Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, 2011 yılını değerlendirirken, 2012 yılına ilişkin olarak beklentilerini dile getirdi:

Ekonomik ve sosyal açıdan baktığımız zaman 2011 yılı olumlu ve olumsuz taraflarıyla birlikte geride kaldı. Türkiye son yıllarda bir çok alanda büyük işler yaptı ve çok büyük mesafeler kat etti. Ekonomi, eğitim ve sağlık konularında adeta çağ atladı. Makro ekonomide zirveye çıkan büyüme rakamlarımızla gurur duyarken işsizlik rakamlarının düşmesine sevindik. Makro ekonomideki büyümeyi mikro ekonomide yaşayamasakta böyle olmasına rağmen yinede iyimser bir tablo çizmek istiyoruz. Arzumuz bu başarıların hız kesmeden devam etmesidir. 2012’den beklentilerimizin en başında yeni Anayasa yapılması ve KOBİ’lere hak ettikleri değerin verilmesi  gelmektedir. Ülke olarak ekonomi konusunda iş dünyası öncülüğünde atağa kalkıp zaman geçirmeden yerli otomobil yapmalıyız.

Türkiye ekonomisinin 2011 yılını objektif açıdan değerlendirdiğimizde; özellikle ihracatta ve büyümede rekorlar kırılması ve işsizlik oranının düşmesiyle dünya ülkelerine örnek olacak gelişmeler olmuştur. AB ülkeleri krizden kıvranırken Türkiye’nin  ihracatını artırması çok önemli bir gelişmedir. 2011 yılı ihracatının 2010 yılına göre yüzde 18,2 artarak 134,6 milyar dolara ulaşması bunun göstergesidir.

Madalyonun arka yüzüne baktığımızda ise ihracatın önünde seyreden ithalattaki artış alınan önlemlere rağmen bir türlü düşürülemeyen cari açık ve dış ticaret açığı, yılı çift haneyle kapatan enflasyon gibi gelişmeler, 2012 yılıyla ilgili endişeleri de beraberinde getirdi. Yani ekonominin adeta kanayan yarası haline gelen ve bir türlü  azaltılamayan cari açık ülke ekonomisinin büyümesinin önünde engel olarak görülüyor.

2011 yılı başından itibaren ekonomik anlamda canlılık kazandıracak önemli yatırımlara kavuşan Türkiye ekonomisi tüketime dayalı ve ticarette bu paralelde gelişmektedir. Dolayısıyla çarşı-pazardaki alışverişin canlı tutulabilmesi için halkın alım gücü artırılmalıdır. Halkın tasarrufa yönlendirilmesi iç tüketimde daralmalara neden olmaktadır.

2011 yılında ekonomik ve sosyal olarak en çok gündemde olan konuların başında, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını sağlayan 6111 sayılı kanun gelmiştir. Bu kanun, özellikle ülkemizde zor ekonomik şartlar altında ayakta durmaya çalışan ve bu sebeple kamu kurumlarına olan prim ve vergi borcunu ödemekte güçlük çeken esnaf,sanatkar ve KOBİ’ler için birikmiş borçların ödenmesi noktasında büyük kolaylıklar getirdi.

“Yeni TTK?ya zor da olsa uyum sağlamaya çalışacağız”

Ticaret hayatı, Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu?yla bir takım yeniliklere kavuşacak. Kanunun faydalarının yanında noksan kalan tarafları yürürlüğe girdiğinde daha net anlaşılacak. Yeni TTK  yürürlüğe girdiğinde kısa vadede doğal olarak uyum konusunda aksaklıklar olacaktır bu durum zaman içerisinde firmaların bilgilendirilmesiyle giderilebilir. Uzun vadede kanunun getirdiği yükümlüler sayesinde iş dünyasına güven gelecektir. Yeni Türk Ticaret Kanunu’na geçiş için çizilen yol haritasını takip etmeye çalışacağız. 50 yılı aşkın bir zamandan beri yürürlükteki mevcut Türk Ticaret Kanunu?ndan farklı olarak birçok reformu içeren yeni kanun geçiş süresince işletme sahipleri muhtemel zorluklar yaşayacaklar ama bunlarda zamanla aşılacaktır.

KOBİDER olarak ekonominin lokomotifi olan KOBİ’lere Yeni Türk Ticaret Kanunu?ndaki yenilikleri duyurmak ve bu konuda yapmaları gerekenler hakkında bilgilendirme çalışmalarımız devam etmektedir. KOBİDER olarak görevimiz; Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin sorunları tespit edip çözüm önerileri geliştirmek ve bu önerileri ilgili makamlara ileterek sonuca kavuşturmaktır. Bunun yanı sıra, esnaf ve sanatkarı bilinçlendirip, üretim ve satış kalitesinin artmasına yardımcı olmaktır. Bu hedeflerimize, üyelerimizden ve üyemiz olmayan KOBİDER’e gönül vermiş işletmelerden aldığımız güç ve motivasyonla ulaşmanın çabası içerisindeyiz. Dernek olarak, bir taraftan üyelerimizin iç pazarda ticari faaliyetlerini sürdürmelerini yardımcı olurken, son zamanlarda dış pazar konusunda da kendilerine yeni ufuklar açmak için çaba gösteriyoruz.

2012 yılından beklentiler

KOBİ?lerin bugün karşılaştığı geleneksel sorunların başında finansman eksikliği, teknoloji kullanmada yaşanan güçlükler, sınırlı yönetim kabiliyetleri ve düşük üretkenlik gelmektedir. Gelişmiş ülkelerde KOBİ?lerin toplam kredilerden aldıkları pay ülkemiz KOBİ’lerinden mislice fazladır. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler, bütün dünyada olduğu gibi, Türkiye?de de ekonominin en önemli unsurlarıdır. Türkiye?de yaklaşık 3,4 milyon esnaf, sanatkar ve KOBİ mevcuttur. Bunların yarıya yakını ticaretle uğraşmaktadır. Üretim yapan KOBİ?ler tüm işletmelerin yüzde 15’i kadardır. KOBİ?lerin toplam istihdama olan katkıları azımsanmayacak kadar büyüktür. Türkiye ekonomisinin sigortası olan KOBİ?ler  kümede kalma mücadelesi veriyor. Zira gerektiği şekilde destelenmesi halinde bir üst lige çıkabilirler. Dolayısıyla bir dünya gerçeği olan KOBİ’ler bizim ülkemizde de hak ettiği şekilde desteklenirse Cumhuriyetin 100. yılında hedeflenen 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşılabilir.

2012 yılında gerçekleşmesini en fazla arzu ettiğimiz konu; KOBİ’lere mevcut durumdan daha fazla kredi imkanı sunulması. Geçmiş yıllarda esnaf, sanatkar ve KOBİ’lere verilen “Cansuyu” desteklerinin küçük işletmelere faydası olmuştu. Ancak 2011 yılında 100 bin KOBİ’ye yönelik 3-4 milyarlık bir rakama tekabül edecek kredi faiz destekleri maalesef verilememiştir. Günümüzde gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler KOBİ?lerin öneminin, ekonomik büyüme, sosyal birleşme, istihdam, bölgesel ve yerel kalkınmaya sağladıkları katkıların farkına varıp bu kesimi sürekli desteklemişlerdir. Dünya coğrafyasında ve bulunduğu iki kıta üzerinde önemli bir konumda bulunan Türkiye’nin ekonomik anlamda kalkınması ancak; KOBİ’lerin desteklenmesinden geçer.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın