Frost & Sullivan ortaklarından Sarwant Singh tarafından kaleme alınan ve Palgrave Macmillan Yayınevi’nden çıkan “Yeni Mega Trendler: Kişisel Hayatlarımıza Etkileri” kitabında ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda dünyayı kökten değiştirecek yeni kuşak genç politikacılara dikkat çekiliyor. Frost & Sullivan’ın Geleceğe Yönelik Yenilikçilik Program Müdürü Archana Amarnath da “Dünyada Siyaset Nesil Değişiminin Eşiğinde” başlıklı makalesinde genç politikacı kuşağını ve olası değişimleri masaya yatırıyor.
2010 yılında Türkiye?de faaliyetlerine başlayan dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan, Türkiye?de hazırladığı başta enerji, otomotiv, savunma ve sağlık olmak üzere çeşitli sektörlerde uzun vadeli pazar öngörülerini de kapsayan raporlarıyla uluslararası şirketlerin ve yatırım fonlarının Türkiye?deki faaliyetlerine yardımcı olmanın yanı sıra farklı sektörlerde birçok Türk firmasına özel araştırma ve danışmanlık hizmetleri vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerine yardımcı olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda Frost & Sullivan, Türkiye siyasetini de yakından ilgilendiren genç kuşak-yaşlı kuşak politikacı yaklaşımlarını ve dünya siyaset sahnesinin önümüzdeki dönemine damgasını vurmasına kesin gözüyle bakılan gelişmeleri mercek altına alıyor.
Genç politikacılar değişimden yana
Ekonomi, toplum, iş dünyası, kültür ve kişisel yaşamlar hayatı derinden etkileyen geniş çaplı değişimlerin eşiğinde bulunuyor. Dünya çapında yaşanacak bu değişimin önderliğini ise genç nesil politikacılar kuşağının gerçekleştireceği belirtiliyor. Frost & Sullivan ortaklarından Sarwant Singh ve Frost & Sullivan’ın Geleceğe Yönelik Yenilikçilik Program Müdürü Archana Amarnath, söz konusu trendin dünya çapında iki önde gelen uzmanı olarak önemli çalışmalara imza atıyorlar. Çin ve Hindistan gibi ülkelerde orkestra şefi batonunun genç nesil politikacıların eline geçme süreci yaşandığını ifade eden Amarnath, bu ülkelerin yarının dünyasını temelden etkileyeceğini belirtiyor. Amarnath, kararları verecek, kuralları koyacak ve devasa miktarda otorite ve kontrole sahip olacak olanlar bu liderlerin, 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 35?ine önderlik edeceklerine vurgu yapıyor.
“Yeni Mega Trendler: Kişisel Hayatlarımıza Etkileri” kitabında konuyu tüm boyutlarıyla ele alan Singh ise, kent kökenli ve teknolojiye yatkın genç liderlerin, büyüme ve inovasyon gibi iş dünyasının mantraları haline gelmiş fikirleri siyasi yönetişime uygulamaya başlayacaklarını belirtiyor. Şeffaflık ve profesyonelliğin siyaset dünyasına yansıyacağını ifade eden Singh, küresel bakış açısına sahip yeni liderlerin özel sektöre daha açık olacağına ve birçok sektörü kapsayan büyüme projelerinin mimarlığını üstleneceklerinin altını çiziyor.
Genç nesil politikacıların bir anlamda ‘dünyayı yeni baştan yaratma’ projesinin çok geniş ve derin etkiler yaratacağı öngörülüyor. Yapısal reformların yanı sıra tutumlardaki değişiklikleri de tetiklemeleri bekleniyor. Amarnath, söz konusu trend hakkında şunları dile getiriyor: “Yeni nesil politikacıların haleflerine göre çok farklı prensip ve öncelikleri olması bekleniyor. Daha iyi eğitim görmelerinden ve Hindistan?da yakın zamanda gördüğümüz gibi genç neslin yolsuzluklara tolerans göstermemesinden ötürü, gelişmekte olan ülkelerde yolsuzluk düşüşe geçecek. Günümüzde demokratik olmayan ülkelerde demokrasi gündeme gelebilecek. Yakın zamanda Mısır ve Libya?da gördüğümüz gibi bu değişim bazen güç kullanarak gerçekleşecek.”
Genç politikacı kuşağının profili farklı
Frost & Sullivan uzmanlarına göre içinde bulunduğumuz 2010’lu yılların ayırt edici özelliği, yeni kuşak siyasi liderlerin global ölçekte iktidara gelmeye başlamalarından kaynaklanıyor. Söz konusu liderlerin ayırt edici özelliği ise eski kuşak siyasi liderlere kıyasla çok daha ileri bir eğitim sisteminden geçmiş olmaları, batılı düşünce tarzları ve yeni teknolojilere duydukları ilgi olarak sıralanıyor.
Çin’i ele alan Frost & Sullivan uzmanları, geleneksel olarak komünist ideallere sahip olan liderlerin iktidarı sıkı sıkıya ellerinde tuttuğunu, bu liderlerin ekonomiyi son beş yıldan bu yana iki basamaklı büyütmeyi başardıklarını, ancak bugünün Çin’inde iktidar koltuğunu genç liderlerin devraldığını belirterek, 1 milyar 360 milyon nüfusa sahip Çin’de 8 Kasım 2012’de gerçekleşen kongrede alınan kararların ülkenin siyasi tarihinde büyük değişikliklere yol açacağını vurguluyorlar. Yenilikçi fikirlerle yeni reformlara imza atması beklenen 59 yaşındaki Xi Jingping’in misyon sahibi bir kişiliği olduğunu ifade eden uzmanlar, ekonomik gelişmenin özel yatırımlarla daha da dengeleneceğini ve devlet fonlarına bağımlılığın azalacağını belirtiyorlar. Bununla birlikte uzmanlar, 2020 yılı vizyonuna göre 949 milyonluk orta sınıfı ve 15-34 yaş arası 350 milyonluk genç nüfusu destekleyebilmek için gerekli reformların hayata geçirileceğini ifade ediyorlar. Diğer yandan, tüm bu reformların komünist parti ideolojisine sadık kalınarak yapılacağını belirten uzmanlar, gerçekleşen şeffaf seçimin ise Çin siyasi tarihinde büyük bir değişim anlamına geldiğinin altını çiziyorlar.
Hindistan’daki durumun da değişim süreci içinde değerlendirilmesi gerektiğini, ancak bu ülkede yaşanan gelişmelerin farklı olduğunu dile getiren Frost & Sullivan uzmanları, 2020 yılına kadar 1 milyar 400 milyona ulaşması beklenen nüfusun 800 milyonunun 34 yaş altında olmasının beklendiğini, dünyanın en genç nüfusuna sahip olan Hindistan’da genç politikacı kuşağının değişime rehberlik edeceğini ifade ediyorlar. Gandhi ailesinin dördüncü neslinden Rahul Gandhi’nin 2020’den önce Kongre Partisi’nin başına geçmesi bekleniyor. Tıpkı 40 yaşında iktidara gelerek siyaseti değiştiren babası Rajiv Gandhi gibi Rahul Gandhi’nin de siyaseti temelden değiştirmesi öngörülüyor. Bununla birlikte Frost & Sullivan uzmanları, 41 yaşındaki Jyotiraditya Scindia, 35 yaşındaki Sachin Pilot, kabinenin en genç devlet bakanı olan 32 yaşındaki Agatha K. Sangma ve 41 yaşındaki Jitendra Pratap Singh Prabhakar Bahadur gibi halihazırda 30?larının sonunda, 40?larının başında olan üçüncü ve dördüncü nesil birçok genç politikacının bakanlık koltuklarına oturmuş olduklarına dikkat çekiyorlar.
Değişime öncülük eden genç nesil politikacıların, öncelikle dünyanın en hızlı büyüyen iki ekonomisinin karşı karşıya olduğu yolsuzluk sorunu açısından büyük önem taşıdığı ifade ediliyor. Dünyanın önde gelen üniversitelerinde eğitim görmüş, kentli ve entelektüel ailelerden gelen ve refah içinde büyümüş genç nesil politikacıların ülkelerini çoh daha iyi bir noktaya taşımak için haleflerine kıyasla yolsuzlukla çok daha ciddi ve disiplinli mücadele verecekleri ileri sürülüyor.
İş dünyasına yansımaları nasıl olacak?
Frost & Sullivan uzmanları, yeni kuşak politikacıların iş dünyasına büyüme, yenilik ve liderlik kriterleri bakımından son derece olumlu etkileri olacağına vurgu yapıyorlar. Uzmanlara göre iş dünyasının mantrası haline gelmiş kavramlar siyasi yönetişimde de yansımasını bulacak, profesyonellik ve lider yetiştirme gibi değerler siyaset dünyasında çok daha büyük önem kazanacak, yeni kuşak politikacıların daha iyi eğitim görmesinden ve Hindistan?da yakın zamanda görüldüğü gibi genç neslin yolsuzluğa karşı tahammülünün olmamasından ötürü gelişmekte olan ülkelerde yolsuzluk düşüşe geçecek.
Değişimin tüm dünyada yansımasını bulacağını ifade eden Frost & Sullivan uzmanları, günümüzde demokratik olmayan ülkelerde demokratikleşmenin gündeme geleceğini ifade ediyorlar. Yakın zamanda Mısır ve Libya?da görüldüğü gibi bu değişim bazen güç kullanılarak gerçekleşecek. Söz konusu politik değişikliği gerçekleştiren ülkeler modern iş dünyasının pratiklerini uygulamaya başlayacak ve devlet içinde de küresel bir görüş ortaya çıkacak. Devlete ait mülkler daha geniş çapta özelleştirilecek, altyapı gelişimi amaçlı kamu ve özel sektör ortaklıklarında patlama yaşanacak ve devletler ticari fonksiyonlarını özel sektöre daha fazla devredecek.
Değişime direniş de olacak
Değişim sürecinde göz önüne alınması gereken bazı önemli faktörlere de değinen Frost & Sullivan uzmanları, politik yapılar ve sosyo-ekonomik (bazı toplumlarda dini) niteliğe sahip yerleşik çıkar gruplarının genç nüfus kadar hızlı değişim göstermeyeceği ya da bunu istemeyeceklerine de dikkat çekiyorlar. Bununla ilgili olarak Frost & Sullivan ortaklarından Sarwant Singh şunları söylüyor: “Daha genç toplumlardan gelen baskı, yerleşik politik düzende gerginlik yaratabilecek. Değişime karşı duyulan gençlik heyecanı genel olarak özellikle muhafazakar güçler karşısında pek iyi düşünülmemiş ve ortak paydaya yeterince iyi oturtulmamış olur. Hindistan?da mümkün olan şeyler, Çin, Libya ve Mısır?da mümkün olan şeylerden farklı olabilir ve farklı bir hızda ortaya çıkabilir. Ancak gençliğin getirdiği olumlu bakış açısı, önümüzdeki yıllarda bu ve daha birçok başka ülkede gerçekleşecek olan nesil değişikliğinin etkin olma potansiyeline odaklanmış durumda.”
Frost & Sullivan’ın Geleceğe Yönelik Yenilikçilik Program Müdürü Archana Amarnath ise geleceğin siyaset dünyasına damgasını vurmaya hazırlanan siyasi trend hakkında şu görüşü ileri sürüyor: “Hindistan ve Çin gibi ülkeler gelecekte oyunun kurallarını belirleyecek ve bu ülkelerdeki siyasi liderlerin fikirleri gerçekten büyük öneme sahip. Özellikle Avro bölgesindeki kriz ve dünya çapındaki büyük yavaşlama göz önünde bulundurulduğunda, bu gelişmeler politika ve düşünce haritamızı yeniden çizecek. Kararları verecek, kuralları koyacak, ve devasa miktarda otorite ve kontrole sahip olacak olan bu liderlerin ellerindeki güç ise 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 35?ine önderlik yapacak olmalarından geliyor. Sosyal ve teknolojik propagandaya ve de dış politikaya edecekleri etki ise gerçekten sonsuz.”
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.