2023 Vizyonu, GYODER raporu ile örtüşüyor
Türkiye?deki gayrimenkul gelişimi açısından çok ciddi gelişmeler olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Kahraman, ?Hepsinin ardından, bir gelişme ve ilerleme yaşandı. Özellikle üzerinde durmak istediğim, hem de rapora katkı sağlayacağını düşündüğüm husus Gelişen Kentler Zirvesi. Bu sene üçüncüsünü yaptınız. Marka Şehirler Konsepti altında yapılıyor. Bu bir vizyon projesi. Marka Kentler Zirveleri ile Türkiye?nin şehirleşmesine dair ipucu bulabiliyoruz. Tüm bunlar içinde Kentsel dönüşüme dair ipucu bulabiliyoruz. Çok teşekkür ediyorum. Tabi raporu detaylı dinledik. Kısmen sunumlarımızın içine giren detaylı bir çalışma. Benim vurgulamak istediğim, daha çok GYODER?İN raporunun çakıştığı alanlarla Türkiye?nin 2023 Kentleşme Vizyonu. Gayrimenkul denince, ana hatları ile arsa, arazi ve yapıdan bahsediyoruz. İmar ve planlama dediğimiz zaman da, arazi kullanım planlaması ve yapılaşma şartlarını kast ediyoruz. İkisi arasında ciddi bir ilişki var. Sektörün geleceğine dair ipuçlarını bulabileceğimizi düşünüyorum. Gayrimenkul planlama ve kentleşme ile ilgili 2003 Vizyonu ve GYODER Raporu arasında bir örtüşme var. Bir kere her şeyden önce bir vizyon var mı? Bunun cevabı var. İki belge var. Biri GYODER?in Raporu?nda bahsedilen Kentsel Gelişme Stratejisi. Bakanlığımız tarafından 2010 yılında yayınlanmış ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiş, resmiyet kazanmış. Bu eylemlerin büyük kısmını GYODER raporunda görmek mümkün oldu. Son 10 yıldaki faaliyetler var. Bu 2023 vizyonu altyapısını oluşturuyor. Son 10 yılda 5 milyona yakın üretim. Bunun yüzde 80-85?i özel sektör, yüzde 10?u kamu tarafından. Kentsel Dönüşümler yapılmaya devam edildi. Belediyeler de büyük kentsel dönüşüm çalışmaları yürüttü. Destekleyen ulaşım, gelişim, altyapı çalışmaları oldu. Bu da GYODER 2023 Vizyonu?nda yer verilebilecek vizyonlar. İşin bir de siyasi ayağı var. Hükümet programında da yer alan Marka Şehirler, Yaşanabilir Çevre adı altında olan vizyon. Yeni şehirler, cazibe merkezleri, yeni altyapı, turizm yatırımları gibi hususlarda birtakım tedbirler getiren bir yanı var. Dolayısı ile bunların hepsinin, hazırlanmış raporun bütünüyle uyuştuğunu görüyoruz. Aynı zamanda da bu sektörü desteklediğini görüyoruz. Aynı zamanda teknik destek anlamında hem de siyasi anlamda desteklenen 2023 Vizyonu ciddi açılım sağlayacaktır? dedi.
Teknik gelişim stratejisi
Teknik anlamdaki gelişim stratejisine de değinen Kahraman, ?Bu da Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kuruluşu. Bunun üç ana ayağını anlatmak istiyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının önümüzdeki dönem vizyonunda göreceğimiz konular. Biri; ?çevre ve sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik? ayağı. İkinci; ?mekansal planlama? ve bir diğeri de; ?yapılaşma koşulları, yapı denetim sistemlerinin oluşturulması?. Bu üç ayak ana şemsiye olarak da bir kalkınma hamlesinin altında gerçekleştirilecek. Gayrimenkul yatırımlarının hızlandırılmasını destekleyen kurumsal yapı olarak düşünebiliriz. Bakanlık olarak en önemli önceliğimiz, bir kere üst ölçekli planlama sistemini Türkiye?de oturtmak ve yönlendirmek. GYODER?in önderliğini yaptığı bu cazibe merkezleri projeleri ile bütünleşen bir yanı da olan ulusal ölçekli mekansal gelişme stratejisi hazırlıyoruz. Yön vermesi açısından bunun da çok önemi var. Bir yandan yatırımların önünü açmak üzere planlama imar süreçlerini kısaltan düzenlemeler yapıldı. Bir yandan yeni yapılanma ile ilgili yapı denetim sistemlerini daha modernize hale getirmeye çalışan bir çaba var. Türkiye?nin uluslararası aktör haline gelmesini sağlayacak bir sistem. Yapı malzemeleri ayağı var. Dünyada çevresel sürdürülebilirlik kavramı iki ana konu. Biri iklim, diğeri doğal kaynakların sürdürülebilmesi. Malzemelerin konut yenilenmesinin ortaya çıkardığı hususu var. Bakanlık olarak bir yandan siyasi vizyon ve kentsel gelişme stratejisi olarak bu raporla tam bütünlük sağlayan yaklaşım ortaya koymuş vaziyetteyiz. Bir diğer konu kentsel dönüşüm. Bu da Türkiye?nin yaşadığı kentleşme sürecinin doğal parçası. Hızlandırmayı deniyoruz ama yasal düzenleme yapmasak da artık şehirlerimiz bu çarpık yapı stokunu taşıyacak durumda değil. Belediyeler yapmak zorunda kalacak. Vatandaşlar talep edecek. Kanun bunu hızlandıracak, can güvenliğini ortaya çıkartacak. Önemli bir gayrimenkul yatırım sahası açacak. Esas konu sosyal ve can boyutu olan konu. Ancak ekonomik olarak önemli bir husus. Bir husus daha var. Türkiye?de bir kentleşme olgusundan bahsediyoruz. Yüzde 70?lerde. Bu oran 2023 vizyon raporunda 84 olarak sunuldu. Bu oran belediye nüfusu altındaki insanların oranını bize gösteriyor. Fakat gündemde olan Büyükşehir Belediyeleri kanunları var. Bunun geçmesi durumunda bu oran da yüzde 90-93?lere çıkıyor? şeklinde konuştu.
?Yatırımlar kolaylaştırılacak, hızlandırılacak”
Bakanlığın genel yaklaşımının ?yatırımın kolaylaştırılmasını, hızlandırılmasını sağlama? olduğunu de belirten Kahraman, ?Tapuda yapılan bir takım düzenlemeler var. Yabancılara gayrimenkul satışına kolaylıklar getiriliyor. Yapı denetim kanununda yapılan düzenlemelerle ruhsatın alımını kolaylaştırıyor, denetimi sıkılaştırıyoruz. İmar kanununda değişik çalışmalarımız var. Burada da ruhsatın kolaylaştırılmasını dönük. Bahsettiğiniz konuya yönelik çalışmalarımız var. Müktesebatların korunmasına yönelik çalışma. Şu aşamada detay vermeyeyim. Ama problemlerin büyük kısmını aşacağız. Bakanlıktan beklentiler bizi sevindiriyor. Biz de aşacak adımlar atmaya çalışıyoruz? açıklamasında bulundu.
Afet yasası taslağına da değinen Kahraman, ?Kanun taslağının en önemli ayağı özel sektörün de uygulama yapabilmesine imkan tanıyan düzenleme olması. Daha önce afetle ilgili kanunlar daha çok devletin alacağı önlemleri içeriyordu. Biz burada kat mülkiyetinin yarattığı sıkıntıları aşmayı hedefledik. Riskli yapılar yıkılabilir, yerine de yeniden yapım şartları geliştirilebilir. Bakanlık idare ve valilikler özel sektörler, hasılat paylaşımı, kat karşılığına dayalı gibi ortaklıklar kurabilirler. Özel sektörün de içinde yer alabileceği bir yapı olarak tasarlandı. Konut üretimi rakamlarının yüzde 85?ini özel sektör üretiyor. TOKİ?nin ürettiği yüzde 10 civarında. Hızla bakılırsa 5 milyon konutun üretilmesi çok büyük zaman alır. Tamamen özel sektör, belediyeler, TOKİ, bakanlık, vatandaşların kendileri ve aralarında oluşturacakları uygulamalar olarak görüyoruz? dedi.
Yollar, altyapı getirilmedikçe, muhteşem binaların bir anlamı yok
Devletle en fazla el ele yürümesi gereken alanlardan birinin alt yapı olduğuna değinen Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, ?Yollar, altyapı, getirilmedikçe, muhteşem binaların da çok fazla bir anlamı yok. O açıdan devletin herkesten daha önce gidip bu planlamayı yapması sektörün önünü açacak bir şey. Bir ülke için, çevre ülkeleri için örnek olacak şekilde yapılması da çok önemli. Bu güne kadar hakkını veremedik. Çok da çirkinleştirdik. Konuk sektöründen olayı AVM?lere getirmek istiyorum. Hepsi ağzına kadar dolu diye düşünürken hepsi yeni bir sosyal faaliyet ortamı oluşturmaya başladı diye düşünüyorum. Dünyada ilginç döneme girdik. Avrupa?nın sorunlarla boğuştuğu ama doğuya baktığınız zaman ortamın çok daha hızlı geliştiği, yeni bir uygarlık düzeyinin oluştuğu dünyaya doğru gidiyoruz. Alışveriş merkezlerini düzenlediğiniz kitlenin bile doğu kültürü ile dizayn edilmesi gerekiyor? açıklamasında bulundu.
Herkesin kendi alanındaki teknik bilginin hayatın diğer alanında da yeterli olacağına inandığına dikkat çeken Arıboğan, ?Halbuki Uygarlıktaki gelişimi takip etmek çok önemli. Bizler tarım uygarlığında doğduk. Türkiye tarım toplumuydu. Bizler vazifemizi hayat geçirdik. Sanayi toplumu haline geçirebildik. Ama dünya sanayi sonrası topluma geçiyor. Kendine özgü talepleri var. Bizler bu uygarlığın göçmeniyiz. Ev sahipleri burada oturuyor. Yaptığımız her şey yeni uygarlığın ev sahiplerine göre düzenlenecek. Şu anda iki üç yaşında olanlar önümüzdeki dönemde daha önemli olacak. Tecrübeli mühendisler kadar genç mühendisleri de isteyin? çağrısında bulundu.
Eskiden kaynaktan akan suyun getirildiğini, şimdi ise sanayi toplumunda şişelenen suyun 3 liraya satıldığını da belirten Arıboğan, ?Sanayi sonrasında Armani, Gucci, Prada gibi marka ilave ediliyor. İçine performans arttırıcı konuluyor. Sonra 333 liraya satıyorlar. Bu şu anlama geliyor. Bu yeni dünya aslında mal ürün üretmeye çalışmıyor. Suyun üretmesi değil suyu satın alacak olan insan kitlesinin üretilmesi. İnsanlara şu doğru şu yanlış diye insanları şekillendirmek. Sanayi sonrası toplum tamamen insan üzerine oynuyor. Mesela terör saldırısı yapıyorsunuz. O inanların oy vermesini etkiliyor. 11 Eylül sonrası Bush 3,5 milyon oy farkı ile gelebildi. Bir dönem sonra siyahi bir Amerikalıyı oraya oturtabildi. İnsanları küçük hareketlerle şekillendirebiliyorsun. O bakımdan insan çok önemli. Ben hijyen sektöründe çalışacak olsaydım önce sosyolojik araştırma isterdim. Konu tamamen insanın talepleri dönüşümü ile ilgili. Kitleyi tanıdığınız zaman daha iyi üretmeniz mümkün. Çok şahane bir ev yapmanız değil ona talep edecek kitleyi de üretmeniz gerekiyor. Yeni uygarlık düzeyinde bu uygarlık koşullarını da öğrenmek lazım. Artı dünyayı takip etmek lazım. Dünyaya nereye yatırım yapalım diye baktığınızda şu kadar insan yaşıyor diye ekonomik matematik verilerle yanılırsınız. Nereye yatırım yaparsanız yapın örneğin Türkiye?nin Rusya ile ilişkileri iyi olduğu sürece varsınız. Ama problem çıkarsa sizi kimse tanımaz orada. Güle güle derler. Ciddi analistlerle dünyayı okumak gerekiyor. Tuğla çelik gibi veriler kadar petrol ve dünyadaki siyesi dengesizliklere de duyarlı olmanız gerekiyor? dedi.
AVM?ler giderek daha karma yapılardan oluşuyor
AVM?lerin evden, işten arta kalan zamanları değerlendirme fırsatı sağladığına değinen Avi Alkaş ise ?AVM?ler olmadığı zaman ne yapardık diye hatırlamıyoruz bile neredeyse. Vizyon için de çok önemli. Hoş yol haritaları bulduk. Bütün bu oluşumlar ilk modern alışveriş merkezi Ataköy?de 1988 yılında Galeria ile başladı. 1990?a kadar 3 tane daha açıldı. 1990-2000 arasında 30 tane. Sonra baş döndürücü hızla 2011 sonu itibari ile 302 tane olduğunu düşünüyoruz. Ama tabi ki kapananları rapor ciddi dikkate almıştır? yorumunda bulundu.
Vizyon olarak 2023?e giden yolun aydınlatılması oradaki yol haritasının oluşturulması bakımından bu çalışmayı yürütenleri kutladığını ve her türlü desteği vermeye hazır olduğunu da belirten Alkaş, ?Sektörün farklı sahasından oyuncular olarak bir araya geldik. Bilgilerimizi paylaştığımız zaman Türkiye?nin kayıt içine yönelik önemli işlevi gören gayrimenkul ortaklıklarının daha da gelişmesi ve bu sayede devinim kazanacak olan inşaat sektörüne çok ciddi katkılar olacağına inanıyoruz. Çünkü global hizmet vermekte olan şirketin Türkiye ayağı olarak bir yandan teknoloji olarak köprü olurken, ülkemizde ihraç edebileceğimiz başarılı parlak modellerin oluştuğunu görüyoruz. Neredeyse her hafta yurt dışından bizim başardığımız örnekleri incelemek için talepler alıyoruz. İnceleme turlarına katkı ve destek oluşturuyoruz. Bütün bu oluşum sürecinde mutlaka raporda değinildiği gibi gibi kentsel dönüşüm bir yandan. AVM?lerin giderek daha karma yapılardan oluşturulduğunu görmek mümkün. Arsa fiyatlarımızın pahalı olmasından dolayı AVM?lerin salt alışveriş merkezi değil iş merkezleri, oteller, ofisler gibi değişik etkinliklere mekan sağlayacak ek öğelerle bir araya geldiğini görmekteyiz. Bunların ulaşım şehircilik açıksından da doğru kurgulanması sağlanabildiği şekilde başarılı olur. Ülkemizde her binanın altında işyeri görmekten, işyeri işyerini, konut konutluğunu yapacak iyi örneklere geçtiğimizde başarılı örnekleri görebileceğiz? şeklinde konuştu.
Avi Alkaş, ?Geçmişte bir takım insanların kendilerini ait hissettikleri yapılaşmaya yönelmeye başladık. Kendi gibi alanları olabilecekleri aynı alışveriş merkezinde dahi farklı farklı yerler inşa etmeye çalışıyoruz. Orta alan İstiklal caddesi ise sağ taraf Bağdat Caddesi kurgusu olabilsin gibi yapılaşmaya gidiyoruz. Amacımız tüketim hızını arttırmak. Bu gün bacasız fabrika konumundaki AVM?ler yarattığı istihdam ile katkılarını sürdürürken büyükşehirlerde yaşamamızın farklı şekilde gelişmesine imkan sağlıyorlar. Anadolu?nun pekala AVM? ye tek başına gitmesine izin veriyor. Çünkü orası güvenli ortam. Ergonomi ve estetik özellikleri birleştirdiğinizi zaman içindeki farklı yapılanmalarla da yaşamımıza girebiliyor. AVM?lerin ofislerle de karşımıza çıkmaya başladığını söyleyebiliriz. 2023?e giderken bu anlamda da bütün oluşumlarımızla otellerimizle AVM?lerimizle çok daha iyi düzeye gideceğiz. Maalesef imar izinlerinin alınması konusunda Türkiye dünyadaki 155?inci ülke. Burada gerek belediyeler, gerek kamu bürokrasisi açısından yatırımların kolaylaşması. Gayrimenkul yabancı yatırımcıyı cezp etme açısından en kolay sektör. Yabancılara satışın önünü açılmasını alkışla karşılamak lazım. Bu meyanda da yurt dışından gelebilecek olan yatırımlar var. Çünkü AVM?lerde ofis yatırımları olacak. Yakın coğrafyamızdaki siyasi çalkantılar yavaşladığı müddetçe yeni iş imkanlarının doğmasına da imkan kazanılacak? şeklindeki düşüncelerini aktardı.
Sektör ? üniversite ilişkileri güçlendirilmeli
Bu sürecin aslında 2023 vizyonunu gerçekleştirecek kadroların arasında gençlerin de olduğu gerçeğini ortaya çıkardığını ve bu noktada akla gelen nokta da ?Neler bekliyoruz?? sorusunun önem kazandığını belirten Niyazi Mete Saraçoğlu, ?Bize göre 2023 süreci gayrimenkul sektörü, deprem gerçeği ve kentsel dönüşüm stratejisidir. Geçmişteki acıları tekrar yaşamamamız için deprem yönetmeliği gibi ilerlemelerin yanında müteahhitlik ve inşaat mühendisliğinin de yeniden ele geçirilmesine inanıyoruz. Müteahhit olarak çıkarılacak lisansla mümkün olabilmesi. Aynı şekilde inşaat mühendisliğine yetki mühendislik sistemi getirilerek yeni mezunların iş dünyasında tecrübeden sonra uzmanlık sınavcına girerek elde etmesi yeni acılar yaşamamızı engelleyecektir. Bu süreç doğru yönetilirse Türkiye?yi bütün bu önümüzde 11 sene içinde kentsel dönüşümün büyük kısmını tamamlamış ve benzer dönüşümü geçirecek ülkelere ihraç edebilir duruma geleceğine inanıyoruz. Üniversitede de bu kentsel dönüşüm tartışılıyor. İki konu ana konu konuşuluyor. Riskli binaların hızlı şekilde elden geçirilmesi. Diğer konu da finansal planlanması. Gerçekten çok güzel planlama sistemi. İki ayağı başarıldığı taktirde kentlerimizin marka değerlerinin artması sağlanacaktır. Bir diğer konu proje firmaları. İnşaat firmalarımızı görüyoruz. Dünya çapında imzalar atıyorlar. Ben 2023 yılında bizim bakış açımızda uluslararası düzeydeki sektöre hakim olabilmesini ve Türkiye gayrimenkul sektörünün yurtdışına açılarak bütün sektöre hakim olabilmeleri yönünde değerlendirmede bulunuyorum. Bu beklentimizin oluşabilmesi için mühendislik altyapısı geliştirebilmelidir. Bunun en hızlı ve güvenilir yolu sektör-üniversite ilişkilerinin geliştirilmesidir. Yurtdışında yapılan herhangi araştırma bize göre en hızlı yoldan üniversiteler aracılığı ile oluyor. Biz yapı kulübü olarak 6 senedir yarışma düzenliyoruz. Birçok mühendislik öğrencisini ağırlıyoruz. Yenilikleri tartışıyoruz. Hepimizin aynı yeniliklerden aynı zamanda haberdar olduğu görüyoruz. Aradaki fark sektöre aktarılmasında ortaya çıkıyor. Başarılı ülkelere baktığımızda finansman sağlayarak araştırma yapılmasını ve çözüm üretilmesini istiyorlar. Türkiye?de bu yeterli değil. Bunun dışında gayrimenkul sektörünün yüksek lisans alanında eğitim alanlarına baktığımızda 5 üniversitenin bu imkanı sunduğunu görüyoruz. Bunun da bu kadar konuşulan konunun daha fazlalaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Kopuklukların azaltılabilesi için çözümler düşündük. Sektörden kişilerin üniversitelerde derslere gelerek bilgilere aktarması ve üniversitelerdeki bilgileri kendi firmalarına aktarabilmesi. GYODER gibi kurumlarda öğrencilere yer verilmesi. Yine bu rapordan bizlerin de bilgilenebilmesi için üniversitelere bağışlanması şeklinde olabilir. 2023 e kadar bu beklentileri hızlı şekilde geliştirebilmek için iki tarafın uygun şekilde iletişime geçmesi gerekiyor. Yeni mezunlara iş imkanı sağlayabilen, çalışanlara iyi kariyer sağlayabilen firmaların artması gerekiyor. Meslek içi eğitim veren firmalar artmalı. Birçoğumuz iş aramaya çıkacağız. Ama iş ilanları 2-5 sene tecrübe sahibi eleman arayanlarla dolu. Yeni mezunlar nasıl iş bulacak. Bu süreçte tecrübeli elemanların altına yeni mezunlar da eklenerek iş bulmalarını sağlanmasını istiyoruz. Ülkemizde birine yatırım yapan ve içerden yetiştiren firma sayısı az. Proje için alıp proje bitiminde yolların ayrılmasını tercih ediyorlar. Firmaların kariyer planlaması sunup üst kademelere kadar yetiştirmelerini istiyoruz. 2023 yılında sektördeki inovasyonları yakından takip edebilen bir Türkiye?ye inancımız tam? dedi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.