında yer aldığını ifade eden Okyay, “İki ülkenin ticaret rakamlarını incelendiğimizde, 2011 yılında 21.4 milyar dolar ile rekor düzeye ulaşan Türkiye-İtalya ikili ticaret hacminin, 2012 yılında yaşadığı ekonomik krize bağlı olarak İtalya’nın ülkemizden ithalatının yaklaşık yüzde 7 azalarak 20 milyar dolar civarına gerilediğini görüyoruz. Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen ülkelerin başında gelen İtalya, Türkiye’nin Almanya ve Rusya’dan sonraki en büyük üçüncü ticaret ortağıdır. Ayrıca İtalya, Türkiye’deki en büyük beşinci yabancı yatırımcı konumunda bulunuyor” ifadelerini kullandı.
İtalya’dan 985 firma
Merkez Bankası verilerine göre geçtiğimiz yıl İtalya’daki yerleşik kişilerin Türkiye’de gerçekleştirdikleri doğrudan yabancı yatırım miktarının 178 milyon doları bulduğunu dile getiren Okyay, 2011 Temmuz ayı itibariyle de 1954’ten beri Türkiye’de yatırım gerçekleştiren İtalyan firmalarının sayısının 985’e ulaştığını kaydetti. Okyay, “Coğrafi yakınlığın yanı sıra önemli pazarlara erişiminden dolayı Türkiye, İtalya için Rusya, Çin ve Brezilya gibi son dönemde yükselişe geçen birçok ekonomiden daha önemli bir ticaret ve yatırım ortağı konumunda. Ekonomik ilişkilerin gelişmesinde, benzer iş kültürüne sahip olmamızın payı çok büyük. Türk ve İtalyan işadamları, iş algıları ve yaklaşımları itibarıyla aynı dili konuşuluyor. Kültürel yakınlık da iki ülke yatırımcılarını birbirine bağlıyor. Bu açıdan baktığınızda, iki ülkenin küçük ve orta ölçekli şirketlerinin, KOBİ’lerinin arasında büyük bir sinerji olduğunu görüyorsunuz” şeklinde konuştu.
Ticaret ve yatırım konularında İtalya’nın bölgesel bazda geniş imkanlar sunduğunu anlatan Okyay, sözlerine şöyle devam etti: “İşadamlarımızın Milano, Roma gibi büyük şehirlerle sınırlı kalmayıp, bölgesel fırsatları da iyi analiz etmelerini öneririm. DEİK bünyesinde faaliyet gösteren Türk-İtalyan İş Konseyi’nin, yatırım ve ticari konularda destek talep eden firmalarımıza her zaman gereken katkıyı sağlamaya hazır olduğunu da belirtmek isterim.”
Strateji saptanmalı
İtalya veya farklı pazarlara açılmak isteyen firmaların, öncelikle kendi ürün ve hizmet alanları ile ilgili pazarın yapısını, rekabet ortamını inceleyerek en uygun pazara giriş stratejisini saptamalarını önerdiğini vurgulayan Okyay, “Türk firmaların bu süreçte, yasal mevzuat ve altyapıya ilişkin yerel bir hukuk veya danışmanlık firmasından profesyonel yönlendirme desteği almalarında da fayda var. Bunun yanısıra SACE (İtalyan Dış Ticaret Sigorta Kurumu) ve benzeri kuruluşlardan finansman gibi konularda destek alabilir ve yapacakları yatırımın önünü açabilirler. Sanayi alanında yatırım planlayan firmalarımız, sektörel kümelenmeleri de göz önüne alarak sanayi bölgelerini ve sağladıkları avantajları araştırabilirler” dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.