Ünlü sunucu ve radyo programcısı Emrah İriç ile sunuculuk mesleği üzerine konuştuk. Yazete.com?un Yazı İşleri Müdürü Emrah İriç aynı zaman Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi?nde öğretim görevlisi.

Herkes sunucu olabilir mi?

Olabilir de olamaz da. Nasıl olur hem olur hem olmaz diyeceksin. Olabilir çünkü iyi bir sesiniz varsa, biraz çene yapabiliyorsanız sunucu olmanız işten bile değil. Görseliniz de iyiyse sahnelerin kapısı size sonuna kadar açıktır. Olamaz kısmına gelirsek eğer; ağzı her laf yapan, sesi her güzel olan ya da görseli her iyi olan bu işi yapamaz. Öncelikle bu üçünün bir araya gelmesi lazım. Daha da önemlisi içinizin dolu olması lazım. Yani; ağzınızdan çıkan cümleler sizin kapasitenizin yansımasıdır. Eğer boş bir beyse sahipseniz boş cümlelerle insanlara hitap edersiniz ve dikkate alınmazsınız. Ama dolu cümleler kötü bir ses olsa dahi insanları etkiler. İşte bunun için spiker ya da sunucu olmak isteyenlerin kesinlikle çok okuması lazım. Sadece kitap değil, hayatı okuması lazım. İnsanları okuması tanıması lazım. Her konuda az da bilgisi olmalı. Kültürlü olmalı.

İyi bir sunucu nasıl olunur?

Çırak olmadan usta olunmaz. Günümüzün en büyük sorunu bu bence. Ustanın yanında pişen insanla tepeden inen insanın farkı her yerde hemen anlaşılır.

İyi bir sunucunun özellikleri nelerdir?

İyi bir sunucuda öncelikle güzel, etkileyici bir ses aranır. Daha da önemlisi kuralına uygun bir Türkçe? Maalesef günümüzde radyocularının bir çoğu tepeden inme radyocu olduğu için dilimizin inceliklerine bilmiyor. Bu da açıkçası can yakıyor.

Sunucu dediğin spiker gibi değildir. Metne bağlı kalmaksızın konuşabilendir sunucu. İşte bu yüzden yukarıda da dediğim gibi sunucu içi dolu insan olmalı. Teneke gibi dank dank ses çıkartmaz. Tong tong diye ses çıkartır.

Spikerlik ve sunuculuk eğitimi nasıl olmalıdır?

Ben Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisiyim. Yeni Medya üzerine dersler veriyorum. İletişimciyim ama sunucu nasıl olur diye dersler vermiyorum.

Veriyor olsaydım; sunucu olacakların önce sesine bakardım sonrada Türkçeyi nasıl kullandığına. Ses varsa gerisi kolay. Ses yoksa biraz daha zor. Ama şuna çok inanırım. Kötü ses yoktur. Sesini kullanmasını bilmeyen insan vardır. Allah insanı mucizelerle donatmış. Ses de bir mucize.  Sesi her yöne eğip bükebilirsiniz. Yeter ki kullanmasını bilin.

Ses dedik, Türkçe dedik ama ya genel kültür? Eğitimlerimin arasına kesinlikle genel kültürü de eklerdim. Sunucu olmak isteyen kişi kesinlikle dolu olmalı.

Spikerlikte durum biraz farklı. Spiker önüne gelen metni okur. İyi bir ses ve Türkçenin güzel kullanımı kafi gibi geliyor bana. Bu noktada hizmet veren kurslar var. İşlerinde de son derece iyiler.

Türkiye?de adeta adım başı spikerlik kursları var? Bunun bir standardı yok mu?

Adım başı yok aslında. Benim bildiğim 3 ya da 4 tane. Yakın zamana kadar kafalarına göre bir müfredatla yol alan bu kurumlar şimdi Milli Eğitim Bakanlığı kontrolünde ilerliyor. Düzene girmiş durumda. Herkes başvurabiliyor. Alanlara ayrılmış, ona göre de eğitim programları düzenlenmiş. Tabi burada sesine güvenen kişiye de iş düşüyor. Ne yapmak istediğini bilmek çok önemli. Sunucu, spiker, seslendirme, dublaj vesaire?

İyi bir sunucunun dış görünüşü nasıl olmalıdır?

Sunucu eğer ekrana ya da sahneye çıkacaksa görsel çok önemli.

Bir haber spikeri ekranda anahaber bültenini sunarken kravatı sağa kaymış. Ertesi gün magazin basınında o kravat haber oldu. Çünkü okur sunulan habere değil kravata dikkat kesilmiş. Yani anlayacağınız dış görünüş çok çok önemli. En az ses kadar en az Türkçeyi iyi kullanmak kadar.

Spikerlik ve sunuculuk mesleğinde konuşma nasıl olmalıdır?

Akıcı bir Türkçeyi kadife gibi bir sesle ve dolu cümlelerle dinlemek herkese keyif verir. Korhan Abay, Cenk Koray benim duayenlerimdir. İnternet ortamında zaman zaman sırf işime motive olmak için onları dinlerim. İşte onlar gerçek sunucular. Halit Kıvanç keza o da.

Son olarak sunucu olmak isteyenlere neler söylemek istersiniz?

Sunucu olmak isteyen arkadaşlarıma öncelikli tavsiyem çırak olmadan usta olma yoluna gitmesinler. Ustalardan öğrenilecek o kadar çok şey var ki? Pişmeden yenmiyor bizim iş. Tadını bulmuyor. Başlangıçlar zordur, ama o zorluklardır mayayı tutturan. Maya bir tutarsa yürür gidersiniz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın