Anket çalışmasının sonuçları, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan 2012 ilk yarı Ekonomik Durum Tespit Anketi’ne göre, bu yılın ilk 6 aylık döneminde 2011 ikinci yarıya kıyasla tüm temel göstergelerde artış bildiren işletmeler oranı azalırken, azalış bildiren işletmeler oranı arttı.

İSO tarafından 1998 yılından bu yana altı aylık dönemler itibariyle  yılda iki kez Ekonomik Durum Tespit çalışması gerçekleştirilmektedir.

2012 ilk yarı anketinin, bir önceki döneme göre “biraz daha olumsuz” sonuçlandığına işaret edilirken, 2011 ikinci yarıdan 2012 ilk yarıya artış bildiren işletmeler oranı üretimde yüzde 53,5’den 49’a, iç satışlarda yüzde 52,1’den 46,1’e, dış satışlarda yüzde 44,7’den 43,1’e, yeni siparişlerde yüzde 48,8’den 46,9’a, istihdamda da yüzde 42,5’den 38,9’a geriledi.

Azalış gerçekleştiğini bildiren işletmeler oranı ise üretimde yüzde 18,1’den 26,3’e, iç satışlarda yüzde 17,3’den 27,7’ye, dış satışlarda yüzde 23,2’den 30,8’e, yeni siparişlerde yüzde 16,9’dan 25,1’e, istihdamda yüzde 17,3’den 25,2’ye yükseldi.

Çalışmada yer alan sonuçlara ilişkin değerlendirmede, 2012 ilk yarıda 2011 ikinci yarıya göre tüm temel göstergelerde sorun yaşayan işletmeler oranının önemli ölçüde arttığının altı çizilirken, özellikle iç satışlarda sorun yaşayan işletmeler oranındaki 10,4 puanlık artışın iç talepteki durgunluğu göstermesi açısından dikkati çekici olduğuna işaret edildi.

“Üçte birinden fazlası kaynak yaratmakta zorlanıyor”

Ankete göre, 2012 yılı ilk yarı sonunda işletmelerin yüzde 31,8’i geçen yılın aynı dönemine göre kar oranlarının daha yüksek olduğunu belirtirken, bu oran 2011 ikinci yarıda yüzde 34,2 seviyesindeydi. Dolayısıyla kar oranlarının daha yüksek olduğunu belirtenlerin oranında 2,4 puanlık bir düşüş söz konusu oldu.

Bu yılın ilk 6 aylık döneminde 2011 ikinci yarıya göre kar oranlarında düşüş yaşadığını belirtenlerin oranı yüzde 25,3’den 29,3’e yükselirken, zarar ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 9’dan 6,4’e geriledi.

2012 yılı ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre kar oranlarının daha düşük olduğunu veya zarar ettiklerini belirtenlerin toplamı yüzde 35,7 iken, bu oran 2011 ikinci yarıdaki yüzde 34,3’e göre 1,4 puan artışı gösterdi.

Çalışmada, bunun, işletmelerin üçte birinden fazlasının kaynak yaratmakta zorluk çektiğine işaret ettiğinin altı çizildi.

Çek ve senetlerin karşılıksız çıkma ve protesto olasılıkları artıyor

Ankete göre, 2012 yılı ikinci yarıya yönelik beklentileri daha iyimser olan işletmeler, 2012 yılı ikinci yarısının tüm göstergelerde ilk yarıya göre daha olumlu geçmesini bekliyor.

2012 ikinci yarıda üretimlerinde daralma bekleyen işletmelerin oranı yüzde 15, iç satışlarında yüzde 13,7, dış satışlarda yüzde 16, yeni siparişlerde 13,4 ve istihdamlarda 10,5 oldu. Tüm göstergelerde daralma bekleyen işletmelerin oranı yüzde 10’ların üzerinde seyrediyor.

Ücretle çalışanlar sayısındaki değişime bakıldığında 2011 ikinci yarıda yüzde 1,3, 2012 ilk yarıda yüzde 2,8 oranında çoğalan ücretle çalışanlar sayısı son bir yılda ise yüzde 4,1 oranında arttı.

2012 ilk yarıda ücretle çalışanlar sayısı artarken, işten çıkarılmak zorunda kalınanların toplam çalışanlara oranı küçüldü. Toplam işletmelerde, işten çıkarılmak zorunda kalınanların toplam çalışanlara oranı 2011 ikinci yarıda yüzde 6,5 iken, 2012 ilk yarıda yüzde 5,8’e geriledi.

2011 ikinci yarıda yüzde 76,7 olan ihracat yapan işletmeler oranı 2012 ilk yarıda yüzde 76,8 ile fazla değişmedi. İşletmelerin 4’te 3’ünden fazlasının ihracat yapabilmesi, sanayicinin dış pazarlardaki arayışını gösteriyor.

İhracat yapan işletmeler oranı ölçekler itibariyle incelendiğinde 2012 ilk yarıda çalışmaya katılan büyük ölçekli işletmelerin yüzde 92,9’unun, orta ölçekli işletmelerin yüzde 78,8’inin ve küçük ölçekli işletmelerin de yüzde 68,2’sinin ihracat yapabildiği görülüyor.

Satış hedefi gerçekleşme oranı, 2011 ikinci yarıda yüzde 75 iken 2012 ilk yarıda yüzde 72,8’e geriledi. Satış hedefi gerçekleşme oranı, tüm ölçeklerde bir önceki döneme göre düştü.

Kriz dönemlerinde bozulan finansal dengeler nedeniyle vadeli işlemler karşılığı verilen çek ve senetlerin karşılıksız çıkma ve protesto olasılıkları artıyor.

2009 ikinci yarıda yüzde 77,9 ile 1998 yılından bu yana en yüksek karşılıksız çek ve protestolu senet oranı ile karşılaşılırken, 2010 ve 2011 yıllarında söz konusu oranda hızlı bir düşüş yaşandı. 2011 ikinci yarıda yüzde 30,5 olan oran, 2012 ilk yarıda yüzde 29 ile 1998 yılından bu yana en düşük seviyesine geriledi.

2008 ikinci yarıda yüzde 7,7 seviyesinde olan karşılıksız çek ve protestolu senetlerin satışlara oranı küçülerek, 2011 ikinci yarıda yüzde 2,5 olan oran, 2012 ilk yarıda hafif bir yükselişle yüzde 2,7 oldu.

Finansman darboğazında olan işletmeler oranı, 2011 ikinci yarıda yüzde 76,4 iken 2012 ilk yarıda 5,5 puan azalarak yüzde 70,9’a geriledi. Bu gerilemeye rağmen işletmelerin 3’te 2’sinden fazlası finansman sorunu ile karşı karşıya bulunuyor.

Finansman darboğazında olan işletmelerde sorunları arasında kredi maliyetinin yüksekliği, sektördeki teşviklerin yetersizliği, işletme sermayesi ihtiyacındaki hızlı artış ilk sıralarda yer almaya devam ediyor.

Yatırım yapmayı planlayan işletmelerde düşüş

Son yıllarda işletmeleri büyük ölçüde yurt dışına borç almaya yönlendiren döviz kredilerindeki düşük faiz imkanı ve kur artışlarının enflasyonun altında kalmasının 2011 yılı ikinci yarısında büyük ölçüde tersine dönse de 2012 ilk yarısında kredi faiz oranlarındaki nispi düşüş ve kurlarda önemli bir hareket olmaması, işletmelerin yeniden döviz ya da döviz kredilerini arttırmaya yöneltti.

2012 ilk yarısında büyük ölçekli işletmelerin yüzde 65,1’i kullandıkları krediler içinde döviz ya da dövize endeksli kredilerin payının yüzde 70’ten yüksek olduğunu belirtirken, bu oran küçüklerde yüzde 44,3, ortalarda yüzde 51,8 ile daha düşük seviyede bulunuyor.

Çalışmaya katılan işletmelerin yüzde 58,2’si 2012 ilk yarıda yatırım yapmadıklarını belirtirken, bu oran 2011 ikinci yarıda yüzde 47,2 olarak gerçekleşmişti.

Yurt içinde yatırım yapmayı planlayan işletmelerin oranı, 2012 ilk yarı için yüzde 48,3 iken 2012 ikinci yarı için yüzde 41,4’e geriledi.

Yurt dışında yatırım yapmayı planlayan işletmelere bakıldığında 2012 ilk yarı için yüzde 11,9 olan oran, 2012 ikinci yarı için yüzde 9,3’e geriledi.

İşletmelerin büyüme beklentisi

Çalışmaya katılan işletmeler, 2012 yılı gayri safi yurt içi hasıla büyüme hızını yüzde 4,1 olması beklentisinde bulunuyor. 2012 ÜFE tahmini ortalaması yüzde 8,5, TÜFE tahmini ortalaması ise yüzde 8,6 olarak belirlendi.

Çalışmaya katılan işletmelerin, 2012 yılı sonu ABD doları kur tahmini 1,86 TL iken, euro kuru tahmini 2,35 TL oldu. Bu tahminler göz önüne alındığında euro-dolar paritesinin 1,26 düzeyinde olacağı ortaya çıkıyor.

İşletmeler, rekabet gücü açısından karşılaştıkları sorunlar arasında yüzde 15,6’lık pay ile “Kayıt dışı ekonomi, haksız rekabet ortamı” ilk sırada yer alıyor. Bu sorunu, “Hammadde ve enerji maliyetlerinin, vergi oranlarının yüksekliği” ve “Kârlılık oranının düşmesi” takip ediyor.

GSYİH büyüme oranının yüzde 4’ün aşması bekleniyor

Anket sonuçlarının ardından değerlendirmede bulunan Tanıl Küçük, ekonomik durum tespit anketi çalışmasının, 2012 ilk yarıda ekonomideki yumuşak inişi teyit eder şekilde sonuçlandığını belirterek, şunları kaydetti:

“Sanayi üretim rakamları da bu yönde seyretmiştir. 2012 ilk çeyrekte ortalama yüzde 2,8 oranında artış gösteren sanayi üretimi 2012 ikinci çeyrekte yüzde 3,4 oranında büyümüştür. Görüldüğü üzere, ikinci çeyrek üretim sonucu biraz daha iyidir. Bu sonuçlar ikinci çeyrek GSYİH büyüme oranının, ilk çeyreğe göre biraz daha iyi olacağına işaret etmektedir.

Diğer taraftan, 2012 ile belirginleşen yumuşak inişin yatay olarak devam ettiğini göstermektedir. 2012 yılının ikinci yarısında ise AB’deki krizin derinleşmeyeceğini iç talebin bir miktar hareketleneceğini ve baz etkisinin olumlu katkısını sürdüreceğini varsaymaktayız.

Bu koşullar altında 2012 ikinci yarı büyümesinin, 2012 ilk yarısının üstünde olacağını tahmin etmekteyiz. Bu bağlamda, 2012 yılı GSYİH büyüme oranının, programda öngörülen yüzde 4’ün bir miktar üzerine çıkmasını beklemekteyiz.

Dünya ve özellikle Avrupa’nın içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında bu büyüme oranı oldukça başarılıdır. 2013 yılıyla birlikte yeniden yüksek oranlı büyümeler yakalayabilmek için sanayimizin mücadelesine destek vermeli ve rekabet gücünü artıracak adımlar hayata geçirilmelidir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın