Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firmalarından Ernst & Young, Küresel Yolsuzluk Anketi 2012 sonuçlarını açıkladı. Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü tarafından ortaya konan araştırma, Türkiye?nin de içinde bulunduğu 43 ülkeden 1.758, Türkiye?den ise 50 şirket yönetici ve çalışanının görüşleri alınarak gerçekleştirildi. Ernst & Young 12. Küresel Yolsuzluk Anketi?ne göre; Türk katılımcıların yüzde 16?sı, iş kazanmak için rüşvet verilebileceği görüşünde. Bu oran iki yıl önce açıklanan anket sonuçlarında yüzde 4 olarak yer almıştı. Ankete katılan Türk katılımcıların tamamı, rüşvet ve yolsuzluk risklerini azaltmak için düzenleyici kurumların daha sıkı gözetim uygulamasını istediğini ifade ediyor.

Ernst & Young?ın ?Daha Fazla Büyürken: Dürüstlük için bir yer? başlıklı ve dünyanın önde gelen şirketlerindeki üst düzey yöneticilerin katılımıyla yürütülen 2012 Küresel Yolsuzluk Anketi?nin sonuçları, Ernst & Young Güney Doğu Avrupa ve Türkiye Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölüm Lideri Dilek Çilingir?in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında açıklandı. Ankete göre, iş kaybetmemek veya yeni iş almak için nakit rüşvet verebileceğini belirten yöneticilerin oranı 2010?da dünyada yüzde 9, Türkiye?de yüzde 4 iken, yeni anket sonuçlarına göre, dünyada yüzde 15?e, Türkiye?de yüzde 16?ya yükselmiştir.  Araştırma kapsamında 43 ülkeden ve aralarında CFO?ların, hukuk, kurumsal uyum ve iç denetim bölümü başkanlarının yer aldığı 1700?ün üzerinde yöneticinin usulsüzlük, yolsuzluk ve rüşvet konularında görüşlerine başvurulmuştur. Ayrıca bazı köklü ve güvenilir şirketlerdeki üst düzey yöneticiler ile bu bulguları paylaşmak ve riskleri azaltmak amacıyla kendi şirketlerinde neler yapıldığını öğrenmek için yüz yüze görüşmeler yapılmıştır.

Ciro artış hedefini yakalama baskısıyla ilke ve yasalara uygunluğun göz ardı edilebildiğini belirten yönetici sayısında hem küresel sonuçlarda, hem Türkiye sonuçlarında artış gözlemlenmektedir. Rekabet şartları iş etiğine aykırı davranış ve uygulamalar ile bozulmaktadır. Ankete katılanların üçte birinden çoğu ülkelerinde yolsuzluğun yaygın olduğuna inanmaktadır; ayrıca bu oran hızlı büyüyen ülkelerdeki yöneticiler arasında çok daha yüksektir (Brezilya – yüzde 84, Endonezya – yüzde 72, Türkiye – yüzde 52). Mali tablolarda usulsüzlük birçok ülkede önemli bir risk unsuru olarak varlığını korumaktadır. Öyle ki, Uzakdoğu?daki yöneticilerin yüzde 15?i mali performans hakkında yanlış bilgi vermenin savunulabileceği görüşündedir.

Yönetim kurulları baskı altında

Düzenleyici kurumlar ve pay sahipleri tarafından bu eylemlerin önlenmesinden sorumlu tutulan yönetim kurulları ağır bir baskı altındadır. Öte yandan, üst düzey (C-suite) yöneticilerin yarısından çoğu Yönetim Kurulu?nun emniyet sübabı olarak görev yapabilmesi için işleri daha yakından takip etmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu oran ülkemizde yüzde 80?e yakın çıkmıştır. Yöneticiler dikkat çeken bazı mesajlar da vermiştir; şirket yönetiminin konuya sahip çıkmasına rağmen kusurlu davranışların cezalandırılmadığı ifade edilmiştir. Yöneticilerin neredeyse yüzde 50?si, şirket yönetiminin rüşvet ve yolsuzluk karşıtı ilkelere bağlılığını açıklamasına rağmen, ihlal edenlerin cezalandırılmadığı görüşündedir.  Ülkemizde de, rüşvet ve yolsuzluk karşıtı ilkelerini ihlal edenlere gerekli cezanın verildiğini belirtenlerin oranı yüzde 54?de kalmıştır.

Ernst & Young Güney Doğu Avrupa Usulsüzlük İncelemesi ve Uyuşmazlık Danışmanlığı Bölümü Başkanı Dilek Çilingir bu konuda şunları söyledi: ?Günümüzün piyasa şartlarında büyüme ve etik ilkelere bağlılık birbirleri ile ?rekabet eden? iki öncelik gibi görünebilir. Yönetim Kurulu rüşvet ve yolsuzluk risklerinin daha kapsamlı ve daha sık değerlendirilmesi yönünde yönetim kademesini zorlamalı; yasa ve politikalara uygunluğun sağlanması için amaca hizmet edecek bir raporlama sistemi uygulanmalıdır. Buna ek olarak, rüşvet ve yolsuzluk karşıtı ilkelerini ihlal edenlere de şirketler gerekli cezaları uygulamalı, bunu caydırıcı bir yöntem olarak da kullanmalıdırlar.?

CFO?lar mercek altında

CFO?lar rüşvet, yolsuzluk ve usulsüzlük konularında Yönetim Kurulu?na rapor sunan en etki sahibi yöneticiler arasında yer almaktadır. Ancak yaklaşık 400 CFO ile yapılan görüşmeler sonucunda kaygı uyandıran bir azınlık grubun problemin parçası olabileceği ortaya çıkmıştır. Şöyle ki, görüşleri alınan CFO?ların yüzde 15?i iş almak için nakit rüşvet verebileceğini, yüzde 4?ü ise mali performans hakkında yanıltıcı bilgi sunabileceğini belirtmiştir. Ülkemizde bu oranlar sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 2 olarak gerçekleşmiştir. Bu kesimin mutlak sayısı çok değilse de, CFO?nun sorumluluk kapsamı dikkate alındığında kurum ve Yönetim Kurulu için büyük bir tehlike arz ettiği açıktır.

Dilek Çilingir ise şöyle devam etmiştir: ?Gerçekleştirdiğimiz projeler gereği, yolsuzluk, rüşvet veya usulsüzlüğü önleme konularında birlikte çalıştığımız CFO?lar daima çok sıkı etik ilkeler çerçevesinde hareket ederler. Ancak üstlendikleri sorumluluklar ve yönettikleri konuların, şirket üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, CFO?ların bugünden çok daha fazla çaba harcamaları, usulsüzlük riskleri konusundaki farkındalıklarını artırmaları ve bu konudaki yaklaşımlarını tavizsiz olarak tüm şirkette yaygınlaştırmaları gerekmektedir.?

Usulsüzlük riskinin önlenmesi için yapılanlar hayata geçiyor mu?

Ankete katılan Türk şirketlerinin yüzde 98?i periyodik iç denetimler gerçekleştirdiklerini, yüzde 76?sı özel takip yazılımları kullandıklarını ve yüzde 68?i bünyelerinde bir bildirim hattı bulundurduklarını belirtmişlerdir. Ancak Dilek Çilingir bu konuda ?Karşılaştığımız vakalar ve yaptığımız çalışmalar, bu önlemlerin ya yeterince etkili çalışmadığını, ya da yanlış uygulanıyor olabileceğini gösteriyor. Çünkü usulsüzlük vakaları her geçen yıl artıyor.? demiştir. Bir diğer ilginç veri de, ihbarcılara ?prim sistemi? uygulanmasına destek verenlerin oranının yüzde 64 ile, ülkemizde dünya ve Avrupa oranlarından yüksek olmasıdır.

Dilek Çilingir sözlerini şöyle tamamlamıştır: ?Araştırma sonuçları şirketlerin usulsüzlük risklerinin artık farkında olduklarını ve bu riskle başa çıkabilmek için gerekli önlemleri almaya başladıklarını göstermektedir. Ancak, artan finansal zorlukların, çalışanların usulsüzlük eğilimlerini artırabildiği göz önüne alınırsa, bu önlemlerin yeterli olmayacağı açıktır. Hem şirket yöneticileri, hem de Yönetim Kurulları, konuya daha yoğun eğilmeli; kanun koyucular ve hukuk sistemi de bu çabaya destek olmalıdır.?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın