Yoğun rekabetin yaşandığı günümüzde, teknolojideki gelişmeleri ve değişimleri anında uygulayan uluslararası firmaların gerisinde kalmamak için, rakiplerin tesislerinde uyguladığı teknolojinin adapte edilmesi, diğer bir değişle akıllı fabrikaların kurulması lazımdır. Sıfıra yakın hatayla milyonlarca üretim yapan bu tesisler, akıllı robotlar ve bilgisayar otomasyonu sayesinde, milyonlarca standart ürünü üretirken, aynı zamanda işletme içerisindeki işçilik maliyetlerini de ciddi anlamda azalmaktadır. 10 yıl öncesinde 100?e yakın personel ile yapılan bir iş, bugün birkaç personel ile yapıyor hale gelmiştir.
Ürün tasarımları, üretim miktarı gibi gelecek iş emirlerini otomatik olarak yerine getirip süreci yöneten akıllı sistemler; üretim bandını en verimli şekilde kullanıp ürün maliyetini minimuma indirirken, üretilen her üründe aynı kalite standartlarının yakalanması nedeniyle de, ürün hakkında olumlu imaj oluşmasının temelini de atmaktadır. Tesislerde, teknoloji yatırımların yapılmasının yanı sıra, zaman ar-ge çalışmalarıyla, piyasaya beklentilerin üzerinde yeni bir ürün çıkarıp, ciddi pazar payının alınması zamanıdır. Zira, bugün dünyada üretmek bir sorun olmaktan çıkmıştır.
Milyonlarca fabrikada düğmeye basıldığı an, milyarlarca ürün üretilmektedir. Dönem, mevcutların dışında daha farklı, insanlara faydası olacak ürünlerin üretilmesi zamanıdır. Bu yenilikleri yaparken, ihtiyaç ve taleplerin doğrultusunda yaratıcı fikirlerin ortaya çıkarılmasına imkan sağlamak gerekir.
Örneğin, günümüzde buruşmayan, kirlenmeyen, yanmayan giysiler üzerinde ar-ge çalışmaları yapılmaya devam edilirken, diğer tarafta bebekler için anne kucağını andıran yeni bir yastık modelinin ortaya çıkması, pazarda yeni taleplerin doğmasına neden olacaktır.
Dünyada Ar-Ge yapan binlerce işletmede, milyonlarca yaratıcı fikir, sürekli daha iyi nasıl yapılabilir sorununun peşinde koşarak, çalışmalarını sürdürmektedir. Sürekli bir değişimin olduğu bilgi çağında, ülkemizdeki işletmelerin de geride kalmak için, akıllı tesisler kurmanın yanında, Ar-Ge çalışmalarına da pay ayırması gerekir. Özetle, teknoloji yatırımı yapmayan firmaların, bugün ve gelecekte rekabet etme şansı her geçen gün azalacaktır. Firmalar artık kapı komşularıyla değil, dünyanın herhangi bir ülkesindeki bir firmayla rekabet etmeye başlamıştır. Daha çok üretim, maliyetinin aşağıya çekilmesi, işçilik maliyetlerinin düşmesi, kaliteli standart üretim, üretim bantlarının maksimum verimlilikte kullanılması gibi avantajların hepsi teknolojiye yapılan doğru yatırımın paralelinde gelmektedir. Tüm bu altyapıyı kurduktan sonra da sırada, az önce de ifade ettiğimiz üzere, Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi gerekir. Ancak ne yazık ki, ülkemizdeki birçok tesis, halen bilgi teknolojileri yatırımı yapması gerektiğini bildiği halde, yatırımı sürekli ertelemektedir. Oysa, kaybedilen her gün, rakipler ile arasında ciddi uçurumların açılmasına neden olmaktadır.
Dünya rekabetindeki ayakta kalmak isteyen, hiçbir firmanın beklemeye vakti yoktur. Tabi burada önemli bir konunun altını çizmekte de fayda görüyorum ki, yapılacak her bir yatırımın fizibilite sonrası yapılması ve bir ihtiyaçtan doğması gerekir. Mesela, tekstil sektöründe plansız ve programsız bir makine yatırımı yapılmış ve günümüzde tekstilde yaşanan sıkıntılardan dolayı, fabrikalar makine çöplüğüne dönmüştür.
Bir yatırım yapılırken, dünyadaki gelişmelerin takip edilmesi gerekir. Yine tekstili örnek verdiğimizde, sektörün parlak olduğu yıllarda, patronlar kazandıkları her kuruşu yeni makinelere yatırdılar. Tesislerdeki hiçbir makine, 3 vardiya çalıştırılmadı. 10 makineyi 3 vardiya çalıştırmak yerine, 30 makine alıp 1 vardiya ile aynı işi gördüler. Tabi, alınan 20 fazla makinenin parasını da, yıllarca çalışıp ödeme yoluna gittiler. Oysa bugün gelinen noktada, tekstil sektöründe yaşanan daralma nedeniyle de yapılan tüm makine yatırımları atıl olarak çürümeye bırakıldı veya tekstilde yeni pazarlar olan Afrika veya Mısır?a, makineler 2. el olarak satılmaya başladı.
Günümüzde, kârların minimum seviyeye indiği bir ortamda, yanlış yatırımlar yapılması işletmeyi ciddi bir borç çemberi içerisine atacaktır. Yapılan her bir yatırımın, yeni sistemlerle entegre olacak sistemler olmasına dikkat edilmelidir. Bu arada bir konuyu da hatırlatmakta fayda var. Ülke olarak, dünyaya makine ihracatı yapan ve son yıllarda atağa geçen bir konumdayız. Makine üretimi konusunda, ileri teknolojiyi üretmek ve dünya pazarlarından pay almak için Ar-Ge olmazsa olmazların başında gelir. Bu nedenle, kamudaki ilgili kurum ve kuruluşların yeni teknoloji üretmek için Ar-Ge yapan işletmeleri desteklemesi gerekir. Teknoloji hızla ilerliyor, bugünden 1 yıl sonra nelerin değişeceğini kestirmek gerçekten zor. Ancak şöyle bir gerçek var ki; milyonlarca sıfıra yakın üretim yapılırken, akıllı fabrikalarda daha az insan istihdam edilmeye başlayacak, hizmet sektörü, lojistik, iletişim gibi farklı sektörlerde istihdam yoğunlaşacak, tabi teknolojinin sağlamış olduğu avantajlarla insanlar daha az saatlerde ve daha az yorularak çalışacağı için sosyal hayatına daha fazla zaman ayırabilecek. Burada da yapılması gereken, sektörlerdeki ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip edip, değişimleri anında uyarlayarak, rekabette ayakta kalma başarısını göstermektir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.