ERSAN ÇIPLAK>> 3-4 HAZİRAN 2013?te İzmir?de düzenlenen ?II. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı?na deyim yerindeyse proje yağdı. Projelerin çeşitliliği ve yaratıcılığı gelecekte tüketicilerin önüne gıda konusunda pek çok seçeneğin sunulacağı konusunda umut verdi. Bu yılki etkinliğe toplam 410 proje başvurusu geldi. Proje başvurularının 275?i Türkiye?deki üniversitelerden, 36?sı yurtdışındaki üniversitelerden, 68?i araştırma merkezleri ve enstitülerden, 21?i sanayiden ve 10?u bireysel katılımcılardan gelmiş. Yapılan başvuruların büyük kısmının üniversitelerden geldiğini görüyoruz. Başvurular değerlendirildikten sonra 176 proje sergilenmeye değer bulundu. Projeler biyoteknoloji, ambalaj ve paketleme, baharat ve tıbbi aromatik bitkiler, bal-arıcılık, et ve et ürünleri, fındık mamülleri, gıda güvenliği, gıda işlemede yeni teknikler, hububat-bakliyat, kuru meyve-sebze ve işlenmiş ürünler, mantar, organik gıdalar, su ürünleri, süt ve süt ürünleri, şeker ve şekerli gıdalar, tarım ekonomisi, tarla bitkileri, yağ ve yağlı tohumlar, yaş meyve-sebze ve işlenmiş ürünler, zeytin ve zeytinyağı, zootekni, yem ve diğer tarla bitkileri alanlarıyla ilgili?
II. Uluslararası Gıda Ar-Ge Proje Pazarı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenleniyor. TİM Gıda Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Eli Alharal, ?Türk gıda sektöründe yenilikçi fikirlerin sanayi ve ihracat sektörleriyle buluşmasına aracılık ediyoruz? diyor.
TİM Başkanvekili Ali Nedim Güreli ise başvuran proje sayısındaki yüzde yüz artışa dikkat çekerek, ?Tarım, Türkiye?de inovasyon yapılabilecek en bakir sahalardan biri olduğunu söylüyor.
Evet, Gıda Ar-Ge Proje Pazarı?nda gıda işlemesinde yeni tekniklerden su ürünlerine, tıbbi ve aromatik bitkilerden zeytin ve zeytinyağına birçok proje sergilendi. Bunlar arasında Türkiye?de ilk kez üretilecek ürünler de vardı. Bu ilgi çekici ürünler arasından en dikkat çekicilerini sizler için derledik…
Balkabağı cipsi
Yüksek oranda tuz ve yağ içeren klasik cips çeşitlerine alternatif bir ürün geliştirdiklerini belirten Uludağ Üniversitesi?nden Emine Aydın, ?Balkabağını kolay bir şekilde, belirli basit işlemlerden geçirdikten sonra, aromatize edici bazı baharat (tarçın, zencefil) ve esmer şeker ilave ettik. Daha sonra yağ ve tuz kullanmadan fırınlandı. Trans yağ içermeyen ve kalorisi de çok düşük alternatif bir çerez ürettik. Tuz içermediği için yüksek tansiyonu olan hastalar tarafından da güvenle tüketilebilir? diyor. Aydın, bu yeni ürün için Türk Patent Enstitüsü’ne patent başvurusu yapmış.
Akıllı çiğ süt toplama tankı
Projenin amacı çiğ süt toplama sürecinin kalitesini sağlamak şeklinde özetlenebilir. Netlog Lojistik Hizmetler şirketinden Uygar Uşar tarafından geliştirilen bu proje ile üreticiden sütün tanka alındığı andan itibaren takip online olarak sağlanıyor. Uşar, ?Mevcut çiğ süt toplama sürecinde çiğ süt kalite testleri tanklardan alımda veya fabrika girişlerinde yapılıyor ya da hiç yapılmıyor. Bu proje ile her üreticinin bir çipli kimlik kartı olacak, sütü soğutma tankına getirdiğinde kartı ile önce kendini tanıtacak ve üreticiden alınan süt miktarı kayıt altına alınacak. Ardından çift membranlı tanka sütü dökecek, sütün kontrolleri birinci membran içindeki test kitinde yapıldıktan sonra sütün kalitesi uygun ise sütün ikinci hazneye geçmesine sistem izin verecek ve bu arada bir akış ölçer (flowmeter) vasıtası ile ölçüm otomatik olarak yapılacak. Tanka bağlı bir GPS/GPRS modülü vasıtası ile üretici ID bilgileriyle bağlantılı olarak sütün kalitesi, miktarı verileri istenen bir merkez bilgisayara anında yönlendirilecektir. Bu sayede süt tanka getirildiği anda üretici bazında kalite, miktar ve tarih-saat bilgileri merkezi bir kayıt sistemine işlenmiş olacak? diyor.
Keçiboynuzu dondurması
Keçiboynuzu en eski tıbbı bitkilerden biridir. Kimyadan kozmetiğe, tekstilden matbaacılığa kadar çok geniş bir alanda hammadde olarak değerlendiriliyor. Son yıllarda gıda sektöründeki tüketim şekilleri de çeşitlendi. Keçiboynuzu unu, kreması, çayı bunlardan ilk akla gelenler. Bu tarz yenilikçi ürünlere bir yenisini ekleyen Harran Üniversitesi?nden Emre Soydemir ve Adem Karaaslan, keçiboynuzu dondurmasını geliştirdiler. Karaaslan, Türkiye?de bol miktarda yetişen keçiboynuzunu, sevilerek tüketilen bir tatlı çeşidi olan dondurmayla birleştirdiklerini söylüyor. Keçiboynuzu, çekirdekleri ayrıldıktan sonra kavrulup öğütülüyor. Böylece tat ve kıvam bakımından kakao benzeri bir ürüne dönüşüyor. Elde edilen bu un kıvamındaki keçiboynuzuna süt yağı, süt tozu, emülgatör, şeker ilave edilerek dondurma yapılıyor.
Salep bitkisinin ticari üretimi
Salep adıyla bilinen orkide türlerinin çoğu Türkiye’de doğada kendiliğinden yetişiyor. İlkbahar aylarında orkide yumruları doğadan toplanıyor. Ancak, bilinçsiz sökümler ve aşırı toplama nedeniyle bitkinin geleceği tehlike altına girmiş durumda? İşte bu noktadan hareket eden Ankara Üniversitesi?nden Serkan Veziroğlu, doğadan söküm yerine bitkinin tarımsal üretiminin yapılması için gerekli teknikleri ortaya koyan bir çalışma gerçekleştirdi. Veziroğlu projesini şöyle özetliyor: ?Karasal orkidelerin klasik yöntemlerle üretimi mümkün değil. Salep elde edilen orkide türlerinin tohumları çok küçük ve toz gibi. Tohumlarında besin dokusu (endosperm) da yok. Ancak doku kültürü yoluyla orkide tohumlarından bitki elde etmek mümkün. Çalışmalarımızda beş farklı orkide türünde in vitro salep bitkisi ve yumrularını elde etmeyi başardık.?
Ahtapot köftesi
Erciyes Üniversitesi?nden Hatice Kübra Yılmaz, Helena Maria Moreno Conde, A. Javier Borderias Juarez ile birlikte ahtapot ürünlerinin çeşitlendirilmesi konusunda bir çalışma yapmışlar. Yapılan bu çalışma sonucunda gıda sektörü için yenilikçi bir ürün ortaya çıkmış. Ahtapot kullanılarak parmak şeklinde hazırlanan bu ürün, sosa batırılarak atıştırmalık olarak tüketilecek. Ayrıca cazip bir sunumla tabakta da servis edilebilir.
Sürülebilir et ürünleri
Uzmanlara göre dengeli bir beslenme için günlük protein ihtiyacının yarısı hayvansal kökenli besin maddelerinden karşılanmalı. İnsanların günde 75-80 gram protein almaları, dengeli olarak beslenebilmesi için gerekli görülüyor. Bu proteinin yaklaşık yarısının (30-35 gr) hayvansal orijinli protein olması şart. İşte bu gerçekten yola çıkan Ordu Üniversitesi?nden Emine Güldal, etlerin kesildikten sonra hijyenik koşullarda işlenip, çeşitli baharat ve soslarla aromalarının zenginleştirilmesi ile sürülebilir bir et ürünü elde etmiş. Güldal, ?Çocuklar ve hazır gıda tüketimi artan tüm bireylerin ürünümüzü tercih edeceğini tahmin ediyoruz? diyor.
Konsept av turizmi
Türkiye?de son dönemde kırsal turizm faaliyetleri yükselen bir trend. Bu kapsamda yerli ve yabancı turistlere macera, ekoloji, akarsu, yayla, botanik, doğa yürüyüşü, kuş gözlemciliği ve av turizmi gibi seçenekler sunuluyor. Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü?nden İsmail Şafak, av turizmi için bir proje geliştirmiş. Şafak, bu proje ile keklik ve sülün yetiştiriciliğine dayanan bir köy avlağı modeli geliştirdiğini söylüyor. Bu doğrultuda Balıkesir?de sülün ve keklik yetiştiriciliğine uygun potansiyel alanlar belirlenip kırsal turizmin hizmetine sunulacak. Belirlenen alanlarda keklik ve sülün yetiştirecek işletmeler kurulacak. Yetiştirilen ürünler daha sonra doğaya salınacak. Av turizminden faydalanacaklara konaklama hizmetleri de sunulacak. Ayrıca köylerde satış noktaları ve lokantalar kurulacak.
Mobil güneş pili sulama makinesi
GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü?nden Ümran Atay ve ekip arkadaşları, TÜBİTAK?tan aldıkları desteklerle yenilikçi bir sulama makinesi tasarlamış ve prototipini geliştirmişler. Bu makine dünyada ve Türkiye?de bir ilk. Güneş piliyle çalışan makine hafifliği sayesinde istenilen yere rahatlıkla taşınabiliyor. Ayrıca makine üzerindeki paneller iki düzlemde (doğu-batı ve kuzey-güney yönünde) otomatik olarak güneşi takip etme özelliğine sahip. Bu sayede benzer sistemlere göre yüzde 30-40 arasında güneşi daha etkin kullanabiliyor. Makinenin toplam ağırlığı 8 ton. Değişik derinliklerde çalışmak üzere altı pompa başlığı var. Atay, ?Elektrik şebekesinin olmadığı bir araziye yeni elektrik hattı çekmektense mobil güneş pili sulama sistemi kurulursa kendini bir yıl içinde amorti edecektir? diyor.
Antioksidan içerikli zeytinyağı
İstanbul Teknik Üniversitesi?nden Beraat Özçelik, zeytinyağı kalitesini artıran bir proje geliştirmiş. Zeytin meyvesinin antioksidan özelliğinde önemli rol oynayan maddeler ne yazık ki kırma, ezme ve ısısal işlemlerde zarar görebiliyor. İşte bu gerçeklerden yola çıkan Özçelik, zeytinyağının verim ve kalitesini koruyan bir yöntem geliştirmiş.
Fındık küspesinden protein
Fındık küspesi bir süredir alabalık ve levrek üretim çiftliklerinde balık ve soya küspelerine alternatif bir yem olarak kullanılıyor. Ayrıca fındık küspesinin kanatlı hayvan yemi olarak kullanılmasıyla ilgili çalışmalar da var. Fındık küspesinden gıda, ilaç ve kozmetik endüstrisinde kullanılmak üzere katma değeri yüksek protein izolatı elde edilmesiyle ilgili ilk çalışma İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü?nden Levent Yurdaer Aydemir tarafından gerçekleştirildi. Yapılan deneylerde farklı işlemlerle elde edilmiş olan izolatların protein içeriklerinin yüksek olduğu görülmüş. Buna göre fındık protein izolatından insan sağlığına katkı sağlayabilecek yeni fonksiyonel gıdalar geliştirilecek. Ayrıca ilaç ve kozmetik ürünlerde kullanılma potansiyeli çok yüksek.
Zencefilli salata sosu
Bu projede, natürel zeytinyağı görünümünde ve özelliklerinde, doğal salata sosu ürünlerini geliştirilmiş. Projenin geliştiricisi Çanakkale 18 Mart Üniversitesi?nden Buket Aydeniz. Diyet yapan kişilerin menülerinde salataların ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Aydeniz, ?Salata tüketimi çok yaygın. Salatalarına farklı lezzetler katmak isteyenler, piyasada çok farklı kıvamda ve aromalarda salata soslarını satın alıyorlar. Ancak bunlar arasında doğal olanların sayısı son derece sınırlı. Bu çalışmamızla natürel zeytinyağı temelli, içinde yeşil çay, brokoli, kurkumin ve zencefil ekstraktları bulunan salata sosları üretmeyi planlıyoruz? diyor.
Yeni tip besi çiftliği
Selçuk Üniversitesi?nden Nuh Uğurlu, klasik süt ve besi sığırı işletmelerine alternatif olabilecek yenilikçi bir model geliştirmiş. Bu yeni model farklı büyüklüklerdeki sığır işletmelerinde kullanılabilecek. Yeni barınak modelinde, hayvan konforu en üst seviyede tutulmuş. Ayrıca alanların planlanması ve boyutlandırılmasında hayvan davranışlarına uygunluk esas alınmış. Yapısal ve çevre koşullarını yeniden düzenlediklerini belirten Uğurlu, tüm bunlar sayesinde hayvan konforunu artırdıklarını söylüyor. Bu yenilikçi barınağın hayvan başına maliyeti 2-4 bin TL arasında değişiyor.
Aspir yağı
Tekrar tekrar kullanılan kızartmalık yağların sağlık açısından sakıncalı olduğuna dikkat çeken Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü?nden Merve Güzel, ?Oysa aspirden hem ekonomik hem de sağlık açısından daha güvenli kızartmalık yağ elde edilmesi mümkün? diyor. Yapılan çalışma sonucu aspir bitkisinin, oleik asit oranı yükseltilmiş çeşitleri geliştirilecek. Güzel, bu özellikteki aspir bitkisinden elde edilecek yağın diğer kızartmalık yağlara göre daha sağlıklı ve kaliteli olacağını söylüyor.
Alternatif besin takviyesi
İstanbul Üniversitesi?nden Tamer Özcan tarafından yapılan bu çalışmada, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içeriği yüksek bazı bitki türlerinin yetiştiriciliği yapılacak. Daha sonra bu bitkilerin tohumlarından elde edilecek yağlar, gıdalara zenginleştirici besin öğesi olarak katılacak. Ayrıca besin takviyesi olarak jel kapsül halinde üretilip piyasaya da sunulacak.
Baklagillerden atıştırmalık çerez
Mersin Üniversitesi?nden Aylin Altan, fermente edilmiş farklı baklagil unlarından, düşük glisemik indeks, yüksek diyet lif ve protein içeriğine sahip çerezler üretecek. Patates cipsleri ya da diğer çerezlerin tuzlu ve yüksek yağ içeriğine sahip olduklarını vurgulayan Altan, ?Ara öğünlerde tüketilebilecek daha sağlıklı ve besleyici atıştırmalık yeni ürünlerin geliştirilmesiyle sağlıklı beslenmeye katkı sağlanabilir? diyor. Örneğin kolaylıkla işlenebilen bir baklagil olan nohut ve bakladan çerez üretilebilecek.
Deniz yosunu suyu
Günümüz meyve suyu endüstrisinde kullanılan glikoz-fruktoz şeker türleri ve tatlandırıcılar son dönemde eleştirilere konu oluyor. Technical University of Denmark?ten Betül Yeşiltaş, ?yosun suyu? geliştirerek, bu tarz içeceklere alternatif olabilecek bir ürün ortaya çıkarmış. Yeşiltaş, ?Kahverengi deniz yosunlarında bulunan fukoidan maddesinin içecek endüstrisinde kullanımı mümkün? diyor. Fukoidan deniz yosunlarının hücre duvarlarında bulunan sülfatlı bir polisakkarit. Uzak Doğu ülkelerinde düzenli olarak tüketilen deniz yosunlarının insan sağlığına olumlu etkileri olduğu bilimsel çalışmalarla ispatlanmış.
Geleneksel bir lezzet: Hardaliye
Kırklareli Üniversitesi?nden Buket Aşkın, Trakya yöresine ait geleneksel bir ürün olan hardaliye üretiminde karşılaşılan sorunlara yönelik çözümler geliştirmiş. Aşkın, hardaliye üretim yöntemindeki farklılıkları ortadan kaldırarak üretimde standardizasyon sağlayacaklarını söylüyor. Hardaliye ezilmiş hardal tohumu, vişne yaprağı ve koruyucu madde ilave edilerek kırmızı üzüm ya da üzüm suyundan laktik asit fermentasyonu sonucu elde edilen bir içecek.
Koruk reçeli
Celal Bayar Üniversitesi?nden Ceyda İncefidan tarafından yapılan çalışmada ham üzümün yani koruğun ekşi tadının farklı bir lezzet yaratarak, içecek ve reçel olarak tüketilmesi sağlanmış. Koruk reçeli ve koruk suyu içeren içeceklerin benzeri henüz piyasada yok.
Domates salçası analiz cihazı
Bu proje ile domates salçasının rengini belirlemek ve üründeki siyah benekleri sayarak boyutlarına göre sınıflandırmak amacıyla yeni bir cihaz geliştirilmesi hedefleniyor. Klasik cihazlardaki görüntü işleme sistemine yapay sinir ağları entegre edilmiş, otomatik olarak çalışan bir domates salçası kalite analiz cihazı geliştirilecek. Proje, Namık Kemal Üniversitesi?nden Hasan Murat Velioğlu, Prof. Dr. Şefik Kurultay ve Prof. Dr. İsmail Hakkı Boyacı tarafından geliştirilmiş.
Bal tozu
Hızlı yaşam koşulları nedeniyle insanların hazır gıda tüketimine ilgisi giderek artıyor. Gıda sanayisindeki yeni üretim teknolojileri sayesinde üreticiler pazara sürekli yeni ürün sunuyor. Adnan Menderes Üniversitesi?nden Mehmet Koç, Figen Ertekin ve Aslı Zungur bu gerçekten yola çıkarak ?bal tozu? geliştirmişler. Koç, ?Balın toz forma dönüştürülmesi bal tüketimini artıracaktır. Toz bal tek başına tüketilebileceği gibi diğer gıdalara ilave edilerek de tüketilecek? diyor. Bal tozu üretimi için püskürtmeli ve dondurarak olmak üzere iki farklı kurutma yöntemi kullanılacak.
Hastalara özel peynir
İstanbul Teknik Üniversitesi?nden Doç. Dr. Mehmet Tolga Dinçer, Burçak Ürgüp Pir ve Arzu Burcu Yavuz fenilketonüri hastalarına özel peynir üretimiyle ilgili bir proje geliştirdiler. Fenilketonüri hastalarının sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için yaşamları boyunca fenilalan açısından kısıtlı bir diyet yapmak zorunda olduklarını belirten Dinçer, ?Bu nedenle besin değerleri yüksek bazı ürünlerden mahrum kalıyorlar. Örneğin kalsiyumca zengin bir gıda olan peyniri yiyemiyorlar. Ne yazık ki fenilalanin içeriği azaltılmış ürünler ülkemizde üretilmiyor. Bu proje sayesinde Türkiye?de ilk kez fenilalanin içeriği azaltılmış peynir üretilecek? diyor.
Kırmızı pancarlı çubuk bisküvi
Bu proje ile toplumun büyük bir kısmı tarafından genellikle ilaç tedavisi ile giderilmeye çalışılan kansızlık probleminin çözümüne yardımcı olabilecek yeni atıştırmalık gıdaların geliştirilmesi amaçlanıyor. Demir içeriği yüksek olan kırmızı pancar tatlı çubuk bisküviye ilave edilerek inovatif bir ürün geliştirilecek. Proje, Celal Bayar Üniversitesi?nden Zeynep Aksoylu, Ebru Eroğlu ve Özlem Çağındı tarafından geliştirilmiş.
Kafeinsiz çay üretimi
Çay tüm dünyada yaygın olarak tüketilen bir içecek. Çay içerdiği önemli anti oksidan moleküllere ek olarak bir miktar kafein de içeriyor. Fazla miktarda kafein alımı merkezi sinir sistemini sürekli tetiklediği için yorgunluk, depresyon, sinirlilik, titreme, derin uyku yoksunluğu ve vasküler baş ağrısına neden olabiliyor. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi?nden Cüneyt Akı, kafensiz çay üreterek bu problemlere son vermeyi hedefliyor.
Prebiyotik mercimek cipsi
Çerez tipi gıda endüstrisi dünyada 60 milyar dolarlık dev bir pazar haline geldi. Pazara sürekli yeni ürünler sunuluyor. Erciyes Üniversitesi?nden Şeyma Yıldırım da bu alanda orijinal bir proje geliştirmiş. Yıldırım, yaptığı bu çalışma ile mercimekten prebiyotik cips üretecek. Diğer ülkelerde alternatif cips çeşitleri olmasına karşın ülkemizde üretilen cipslerin genelde yağda kızartılarak satışa sunulduğuna dikkat çeken Yıldırım, ?Tüketici bir süre düzenli olarak cips ve benzeri ürünleri tükettiğinde ürünün tadını kaınksıyor ve dolayısıyla değişik çeşit arayışına giriyor. Bu yüzden üreticiler sürekli olarak yeni ürünler geliştirerek tüketicinin beğenisine sunmaya çalışıyor. Biz de bu noktadan hareketle iyi bir protein kaynağı olan mercimekten cips üretilir mi diye araştırdık? diyor. Elde edilen sonuçlar oldukça başarılı. Proje tamamlandığında diyet yapan insanların, diabet hastalarının ve aynı zamanda gluten içermediği için çölyak hastalarının da rahatlıkla tüketebileceği düşük kalorili lifli bir ürün olan mercimek cipsi üretilecek.
Evsel çay atıklarından biyodizel üretimi
Ülkemizde her yıl kıraathane, kafe ve evlerde tüketilen tonlarca çay atığı değerlendirilmeden çöpe gidiyor. Fırat Üniversitesi?nden Serhat Elçiçek, söz konusu atıkları ekonomiye geri kazandıracak bir proje geliştirmiş. Buna göre çay atıkları biyodizel ve biyoetanol üretiminde substrat olarak kullanılacak.
Hayvan atıkları için yeni bir teknoloji
Bulgaristanlı Vladimir Tomov, kesimhanelerde atık ürün olan hayvan kanı kullanımı için bir teknoloji geliştirmiş. Bu teknolojiyle yüksek proteinli amino asit içeriği olan kan ve süt yem konsantresi elde edilmiş. Bu teknoloji aynı zamanda kanın atılıp atık suları ve böylece su rezervlerini kirletmesini önleyeceği için önemli ekolojik etkilere de sahip.
Ödül alan projeler?
Gıda Ar-Ge Proje Pazarı?nda İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü?nden Levent Yurdaer Aydemir ?Fındık küspesinden gıda, ilaç ve kozmetik alanında kullanılabilecek katma değeri yüksek protein izolatı üretimi? projesiyle birincilik ödülün aldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Biyomühendislik Bölümü?nden Serkan Yaman ?Et ve et ürünlerinin menşeinin belirlenmesinde hızlı, özgül ve denetleme noktalarında kullanıma uygun tanı kitlerinin üretilmesi? projesiyle ikinci, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi?nden K. Arzum Erdem Gürsan ise ?Endokrin bozucu kimyasalların tayini için moleküler baskılanmış polimer ile modifiye elektrokimyasal sensörlerin geliştirilmesi? projesiyle üçüncü oldular.
EBIC Ege (Ege Bilgi ve Yenilik Merkezi) Müdürü Dr. Serdal Temel: ?Projeler artık ürüne dönüşmeli?
Proje üretme beceri ve kapasitesi yüksek bir ülkeyiz. Üniversiteler, sanayiciler ya da bireysel girişimciler her geçen gün farklı ve yaratıcı projeler ortaya çıkarıyor. Ancak üretilen projelerin sonuçlandırılmasında ve sonuçların ekonomiye aktarılmasında ülkemizde hala sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle proje sonuçlarının patentlenmesin de ve bu patenlerin ticari bir ürüne dönüştürülmesinde hızlı ve radikal kararlar alınması gerekiyor. Bu süreçte tüm proje sahiplerine destek verilmeli ve yardım edilmeli.
Para Dergisi
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.