Ernst & Young?ın bu yıl üçüncüsünü yayınladığı Globalleşme Raporu, 3 özgün kaynaktan yararlanılarak hazırlandı: Dünyanın en büyük 60 ülkesinin globalleşme performanslarını GSYH?lerine orantılı olarak ölçen ?Globalleşme Endeksi?, Kasım 2011?de düzenlenen ve dünya genelindeki 1.000 üst düzey yöneticinin globalleşme ile ilgili görüşlerinin alındığı bir anket çalışması ve 2012?2015 dönemi için dünya ve bölgesel GSYH artış tahminleri.

Ernst & Young?ın tahminlerine göre, dünya GSYH artışı 2012?de yalnızca yüzde 3.4 olmakla birlikte, endeks globalleşme sürecinin bu yıl ve 2015?e kadar hızlanmaya devam edeceğini gösteriyor. Bu tahminin özellikle Vietnam, Malezya, Meksika ve Kolombiya gibi orta büyüklükteki gelişen ülkeler ile Belçika, Danimarka, Slovakya ve Avusturya gibi nispeten küçük Avrupa ülkeleri için geçerli olduğu belirtiliyor. Öte yandan endeks önümüzdeki 3 yıl boyunca gelişmiş ülkelerden yalnızca Birleşik Krallık ve ABD?nin globalleşme düzeylerinin biraz gerileyeceğine de işaret ediyor. Bunun nedeni bu 2 ülkenin göçmenlik politikalarına yabancı uyruklu personel istihdamını etkileyecek değişiklikler getirmeleri olarak gösteriliyor. Son 20 yıl içinde globalleşme ivmesi yalnızca finans krizinin en ağır yaşandığı 2009 yılında duraksamış. Bununla birlikte ankete katılanların yarısından çoğu ekonomideki gerilemenin ?kısasa kısas? korumacılık önlemlerini ciddi boyutlarda tırmandıracağını düşünüyor.

Ernst & Young Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO?su James S. Turley bu konuda şunları söyledi: ?Dünya ekonomisindeki zayıf büyümeye karşın globalleşme süreci devam etmekte, ancak korumacılık tehlikesi varlığını korumaktadır. İş dünyası ve hükümetler globalleşmenin ekonomiye ve toplumsal hayata faydalarını öne çıkararak, korumacılığa sığınmaktan kaçınmalıdır.?

Ekonomik büyüme nereden kaynaklanacak?

BRIC ülkelerinin öncülüğünde, gelişmekte olan pazarların performansı gelişmiş dünyanın zayıf büyümesini telafi etmeye devam ediyor. Ernst & Young?ın 2012 yılı için tahminlerine göre, gelişmekte olan pazarların ortalama büyüme hızı gelişmiş ülkeler ortalamasını aşmaya devam ederek yüzde 5.3 seviyesinde gerçekleşecek ve GSYH?lerinin dünya toplamındaki payı yükselmeye devam edecek. Gelişmekte olan pazarların GSYH toplamı (satın alma paritesine göre) henüz 2014?de bile gelişmiş ülkelerinkini aşabilecek; önümüzdeki birkaç yıl boyunca dünya ekonomisindeki büyümenin yüzde 70?ini ? yarısından çoğu Çin ve Hindistan kaynaklı olmak üzere ? gelişmekte olan ülkelerin temsil edeceği öngörülüyor.

Ernst & Young?ın 2012 yılı için tahminlerine göre, Avrupa?da ülke borcu krizi çözülse bile büyüme sabit kalacak ve ABD?de yüzde 2.5 cıvarında gerçekleşecek. Ankete katılan ve birçok ?ekonomi tahmincisinden? daha kötümser görünen yöneticiler ana pazarlarda büyümenin yavaşlamasına, rekabetin yoğunlaşmasına, operasyonel karmaşıklığın artmasına ve nitelikli insan eksikliğine vurgu yaparak iş potansiyelinin daraldığını ve haklı olarak bu durumdan kaygı duyduklarını belirtmişler. Gelişmekte olan pazarların orta vadedeki potansiyeline iyimser tahminlerle yaklaşılmakla birlikte, üst düzey yöneticilerin yarısını biraz aşan bir kısmı dünya ekonomisinin 2012 sonuna kadar yeniden resesyona gireceğini düşünüyor. Yaklaşık üçte ikisi Euro Bölgesi?ndeki borç krizinin yeni bir global finans krizini tetikleyeceğini ve yaklaşık yüzde 90?ı da dünya ekonomisinin çift dipli bir resesyona sürüklenmesi halinde korumacı önlemlerin tırmandırılacağı görüşünde.

?Çözümlenmesi gereken 4 temel sorun var!?

Korumacılığın yaygınlaşma ihtimalinin yanı sıra, Euro Bölgesi?ndeki ülke borcu krizi ve dünya ekonomisindeki yavaşlama da, bankalar arası piyasalarda güvenin azaldığı bir ortamda bankaların kredi musluklarını kısmaları nedeniyle yeni bir kredi daralması riskini artırdı.

?Bu korkutucu senaryo yeterince birikimli, hızlı ve esnek olmayan global şirketler için birçok sorun yaratacaktır. Bu rapora baz teşkil eden araştırmalarımız işletmelerin önümüzdeki yıllarda çözüm arayışına girmelerini gerektiren 4 önemli sorun olduğunu göstermiştir. Bunlar karmaşık ve hızla çözülemeyecek sorunlardır, ancak esnekliği, hızı ve yenilikçi bir zihniyeti ön plana çıkaran işletmelerin bu konuda başarılı olacaklarına inanıyoruz.? diyen Ernst & Young COO?su John Ferraro iş dünyasındaki zorlukları şöyle sıralıyor:

1) Hızlı büyüyen pazarlarda başarılı olmak eskisi kadar kolay değil ? Maliyetlerin yükselmesi, rekabetin yoğunlaşması ve hâlâ gelişmiş ülkelerinkinden daha yüksek olmasına rağmen büyümenin yavaşlaması nedeniyle hızlı büyüyen pazarlarda başarılı olmak zorlaştı. Bu şartlarda işletmelerin organizasyon yapılarını yalınlaştırmaları, hızla geri dönüş sağlayacak inovatif stratejiler geliştirmeleri ve yatırımlarına daha geniş paydaş gruplarının gözünden bakabilmeleri gerekiyor.

2) Aynı stratejiler her yere uymuyor ? Çok farklı potansiyelleri ve iş ortamları olan ülkelere yayıldıkça, operasyonel açıdan karmaşıklık artıyor. Bu nedenle, pazarlar belirli bir mantık çerçevesinde gruplanarak networkler birleştirilmeli, dış kaynak ve yakın kaynak kullanım alternatifleri iyi değerlendirilmelidir.

3) Politikaların önemi artıyor ama öngörülebilirlik azalıyor ? Başta korumacı önlemlerin artışı olmak üzere belirsiz ve değişken politikalar oldukça ciddi kaygılar uyandırıyor. İşletmeler doğru kararlar alınması için politika yapıcılarla görüşmeli, yerel bilgileri ile uluslararası koordinasyon kaynaklarını birleştirmeli ve vergi idareleri ile daha güçlü ilişkiler kurmalıdır.

4) Nitelikli insan bulmak zor ? İşletmeler boş pozisyonlara uygun aday bulmakta giderek daha çok zorlanıyor. Bu soruna çözüm geliştirmek amacıyla, en çok potansiyel vaat eden pazarlara en yetenekli kişiler yerleştirilmeli, yöneticiler pazarın gelişme hızına bağlı olarak terfi ettirmeli ve yabancı uyruklu istihdam stratejileri değişen koşullara göre uyarlanmalıdır.

Uzun dönemde kim kazanacak?

Günümüzün belirsiz ortamında ancak farklı bir zihniyet yapısını benimseyen işletmelerin uzun dönemde kazançlı çıkacağına inanan Ernst & Young?a göre; Birbirinden çok farklı ve çok dinamik pazarlarda başarılı olabilmek için uygulamaya ve operasyonel mükemmeliyete odaklanılmalı; yeni fırsat ve tehlikelere hızla yanıt verebilmek için çok esnek iş modelleri geliştirilmeli. Ayrıca sürekli değişen şartlarda başarılı olabilmek için kapsayıcı liderliğin önemi iyi anlaşılmalı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın