İlk küreselleşme uygulamaları mal piyasalarında başladı ve bu alanda ülkelerarası sınırların kalkışı yolunda Dünya Ticaret Örgütü tarafından hızlı ve önemli adımlar atıldı. Bu yapılırken küreselleşmeyi hızlandırmanın önemli araçları olan para ve sermaye piyasalarındaki bütünleşmeden yararlanıldı.
Son olarak hizmetler sektöründe küreselleşme çabaları giderek hızlandırılmış ve hatta ön plana çıkarıldı.
Küreselleşmeyi hızlandırmanın bir diğer yolu olarak ülkelerarası ekonomik birlik ve bütünleşmeler alanında çok yönlü uygulamalar gerçekleştirildi.
Bu gelişmeler sonucu oluşan ortam, işletmelerin girdi sağlama, üretim teknolojisi, pazarlama ve finansman açılarından dünyadaki gelişmelerden hızla etkilenmelerine yol açıyor.
Dünya ekonomisindeki değişimlerin kontrol dışı ve çok hızlı gerçekleşmesi, dengeli bir dünya ekonomik yapısı sağlanamamasına, bu nedenle de sürekli krizlerin doğarak etkilerinin hızla diğer ülkelere yayılmasına yol açıyor. Son günlerdeki gelişmelere bakıldığında durumun devam etmesi kaçınılmaz gibi görülüyor.
Sınaî üretimin ve dolayısı ile firmaların etkilendiği uluslararası, bölgesel ve ulusal ortam; artan belirsizlik, rekabet ve hızlı teknolojik gelişmeler özelliklerini taşıyor.
Belirsizlik; belirsizlikler, ürün fiyatları, üretim teknolojisi, ülkelerin ticaret politikalarındaki değişmeler ve finans kesimindeki hızlı yapısal dönüşüm olmak üzere dört faktörün etkisi altında oluşuyor.
1) Rekabet ise; uluslararası hudutların kalkması, ulaştırma ve haberleşme olanaklarının artması, sermayenin liberalizasyonu nedeni ile yeni kaynakların ve rakiplerin ortaya çıkması yanında teknolojik gelişmeler sonucu ürün hayat sürelerinin kısalmasından kaynaklanıyor.
2 Teknoloji faktörü; mikro elektronik, biyoteknoloji, nanoteknoloji, yeni metaller gibi pek çok alandaki gelişmelere bağlı olarak ülkeler arası teknolojik düzey farklılıklarının açılmasına ve mukayeseli üstünlüklerin değişmesine yol açıyor.
3 ) Oluşan yeni koşullar nedeniyle şirketlerin kendi içlerinde ve şirketler arası bağımlılıklarda üretim, yeniden yapılanma ve daha etkin yönetimle ilgili değişmeler oluşuyor, bu durum piyasa ortamını ve rekabet koşullarını değiştiriyor.
3) Son olarak yapısal değişimin yol açtığı sosyal sorunlara değinmeliyiz. Bu sorunlar yeterli kalkınma hızı ve istihdam sağlanmasına yönelik çeşitli sosyo- ekonomik ve siyasi gurupların talep ve baskılarının artmasından kaynaklanıyor.
Tüm bu anlatılanların yarattığı ortamda ülkeler için uzun dönemli gelişme kestirimleri yapmak ve bunu gerçekleştirmeye yönelik detaylı projelere dayalı ulusal kalkınma planları hazırlamak imkânsız hale geldi. Sosyalist ekonomilerin piyasadan silinmesinde bu faktörün etkisi büyüktür. Bu değişim hızla değişen şartlara uyumu sağlayacak makro ekonomik politikalarla sektör politikalarının ve işletmelerde yönetim sorunlarının çözümüne yönelik çabaların başarısını kalkınmanın olmazsa olmaz bir koşulu haline getirdi.
Özetle çağımızda, eskiden yıllar sonrasını görmeye olanak veren ekonomik yapılar değişti. Bu durum makro ekonomik açıdan öncelikli sektörlerin belirlenmesi ve bunlara gelişme ortamı yaratılmasını sağlayacak, değişen koşullara göre güncellenecek desteklerin ve teşviklerin temel politik araç olarak kullanılmasını zorunlu hale getirdi.
Günümüzde uygun yatırım ve üretim ortamının oluşturulması tek başına işletmelerin başarısını garantilemiyor. Buna ek olarak bir yandan yeni yatırımların ülkenin rekabet gücü yüksek olan sektörlerinde ve uygun teknoloji ile yapılması sağlanırken diğer taraftan mevcut işletmelerin sürekli olarak değişen koşullara uyumunu sağlayacak bilişim altyapısı ve ?Gerçek zamanlı karar destek sistemleri? ile güçlendirilmeleri gerekiyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.