Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kooperatif örgütlenmesinin tarımda olmazsa olmazlardan biri olduğunu bildirerek, ?Kooperatifçiliği geliştiremezsek, tarımda ürün pazarlamasında başarı el edemeyiz? dedi.

Bayraktar, ?2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı? dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler?in 18 Şubat 2010 tarihinde yapılan 64. Genel Kurulunda kooperatiflerin sosyal gelişmedeki rolünün desteklenmesi amacıyla 2012?nin ?Uluslararası Kooperatifler Yılı? olarak ilan edildiğini belirtti.

2012 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesinin, ?Kooperatif İşletmeler Daha İyi Bir Dünya Kurar? ana temasıyla, kooperatifçiliğe daha fazla ilgi çekmek ve bu konuda farkındalık yaratmak amacını taşıdığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

?Kooperatifler, üyeleri arasında işbirliği ve dayanışmayı esas alan, temel amacı kar etmek olmasa da ekonomik amaçla hareket eden demokratik örgütlerdir. Birbirleriyle meslek, sanat ve toplumsal çıkar bağları olan kişi ve grupların güç ve imkanlarını birleştirerek oluşturdukları kuruluşlardır. Amaç; verimli çalışmak, ortakların ihtiyaçlarını karşılamak, emek ve ürünleri en uygun şekilde değerlendirmektir.

Ortaklarının gereksinim ve yararlarını yüksek kazançtan önde tutan kooperatifler, yaşamlarını sürdürebilmek için başarılı olmanın iki esası olan verimlilik ve etkinlik kurallarını dikkate almak durumundadırlar. Ve ancak, başarıları ölçüsünde ortaklarının ve toplumun kalkınmasında etkin olabilirler.?

Kooperatifçiliğimizde maalesef az ortaklı bir yapı mevcut

Dünyada devletlerin bazı fonksiyonlarını sivil toplum örgütlerine devretme eğiliminin giderek arttığını, kooperatiflerin de içinde bulunduğu sivil toplum örgütlerine önemli görevler düştüğünü vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:

?Dengeli ve adaletli bir toplum için güçlü bir kamu sektörü ve özel sektörün yanı sıra kooperatiflerin ve diğer sosyal ve sivil toplum örgütlerinin güçlü bir yapıda olmalarının önemi açıktır. Türkiye?de kooperatifçilik var olan potansiyeline bakıldığında kendinden beklenen performansı gösterememektedir. Ülkemizde 26 ayrı türde 84 bin 232 kooperatif bulunmaktadır. Kooperatifçilik tarımsal alanlarda ortaya çıkmış ve yoğunlaşmıştır. Var olan kooperatiflerin 13 bini tarımsal amaçlıdır. Kooperatifçiliğimizde maalesef az ortaklı bir yapı mevcuttur.?

Türkiye?de tarımsal amaçlı kooperatiflerin 3 farklı yasa altında, 7 konuda hizmet verdiğini bildiren Bayraktar, ?Birbirinden farklı mevzuatlarla yönetilen kooperatifler ülkemizin ihtiyaçlarına nazaran çeşit ve sayı yönünden oldukça fazla ve dağınık bir yapı sergilemekle beraber ilgili mevzuatları da güncelliğini yitirmiştir? dedi.

Devletin değişik şekillerde kooperatiflere müdahale etme sürecinin devam ettiğini, kooperatiflerin ise kooperatifçilik bilincinin yerleşmemesinden ötürü ortakların haklarına ve ellerindeki varlıkların mülkiyetine sahip çıkmadığını, katılımcı anlayıştan uzak bir anlayışı içinde barındırdığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

?Kooperatiflerin kendilerinden beklenen görevleri yerine getirecek yönetim anlayışına, idari kapasiteye ve teknik bilgiye sahip olmaması, egemen pazar güçlerinin kooperatifleri özel sektörün rakibi olarak görme ve göstermeleri kooperatifçiliğin önündeki başlıca engellerdir. Küçük işletmelerin çok yoğun olduğu bu tarımsal yapıda ekonomik örgütlenme yetersiz kalmış, tarımsal örgütler arasında yeterli koordinasyon sağlanamamıştır.?

Dünyada 750 bin kooperatif, 800 milyon kooperatif ortağı var

Gelişmiş ülkelerde kooperatifçiliğin sosyal ve ekonomik açıdan çok önemli bir yere sahip olduğunu, Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) çatısı altında 750 bin kooperatif ve 800 milyon kooperatif ortağı bulunduğunu bildiren Bayraktar,  dünyadaki her 8-9 kişiden biri kooperatif ortağı olduğunu, yaklaşık 100 milyon kişinin de bu kooperatiflerde çalıştığını ifade etti.

Kooperatifçilikte ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Japonya gibi ülkelerin öne çıktığını, İngiltere?nin kooperatifçiliğin beşiği olduğunu vurgulayan Bayraktar, Japonya, Kanada ve Norveç?te nüfusunun üçte birinin, ABD ve Almanya?da dörtte birinin, Finlandiya?da ise dörtte üçünün kooperatiflere üye olduğunu kaydetti.

Bu ülkelerde kooperatiflerin iş hacimlerine bakıldığında ilk sıralarda tarımsal kooperatiflerin yer aldığı görüldüğünü bildiren Şemsi Bayraktar, Almanya, Fransa ve Hollanda?da kooperatif bankalarının ülkenin en büyük 5 bankası arasında yer aldığı, Fransa?da kooperatiflerin istihdamın yüzde 3,5?i olan 1 milyon kişiye iş imkanı sağladığı bilgisini verdi. İtalya?da tarımsal gıda sektörünün yüzde 50?sini kooperatiflerin yönettiğini, Polonya?da 3 kişiden birinin kooperatiflerin sahip olduğu evlerde yaşadığını ifade eden TZOB Genel Başkanı Bayraktar, ?Avrupa Birliği ülkelerinde 123 milyon üyesi olan 160 bin kooperatif, 5,4 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır? dedi.

Türkiye?deki kooperatifçilik hareketinin de adı “Kooperatif” olmasa bile çalışma sistemi itibariyle aynı olan “Memleket Sandıkları”nın kurulmasıyla 1863 yılında başladığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

?Bizdeki kooperatifçilik ile dünya kooperatifçiliği arasında ciddi farklar bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kooperatifçiliğe kamu ve özel sektör yanında üçüncü sektör olarak da bakılmaktadır. Ancak ülkemizde kooperatifçiliğe, zaman zaman önem ve öncelik verilmekle birlikte, süreklilik kazandırılamadığından istenilen düzeyde gelişme sağlanamamıştır.

Türkiye?de kooperatifçiliğin gelişememesinin en önemli sebeplerinden biri, kooperatif kurucu ve ortaklarının eğitim seviyesinin düşüklüğüdür. Başarılı ve iyi örnek teşkil eden kooperatifler yanında, ortaklık hak ve menfaatleri konusunda yeterli bilgisi olmayan üyelerin, bazı kooperatif kurucuları veya yöneticileri tarafından istismar edilmeleri, ülkemiz kooperatifçiliğinin gelişmesinde olumsuz rol oynayan önemli faktörlerden biri olmuştur.Ancak, son yıllarda eğitim seviyesinin yükselmesi ve ortakların bilinçlenmesine paralel olarak kooperatifçiliğimizde de önemli gelişmeler yaşandığını memnuniyetle müşahede etmekteyiz.

Kooperatifçilik Strateji Belgesi ve Eylem Planı?nda (2012-2016) belirlenen 7 stratejik hedefe ilişkin öncelikli faaliyetler belirtilmiştir. Ancak, kooperatiflerden sorumlu birden fazla bakanlığın olması nedeniyle, uygulamadaki farklılıklar ve koordinasyon eksikliğinin sıkıntılara yol açmaya devam edeceği düşünülmektedir. Bu nedenle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı?na bağlı olan Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı?na bağlanması, koordinasyon bütünlüğünü sağlayarak adımların daha hızlı ve daha etkin olarak atılmasını sağlayacaktır.?

Devletin mali, teknik ve hukuki katkıda bulunması zorunlu

Bayraktar, kooperatifçilik sektörünün denetlenmesi, geliştirilmesi, devlet tarafından bu amaçla mali, teknik ve hukuki katkıda bulunulmasının zorunlu olduğunu bildirdi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, devletin, temel olarak yasa koyucu ve yasaları düzenleyici pozisyonunun güçlendirilmesi ve kooperatifleri yasal boşluk ve karmaşıklıklardan kurtarması, devletin kooperatiflere müdahaleci rolü azaltılarak kooperatifleşmenin teşvik edilmesi, kooperatifler mali yönden güçlendirilip, desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Kooperatiflerde iç denetlemenin daha işlevsel bir yapıya kavuşturulması, dış denetlemenin ise bağımsız, yetkili özel şirketler tarafından yapılmasının önem taşıdığını belirten Bayraktar, ?Kooperatifçilikte temel sorunlardan birini oluşturan eğitim eksikliğinin giderilmesi için eğitim ve Ar-Ge faaliyetlerini yürütecek bir kurumsal yapının oluşturulması gerekmektedir. Bu çalışmalar mümkün olduğu kadar geniş tabana yayılarak yapılmalı ve üniversiteler dışındaki diğer sivil toplum örgütlerinin de eğitimle ilgili desteklerinin artırılması sağlanmalıdır? dedi.

Dünyada tarımsal kooperatifler tek bir çatı altında örgütleniyor

Tarımsal kooperatifçiliğin genel kooperatifçilikten farklı bazı özellikler arz ettiğini, dünyada tarımsal kooperatiflerin genellikle tek bir çatı altında örgütlendiğinin görüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

?İngiltere?de Ulusal Çiftçi Birliği?nin (NFU) bütün tarımsal örgütlerin üst çatısı olduğu görülmektedir. Almanya?da üst çatı örgütü olarak Tarım Konseyi, buna bağlı olarak Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) ve Alman Çiftçiler Birliği bulunmaktadır. Polonya ve Avusturya?da da aynı örgütlenme modeli vardır. Fransa?da üst çatı örgütü olarak Tarım Konseyi, bunun altında Çiftçi Sendikaları Federasyonu, Genç Çiftçiler Birliği ve Kooperatifçilik-Dernekçilik Faaliyetleri Ulusal Komitesi bulunmaktadır. Portekiz?de tarımsal amaçlı bütün örgütlerin bağlı olduğu bir Portekiz Tarım Konseyi vardır.

Türkiye?de ise tarımsal örgütlenme altı ayrı bakanlık bünyesinde yer almaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Bilim, Sanayi Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı (525 adet çiftçi derneği) ve Tarımsal Vakıfların (14 adet) bağlı olduğu Başbakanlık var. Tarımsal örgütlenme konusunda bu bakanlıklar arasında bir koordinasyon sağlanması mümkün olamamaktadır. Bizde de, tarımsal örgütlenmenin AB ülkelerinde olduğu gibi Konsey veya Konfederasyon benzeri bir üst örgütte tek çatı altında toplanması gerekmektedir. Bu yapının da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yetki ve sorumluluk sınırları içinde olması, merkez birliklerinin kooperatiflerin kuruluş ve denetlenmesinde etkili olması sağlanmalıdır.?

Kooperatifçilikte en önemli sorun olan kooperatifçilik anlayışının değişmesi gerektiğini, vatandaşın kooperatifçilik konusunda eğitilmesinin bunun en önemli ayağı olduğunu bildiren TZOB Genel Başkanı, Türkiye?de ?devletin kaynaklarından nasıl istifade ederiz? zihniyetinden ziyade, ?ortakların güç ve kaynaklarını en etkin nasıl harekete geçirebiliriz? anlayışının hakim olduğu bir anlayış ve örgütlenme modeli geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bayraktar, tarımsal örgütlerin daha fonksiyonel bir yapıya kavuşturulabilmesi için görev tanımlarının yeniden ele alınarak kayıt tutma ve yayım hizmetleri, Ar-Ge çalışmaları, girdi ve kredi temini, depolama, ambalaj ve pazarlama safhalarında daha aktif rol almalarının sağlanmasının zorunlu olduğuna dikkat çekti. Şemsi Bayraktar, ?Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı?nın bu yöndeki gelişmeleri destekleyici yaklaşım ve girişimlerini memnuniyetle izlemekteyiz. Ülkemizde tarımsal örgütlenmedeki dağınıklığın ele alınarak tartışılması ve AB ülkelerinde olduğu gibi ülkemiz şartlarına en uygun bir modelin benimsenerek hukuki düzenlemelerin hayata geçirilmesi konularında Hükümetin ve özellikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı?nın önderliğine ihtiyaç vardır? dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın