İntegral Menkul Değerler Analisti Egemen Candır tarafından hazırlanan ve bugün gerçekleştirilecek Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik beklentilerin yer aldığı analiz ekte değerlendirmenize sunulmuştur.

Bugün gerçekleşecek Merkez Bankası Para Politikası Kurulu?nun (PPK) gecelik politika faizini, beklentiler dahilinde değiştirmeyerek, yüzde 5,75 seviyesinde tutmasını bekliyoruz. Türkiye?nin Euro Bölgesi?ndeki ekonomik krizin derinleştiği durumlarda dahi pozitif büyüme gösterebilmesi, dün açıklanan işsizlik verisinin yüzde 8,20 ile son 10 yılın en düşük seviyesine inmesi, cari açıkta daralmaların devam etmesi gibi olumlu etkenler göze alındığında, faiz oranında ek gevşemelere gidilmesi gerekmediği net olarak görülebilir.

Türkiye?de genel ekonomik kanı olumlu yönde devam ederken, bu öngörünün kaynağını bu zamana kadar özellikle serbest piyasa döviz kurlarına uyguladığı strateji ile enflasyon ve cari açık arasında bir denge oluşturmayı başarabilen Merkez Bankası?nın para politikası stratejileri olarak gösterebiliriz. Bu bağlamda, dünyada ekonomik çalkantılar devam ederken, Merkez Bankası?nın başarılı politikasından taviz vermeyebileceğini ve TL?nin arz-talep dengesini faiz koridorunda ve dövizin TL cinsinden munzam karşılıklarında değişikliklere giderek belirleyeceğini düşünüyoruz.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, temmuz sonunda açıkladığı enflasyon raporunda enflasyon tahminini 2012 sonunda yüzde 6,5?tan 0.3 puan aşağı çekerek, yüzde 6,2?ye indirdiğini ve temkinli duruşu koruduklarını belirtmişti. Aynı zamanda, faiz koridorunda daraltmalara giderek ve dövizin TL cinsinden munzam karşılıklarına müdahale edebileceklerini belirten Başçı?nın bu yorumunun TL?de bir kısım değerlenmeler olarak beklentileri canlandırdığını söyleyebiliriz.

Borç verme oranında indirim

Mayıs ayındaki PPK toplantısında, gecelik borç verme ve borçlanma faiz oranlarını yüzde 11,5 ve yüzde 5 olarak sabit tutan Merkez Bankası?nın bu PPK toplantısında gecelik borç verme oranını yüzde 11,5?ten yüzde 10,5-11,0 seviyelerine çekip borçlanma oranını ise yüzde 5 seviyesinde tutmasını beklemekteyiz. Zorunlu karşılıklar konusunda, TL?nin döviz cinsinden tutulabilmesine ilişkin üst sınırın mayıs ayındaki PPK toplantısında yüzde 45 seviyelerine yükseltmesini piyasaların az bulduğunu hatırlarsak, bu ayki toplantıda bu orana ek bir müdahale yaparak yüzde 50-55 seviyelerine yükseltmeler yapmasının beklenebileceğini düşünüyoruz.

Merkez Bankası?nın, PPK toplantılarında piyasalara sağlanan ek likiditeyi bir önceki döneme göre 2.5 milyar dolar civarında belirleyebileceğini ve ay sonuna kadar açılacak repo ihalelerinin miktarını da 2 ile 6 milyar TL arasında belirleyebileceğini düşünmekteyiz.

Bu aşamada, Merkez Bankası?nın Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi?nin açıklamaları sonrası, Euro Bölgesi?ne sağlanacak likiditenin yeterli olmayabileceği ihtimallerini dikkate alarak, özellikle dolar/TL paritesindeki yükselişlerin önüne geçmek adına almayı düşündüğü önlemlerden döviz munzamlarında olan artırma düşüncesini küresel ekonomiye dair belirsizlikleri takiben uygulanacağını ve bu uygulama süresinde istisnai gün uygulamalarıyla piyasadaki TL likiditesinin daraltılarak yine dolar/TL paritesine baskı yapılabileceğini düşünüyoruz.

Genel olarak, kararlarını beklentiler dahiline yakın alacağını düşündüğümüz Merkez Bankası?nın bir önceki PPK toplantısındaki kararlarının piyasaların beklentilerini sadece sınırlı ölçüde karşıladığını ve Merkez Bankası?ndan faiz indirimi ile büyümeyi desteklemesi beklentilerinin dile getirildiği düşünülürse, faiz indirmekten kaçınmasının üzerindeki politik baskıları artırabileceğini düşünmekteyiz. Bu bağlamda, bu PPK toplantısında hâlihazırdaki uygulamalarına devam edeceğini düşündüğümüz Merkez Bankası?nın ileriki toplantılarında, Euro Bölgesi?nde toparlanma sinyallerinin daha netleşmesi durumunda büyümeyi desteklemek adına TL?de gevşeme politikalarına izin verebileceğini düşünmekteyiz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın