Denizin dibindeki kumu önce hangi para birimi yoklar; dolar mı, euro mu?

Avrupa?da Yunanistan?la başlayıp, İspanya ile devam eden felaket senaryoları ile ABD?de tüm önlemlere rağmen belini doğrultamayan ekonomik verilerin kıskacındaki piyasalarda şu günlerin en merak edilen konusu; denizin dibini önce hangi para biriminin göreceği: Dolar mı, yoksa euro mu? İntegral Menkul Değerler Araştırma ve Analiz Departmanı tarafından hazırlanan rapora göre, euronun bu yaz denizin dibini yoklayacak ilk para birimi olma olasılığı yüksek.

Yaz sıcaklarının bunalttığı şu günlerde başta hisse ve Foreks olmak üzere, dünya genelinde finansal piyasalarda da hararet arttı. Avrupa?da Yunanistan?la başlayıp, İspanya ile devam eden felaket senaryoları ile ABD?de tüm önlemlere rağmen belini doğrultamayan ekonomik verilerin kıskacındaki piyasalarda henüz ?tünelin ucundaki ışık göründü? demek için oldukça erken. İşte tam da bu noktada piyasalarda da şu günlerin en merak edilen konusu; denizin dibini önce hangi para biriminin göreceği: Dolar mı, yoksa euro mu? İntegral Menkul Değerler Araştırma ve Analiz Departmanı tarafından hazırlanan rapora göre, euronun bu yaz denizin dibini yoklayacak ilk para birimi olma olasılığı yüksek. Öte yandan, ABD Merkez Bankası (FED), piyasa baskılarına dayanamayıp, yeni bir parasal genişleme programı uygulamaya karar verirse de bu kez dolar denizin dibi için yarışacak ikinci para birimi olacak gibi görünüyor. Bu iki olasılığın gerçekleşmesi ise ABD ve Avrupa ekonomisinden soğuyan piyasaların yöneleceği ilk adres olan altın fiyatlarında yükselişe neden olabilir. Rapora göre Euro Bölgesi?nde euronun değer kaybetmesi ve dibe inen ilk parite olması durumunda sert satış baskısına girebilecek olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası?nın (İMKB) 55.000 seviyelerini aşağı yönlü kırması mümkün. ABD?den gelebilecek olası bir parasal genişleme kararında ise İMKB?nin 65.000 seviyelerinin üzerini hedeflemesi, doların ise kademeli olarak 1.70 liranın altına sarkması mümkün.

Euro Bölgesi?nde Yunanistan, Yunanistan yoksa İspanya, İspanya yoksa Güney Kıbrıs sıkıntılarının var olmaya devam edecek gibi göründüğünü belirten İntegral Menkul Değerler Analisti Egemen Candır, ?Diğer taraftan ise, ekonomisi toparlanmakta zorlanan, verileri düzensiz gelen, yaptığı parasal genişlemeler kendi ekonomisinden çok gelişen ülkelerin ekonomilerine, altın, gümüş gibi emtialara yarayan ABD ise ayrı bir soru işareti? diye konuştu.

Çalkantıların Mayıs ayının başında Yunanistan?daki politik sıkıntılar ile başladığına değinen Candır, ?5 senedir kendini borç krizinden kurtaramamış olan ülkenin sonunda Euro Bölgesi otoritelerinin istediği tarzda bir hükümet oluşturmasıyla son bulmasını bekledi piyasalar. Tam da ?Yunanistan?ı bir süre idare ettik? derken, daha seçim sonuçları açıklanalı bir gün olmadan, piyasaların İspanya kaynaklı felaket senaryoları ile çalkalanmaya devam ettiği bir ortamı izlemekteyiz? dedi.

ABD?de mortgage krizi ile başlayan küresel ekonomik dalganın, yine ABD ile çözüleceği düşünülürken, iki ayrı parasal genişlemeye ve ardından da iki ayrı tahvil takas programına giren ABD?de hala işsizliğin yüksek, üretimin düzensiz, büyümenin sınırlı olduğunun görüldüğünü vurgulayan Candır sözlerine şöyle devam etti:

?ABD Merkez Bankası?ndan (FED) son 3 ayda sürekli bir şekilde ekonominin kademeli toparlanacağı açıklamaları gelirken, son üç ayın Tarım Dışı İstihdam verilerinin giderek azalması, son 2 aydır endüstriyel üretim verilerinin düzensizliği ve tüketimdeki istikrarsızlıklar kafaları karıştırıyor.

Yeniden Euro Bölgesi?nde dönmek gerekirse, İspanya, Yunanistan sıkıntılarının telafi edilmesi için ortak çözüm arayışlarının, bu ülkelere en baştan beri fonlama sağlayan kaynakların başında gelen Almanya tarafından rahatsızlıkla karşılandığını görüyoruz. En son olarak, Euro Bölgesi?nde ortak bono ihracı planları ve bu planların getireceği fonlama ile sıkıntıda olan ülkelere destek sağlanması planlanırken, Almanya Başbakanı Angela Merkel?in bu fikre net olarak karşı çıktığı haberlerinin piyasalara tekrar satış getirdiğini gördük. Daha önce denenen, kısa dönem düşünülen ve Yunanistan gibi ülkelerin ?söz?lerine karşılık sağlanan fonlamanın, en son Yunan politik krizinden sonra bölgedeki ekonomisi güçlü seyrek ülkelerden olan Almanya tarafından tereddütle karşılanması, aslına bakılırsa son derece doğal bir durum olarak düşünülebilir. Diğer bakış açısından bakılır ise, Avrupa Birliği?nin en önemli parçalarından biri olan Almanya?nın ortak harekete yanaşmadığı bir ortamda, ?Bu birliğin stabilitesi de tartışılmaya başlanabilir? şeklinde beklentilerin de ortaya çıkması normal gelecektir.?

Bütün bu belirsizliklerin ise piyasalara yansımasının satış baskısı şeklinde olduğunu kaydeden Candır, ?Kısa dönem olumlu haberlerin sert yükselişlere neden olduğu euro/dolar paritesinde bu yükselişlerin sınırlı kaldığını ve yükselişler sırasında arka planda saklanan ?Ayı Piyasası? oyuncularının ilk olumsuzlukta ön plana çıktığını görmekteyiz. Genel trendi su götürmez bir şekilde satıcılı olan euro/dolar paritesinin son bir sene içerisindeki performansına bakılırsa, ne ABD?nin parasal genişlemelerinin ne de Euro Bölgesi eforlarının etkili olduğunu net olarak görebiliriz? dedi. Candır, euronun kıyaslandığı diğer döviz birimi olan doların Dolar Endeksi ile ölçülen performansına bakıldığında ise daha olumlu bir hava görülse de yükselişlerin düzenli ve kuvvetli olduğunu söylemenin zor göründüğünü belirtti.Dünyadaki görülen en son duruma bakıldığında, Euro Bölgesi?nde sıkıntıların devam edecek gibi göründüğünü söyleyen Candır, ?Aynı zamanda, İspanya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs?ın borç sıkıntılarının çözümlenmesi için Almanya, Fransa, İtalya gibi Euro Bölgesi?nin ana taşlarının bankacılık sisteminin sıkıntıya girmesi soruna ek düğümler atmış gibi görünüyor. Euro Bölgesi?nde bu kadar etkenin yanında, bir de Yunanistan Euro?dan çıkarsa ne olur sorunları gelince, Euro?nun bu yaz denizin dibindeki kumu yoklayacak ilk para birimi olabileceğini düşünmeden geçemiyoruz? diyerek sözlerine şöyle devam etti:

?Diğer taraftan ise, ekonomisi toparlanmakta zorlanan, verileri düzensiz gelen, yaptığı parasal genişlemeler kendi ekonomisinden çok gelişen ülkelerin ekonomilerine, altın, gümüş gibi emtialara yarayan ABD ise ayrı bir soru işareti durumunda. ABD?nin dünya ekonomisine yön veren Merkez Bankası FED?in her FOMC toplantısında yeni bir parasal genişleme beklentisiyle girilmesi ve her toplantıdan piyasaların elleri boş dönmesi ise ayrı başka bir soruyu ortaya çıkarmakta. Basitçe, FED?in enflasyon endişeleri, piyasaya sürülen likiditenin etkinsizliği sonrası parasal genişlemeye gidememesi söz konusu olursa, dünya piyasalarının ihtiyacı olan likiditeyi nereden sağlayacağı önem kazanıyor. Eğer ABD?de FED, piyasa baskılarına dayanamayıp, yeni bir parasal genişleme programı uygulamaya karar verirse de, denizin dibine doğru inecek ikinci para birimi de Amerikan Doları olacak gibi görünüyor.

Bu durumların gerçekleşmesi halinde, piyasaların zayıflamakta olan iki ekonomiden de soğuyabileceği ve alternatif olarak altına yönelmelerin hız kazanabileceğini düşünebiliriz. Genel olarak ABD?de parasal genişleme ihtimallerine yoğun bir şekilde odaklanmış olan altın fiyatlarının, bu spekülasyonların önemli ölçüde artması durumunda yükseliş trendine girebileceği olası görülmektedir.

Bütün bu olasılıkların Türkiye piyasalarına yansımasının ise bir açıdan olumlu bir açıdan da olumsuz olabileceğini söyleyebiliriz. Basitçe, Euro Bölgesi?nde euronun değer kaybetmesi ve dibe inen ilk parite olması durumunda sert satış baskısına girebilecek olan İMKB?nin 55.000 seviyelerini aşağı yönlü zorlayabileceğini, fakat ABD?den gelebilecek olası bir parasal genişleme kararının iç piyasalarda yükseliş trendine neden olabileceğini düşünüyoruz. Özellikle olası ABD tahvil alım programının 400-500 milyar dolar civarlarında seyretmesi durumunda, İMKB 100 Endeksi?nin, dünya piyasalarıyla beraber kuvvetli yükselişler göstererek 65.000 seviyelerinin üzerine hareketlere niyetlenebileceğini düşünüyoruz. Daha önceki parasal genişlemelerde, ABD kaynaklı ucuz dolar akışının dolar/TL paritesini 1.50 seviyelerinin altına çektiği düşünülürse, şu sıralar 1.80?lerde gezinen paritenin 1.70 seviyelerinin altına sarkma olasılığının değerlendirilmesi gerektiğini düşünebiliriz. Biraz önceki senaryoda olduğu üzere, 400 milyar doların üzerinde gelebilecek bir parasal genişleme ihtimali dolar/TL paritesinde kuvvetli çekilmelere neden olarak TL?de önemli değerlenmelere neden olabilir diye düşünüyoruz.?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın