ESİN ÇETİNEL >> MALİ piyasalardaki belirsizlik ve dalgalanma her geçen gün artarak sürüyor. Bugünlerde yalnız içeride yaşanan siyasi ve ekonomik çalkantılar değil, global piyasalardaki gerginlik de fiyatlara an be an yansıtılıyor. Bu yüzden uzun süredir, ?Borsa, faiz, döviz ne oldu?? sorusunu sorup, verileri izlemeyenler bile ekonomi haberlerini izler oldu.
İstanbul Borsası?ndaki (BIST) hızlı düşüşe hisse senedinde yakalananların en büyük endişesi endeksin nerede duracağı iken nakitte olanlar ise döviz kurlarına yatırım yapıp yapmama kararsızlığı yaşıyor. 17 Mayıs?ta yüzde 4.61 seviyesine kadar inen bono faizlerinin 10?lara doğru hareket etmesi, klasik yatırım araçlarından vazgeçmeyen ve risk almayı sevmeyenler için eski enstrümanın tekrar gündeme gelmesine yol açtı. Evet, son yıllarda yatırım araçlarının düşen getirileri nedeniyle mutsuz olan geniş bir kesim, şimdi yükselen faiz oranları ve döviz kurları nedeniyle nasıl bir portföy oluşturması gerektiğini düşünüyor.
Devrik kral tahtına üç aylığına geri döndü
Bu sorunun yanıtına geçmeden önce bugünlere nasıl geldiğimizi kısaca hatırlatmakta yarar var. Öncelikle bu bozulmanın temel nedeninin global ekonomik ortam ve mali piyasalar olduğunu vurgulamak gerekiyor. Özellikle ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke?nin varlık alımlarını azaltacaklarını açıklaması, piyasalara ilk darbeyi vuran hareket oldu. ABD?den gelen son olumlu ekonomik veriler de bu işlemin 2014 yılından önce başlayabileceğine yönelik beklentileri önemli ölçüde kuvvetlendirdi. Her ne kadar geçen hafta Bernanke bu kez, ?Gevşek para politikasına devam? açıklaması yapsa da global oyuncuları bu söylem çok da ikna etmedi ve Türkiye dahil gelişmekte olan ülke piyasalarından sıcak paranın çıkışı devam etti.
Gelişmekte ülkelerin para birimleri gibi Türk Lirası (TL) da dolar karşısında önemli oranda değer kaybetti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (MB) ise dövize talebi engellemek için son bir ayda 7 milyar doların üzerinde doğrudan döviz sattı. Ancak bu müdahalelere rağmen Türk Lirası dolar karşısında söz konusu dönemde yüzde 8?leri aşan oranda geriledi. Yine aynı dönemde hem FED?in açıklamalarının hem de Gezi Parkı eylemlerinin içeride tansiyonu önemli ölçüde artırmasıyla faiz, döviz ve borsada büyük dalgalanmalar yaşandı.
Raporlar moral bozdu
Olumsuz gelişmeler bununla da kalmadı? Başta uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch olmak üzere diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve yabancı yatırım bankalarının Türkiye ekonomisine yönelik uyarı raporları ve açıklamaları da piyasaları olumsuz yönde etkiledi. Ayrıca ekonomide düşen büyüme ve yükselen cari açık rakamı da son dönemdeki olumsuzluğu perçinleyen bir başka gelişmeydi. Analistlere göre bu bozulma kısa vadede devam edecek, ancak sürpriz olumsuz politik ya da ekonomik bir gelişme yaşanmazsa şiddeti önemli oranda azalacak.
Yatırımcılar ne yapmalı?
Özetle, beklenmedik olumsuz gelişmeler yaşanmazsa piyasalardaki tansiyonun yavaş yavaş düşeceği tahmin ediliyor. Peki belirsizliğin tırmandığı ve şiddetini kaybetse de bozulmanın sürdüğü bugünlerde yatırımcı nasıl hareket etmeli? Mali piyasalardaki dalgalanmalar ve artan riskler nedeniyle yatırımcıların en önemli konusu şu günlerde ?Parayı nereye yatırmalı?? sorusu olmuş durumda. Para Dergisi olarak bu hafta analistlere yatırımcıların en çok merak ettiği bu soruyu yönelttik. Bu konudaki vademiz ise üç ay oldu?
Analistlere göre, riski sevmeyenler için yüzde 9.5?lara çıkan bono / tahvil faizleri yatırımcılara büyük fırsat sunuyor. Analistlerin, portföyüne altın katmak isteyenlere önerisi ise ons fiyatının 1.000-1.100 dolara gerilemesini beklemeleri yönünde.
Yüzde 20-40 döviz
Bu arada yatırımcılara uzun süredir ?döviz almayın? diyen analistler, bugünlerde ise ağız birliği etmişçesine ?Portföylerin yüzde 20-40?ı döviz olmalı? uyarısını yapıyor. Yüksek risk ve yüksek getiri seven ve Borsa İstanbul?dan (BIST) vazgeçemeyenlere ise paralarının yüzde 20?sinden fazlasını hisse senedine yatırmamaları öneriliyor. Borsa yatırımcılarının bu süreçte her zamankinden daha dikkatli hisse seçmelerini de öneren analistler, risk almak istemeyenlere ve bu işe yabancı olanlara ise borsaya yatırımı önermiyor.
BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Hasan AKÇAKAYALIOĞLU: ?Altın ve hisse spekülatif yatırım olur?
Halen global piyasalarda yaşanan dalgalanmanın etkilerini yaşıyoruz. ABD?de FED’in para arzını daraltmaya başlayacağı yönünde verdiği sinyal, gelişen ekonomiler açısından para akışını azaltıcı hatta ters yöne çevirici etki yaptı. Dolayısıyla artık eskisi kadar ucuz dış kaynak bulmak mümkün olmayabilir. Ters para akışı ve kur-faiz cephesindeki dalgalanmanın sonucunda faizlerin daha yüksek olacağı bir ortama giriyoruz. TCMB faizi zaten artırdı. Piyasaya yaptığı fonlamayı yüzde 4.5?den 5.5-6?ya yükseltti. Faiz koridorunun yukarıya revize edilmesinden ise mümkün olduğu kadar kaçınacak. Eğer revize ederse başka seçenek kalmadığını anlayacağız.
Bono faizleri konusunda ise mevcut gelişmeleri tersine çeviren gelişmeler olmadığı sürece (ki bugünkü görüntü bunun olmayacağı yönünde), gösterge tahvil faizi yüzde 7.5 hatta 8 üzerinde bir yerlere oturacak. Kur cephesinde ise yükselişe iyi bakmak lazım. İç istikrar ve global koşullardaki gelişmelere bağlı olarak kurdaki baskı devam edebilir.
Bu koşullarda şu anda ağırlıklı nakitte kalmakta fayda var. Yatırımcılar kısa vadeli kaynakları TL bazında ve portföyün bir kısmını da sepet bazında (örneğin yüzde 50 dolar + yüzde 50 euro) Türk bankalarında mevduata yatırabilir. Altın ve hisse senedi şu anda daha spekülatif bir yatırım olur.
Finans Portföy Yönetimi Genel Müdür Tolga KOTAN: ?Tahvil ve hisse için uygun seviyelerdeyiz?
MB?nin döviz kuru ve kredi artış oranlarından rahatsız olsa da faiz silahını kullanması için henüz erken olduğu kanaatindeyiz. Bunun öncesinde başka kanallardan müdahalelerde bulunacağını ve önümüzdeki üç aylık dönemde faiz artırımının gerçekleşmeyeceğini düşünüyoruz. Bu süreçte faizin yüzde 8 ile 9.5 arasında yatay seyredeceğini öngörüyoruz.
Döviz kurlarında gelinen seviye ise faiz oranlarındaki yükselişi de göz önüne alarak TL?ye geçmek için oldukça cazip. Önümüzdeki üç aylık süreçte sepet kurun 2.15 – 2.25 TL aralığında seyredeceğini öngörüyoruz.
Hisse senedi piyasalarında ise gelişmekte olan piyasalardan sermaye çıkışıyla ciddi düşüşler yaşandı. Bu olumsuz havanın azalarak da olsa süreceğini düşünüyoruz. BIST-100 endeksinde aşağı hareketlerde limitinin 66 binde olduğunu yukarıda ise 80 bin üzerinde kalıcı bir hareket olmayacağını düşünüyoruz.
Finansal piyasaların tarihi, yaşanan krizlerin hep değerlendirilmesi gereken fırsatlar yarattığını gösterdi. Dolayısıyla bu dönem, dövizden TL?ye geçiş, tahvil ve bono tarafındaki pozisyonların artırılması ve hisse senedi pozisyonlarının oluşturulması için uygun seviyelere yakın olduğumuz bir dönem. Yatırımcılar bu süreçte esnek fonları da kullanabilir.
Saxo Capital Markets Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Uzmanı Burak DEMİRPEHLİVAN: ?Altın düşüşü, dolar çıkışı işaret ediyor?
ABD?de FED?in parasal genişleme politikasının artık bitirileceğine dair oluşan tablo doları destekliyor. Euro bölgesinde ise Avrupa Merkez Bankası?nın faiz oranlarını düşürmesinin ardından bu yaklaşımın bir süre daha devam edeceğine değinmesi euro?ya olan talebi düşürüyor. Ayrıca sorunlu ekonomiler, kötüleşen istihdam koşulları ve büyümedeki sıkışma da müdahale ihtimalini artırıyor. ABD?nin daralmaya yaklaşırken euro bölgesinin genişlemeye çalışan görüntüsü euro/dolar paritesi için de 1.20?nin yeniden hedeflenebileceğini gösteriyor.
TCMB ise politik gerginlik ve kredi notu endişelerinin yanı sıra tüm gelişmekte olan ülke paralarında yaşanan kayıpları dövize müdahaleyle söndürmeye çalışıyor. Ancak küresel hareketin kuvveti ve özellikle dolar tarafındaki değişim bu çabaları sonuçsuz bırakarak TCMB?yi faiz artırımının tartışılacağı bir ortama yaklaştırmakta. Bu durum, dolar/TL için 1.9750 ve 2.0000 seviyelerini tartışmanın odağına koyuyor. Benzer bir durum 2.6000 ve 2.7500 beklentileri ile euro/TL için de mevcut.
Altın fiyatında ise yılsonu vadeli opsiyon fiyatlamalarının ons başına 1.000 doları işaret ediyor olması yaklaşık yüzde 20,0?lik bir değer kaybı ihtimalini canlı tutuyor. Altın fonlarından yaşanan çıkışta bir geri dönüş gözlenmiyor. Bu da üç aylık vadede yükselişten bahsetmeyi mümkün kılmıyor.
Acar Yatırım Araştırma Müdürü Zeynel BALCI: ?Borsa için 70 bin önemli?
Son dönemde FED?in varlık alımlarını azaltma olasılığı, siyasi gerilimin artması, Fitch başta olmak üzere kredi derecelendirme kuruluşları ve yabancı yatırım bankalarından gelen uyarılar, ekonomik büyümenin düşmesi, Türkiye?nin yumuşak karnı cari açığın tekrar artmaya başlaması gibi ekonomik gündemin rahatsız olduğu birçok konu, gerek sermaye gerekse para piyasalarınca fiyatlanıyor. FED Başkanı Bernanke?nin ?Faizler düşük kalmaya devam edecek, gevşek para politikasına ihtiyaç sürüyor? açıklaması ise bu aşamada süreci olumluya çevirmiş değil. Türkiye?de ise özel bir beklenti ve hikaye henüz oluşturulamadı. Bu nedenle piyasalardaki gerilimin dozajı az veya çok olmak üzere bir süre daha korunabilir.
Bu ortamda borsada 70 bin desteği önem kazandı. Bu seviyenin altına salınım olursa 65 bin-63 bine geri çekilme yaşanabilir. Yukarıda ise 77 bin-80 bin direnç olacak. Gösterge faizde ise yüzde 7-8 taban oluşturdu. Yukarı yönlü hareketlenmelerde yüzde 9.70-10 kısa dönem için önemli. Bu seviyeler geçilirse gösterge faiz yüzde 11.00-11.60?a çıkılabilir.
Dolar/TL?de ise destek olarak 1.9000 ve 1.8500 TL öne çıkabilir. Yukarıda 1.9750-2.0000 önemli. Piyasalarda gerilimin artmasıyla 2.0000 TL?deki psikolojik eşik geçilirse sonraki hedef 2.20 olabilir. Bu ortamda yatırımcılara defansif portföy oluşturmalarını öneriyorum. Üç aylık periyod için portföyde yüzde 20 hisse, yüzde 40 döviz, yüzde 40 TL-faiz tercih edilebilir. Altın ise önemli desteklerine geri çekildiğinde (1.180 ve 1.000-900 ons) kısa süreli alım yapılabilir. Zaman zaman nakitte kalmak da yerinde olabilir.
Yatırım Finansman Strateji Müdürü Hakan TEZCAN: ?Banka ve GYO hisseleri azaltılmalı?
Global ekonomilerde yaşanan gelişmeler sonrasında gelişmekte olan ülke piyasalarından çıkmaya başlayan sıcak para, cari açık nedeniyle ihtiyaç duyulan sermaye akımlarının azalmasına, bu nedenle de ekonomik büyüme hızının yavaş kalmasına yol açabilir. Bu süreçte dış talebin zayıf seyri daha da belirgin hale gelebilir. Döviz kuru üzerinde oluşan yukarı yönlü baskı ise enflasyona olumsuz yansıyabilir.
Bu ortamda BIST-100 endeksi özellikle 70 bindeki önemli desteğinde taban oluşturabilir. Ancak bu taban oluşumu oldukça dalgalı olacak. Endeks bu önemli desteğinde tutunursa yeniden 75 bin-77 bin aralığına tepki verebilir. Ancak 70 bin kırılırsa düşüş ivmesinin artma olasılığı da var.
Faiz ve kur seviyeleri ise önemli ölçüde yükselmiş durumda. Bu noktadan sonra her iki yönde de hızlı ve volatil bir seyir yaşanabilir. TCMB?nin bu ay faiz koridoru üst sınırında artış yapmasını ise beklemiyoruz.
Bu ortamda portföylerde hisse ağırlığı yüzde 30, özel sektör tahvili yüzde 30, değişken faizli tahvil yüzde 30, likit fon yüzde 10 olarak önerilebilir. Yatırımcılar hisse seçimlerinde faiz ve dövizde görülen yüksek dalgalanmaya direnç gösterecek hisseleri tercih etmeli. Faiz ve dövizdeki oynaklık azalana kadar, portföylerde faize hassas banka ve gayrimenkul gibi sektörlerdeki hisselerin ağırlığı düşürülmeli.
Para Dergisi
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.