Türkiye Girişimcilik Konseyi İstanbul?da toplandı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, girişimcilik ekosisteminin ortaya çıkabilmesi için, sürecin kamu ve özel sektör ortaklığında koordine edilmesinin önemine işaret etti.
Bir yazarın, 1912 yılında Türkiye’de insanların girişimci değil, memur ya da asker olmak istediği tespitinde bulunduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, bugün ise girişimciliğin artık bir moda haline geldiğini söyledi.
Geçen yıl girişimcilikle ilgili 233 toplantıya davet edildiğini belirten Hisarcıklıoğlu, eskiden kendisine gelen yazıların büyük çoğunluğu bir yerde iş arayanlar, bir işe girmek için torpil arayanlarla ilgiliyken, artık her gün mailinde yeni iş fikri olup iş kurmak isteyen kişilerden gelen bir mesaj görmeye başladığını kaydetti.
Bir araştırmaya göre, 12 Avrupa ülkesi içinde, gençler arasında kendi işini kurma cesareti konusunda Türkiye’nin birinci olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, artık ”zeki, çevik, ahlaklı”nın yanına ”girişimci” sıfatının da eklendiğini söyledi.
M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın girişimciliğin keşfinde önemli rol oynadığını ifade ederek, ”1980 başlarında Suudi Arabistan ve Yunanistan bizden zengindi. Bugün ikisini üst üste koyun ancak bir Türkiye yapıyor. Bu, Türkiye’deki girişimciler sayesinde oldu. Bizim doğal zenginliğimiz yok, en büyük zenginliğimiz girişimcilikmiş” diye konuştu.
”İleride bir kadın girişimcimiz TOBB Başkanı olur inşallah”
Bugün Türkiye’de 1.500’ün üzerinde kadın girişimci ve 1.500’ün üzerinde genç girişimcinin TOBB çatısı altında örgütlendiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, örgütlü kadın girişimci sayısını 10 bin 500’e çıkararak, Japonya’dan sonra dünya ikincisi olmayı hedeflediklerini aktardı.
Hisarcıklıoğlu, esprili bir şekilde ”Ben Türkiye’de en fazla gezenlerden birisiyim. Bakıyorum hangi ile gitsem (TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı) Aynur Bektaş, benden önce gitmiş oluyor. Acaba gözü TOBB başkanlığında mı diye zaman zaman da kafama takılıyor. İleride burada da (TOBB) bir kadın girişimcimiz (TÜSİAD Başkanı) Ümit Hanım gibi başkan olur inşallah diyoruz” dedi.
Eskiden girişimci olmak için finansman ve cesarete ihtiyaç varken, artık Facebook’ta olduğu gibi bir bilgisayar ve garajın da yeterli olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’den de yemeksepeti.com, Koton, Pegasus gibi örnekler verdi.
”Türkiye şirketlerin yüzde 65’i ilk 5 yılda kapanıyor”
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 65’inin ilk 5 yılda kapandığını, yüzde 25’inin 5-10 yıl arasında yaşadığını, yalnızca yüzde 10’unun 10 yıldan uzun yaşadığını belirterek, finansman sıkıntısını aşmak için girişim sermayesi gibi modellerin yerleştirilmesinin şart olduğunu vurguladı.
Kurdukları risk ve girişim sermayesi şirketine yapılan denetlemede, ”Niye zarar eden şirkete yatırım yaptınız” sorusuyla karşılaştıklarını, oysa bunun bu işin ruhunda olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, kamuda ve bütün kurumlarda zihniyet değişimine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Türkiye’nin 2023 hedeflerini yakalamasının tek yolunun, girişimci sayısının artırılması ve zenginleştirilmesinden geçtiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
”İlkokuldan üniversite son sınıfa kadar girişimciliği eğitim modeli içine koymak lazım. Hala ilkokula gidip sorduğunuzda, özellikle erkekler ‘Polis, asker, Arda Turan’ diye cevap veriyor. Bunu ‘Girişimci olmak istiyorum’ demeye getirdiğimiz zaman Türkiye kazanmaya başlayacak. Yarın çocuklarımıza iş bulmak istiyorsak, Türkiye’de girişimci sayısını artırmak durumundayız.”
Risk sermayesi fonları ve iş melekleri geliyor
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ise, bugün kurulan Girişimcilik Konseyi’nin, girişimcilerin finansmanını çözmek için, yerli ve yabancı finans kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya, risk sermayesi fonları ve iş melekleri gibi alternatif finansal araçları geliştirmeye yönelik eylemler hazırlayacağını bildirdi.
Ergün, Türkiye Girişimcilik Konseyi’nin kuruluş töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, son yıllarda gerçekten çok önemli değişimler yaşadığını, yıllardır birikmiş birçok sorununa çözüm üretirken, geleceğin güçlü Türkiye’sini inşa edecek adımları da atmaya başladığını kaydetti.
Geçmişte siyasi ve ekonomik açılardan kronik sorunları bulunan Türkiye’nin, gerek kamu, gerek özel sektör olarak sürekli günü kurtarma hesapları ile meşgul olduğuna işaret eden Ergün, son 9 yılda Türkiye’de oluşan güven ve istikrar ortamının, birçok sorunun çözümünü sağladığını anlattı.
Bakan Ergün, bu güven ve istikrar ortamının en önemli meyvelerinden birisinin de, artık bu ülkenin ve bu ülke insanlarının orta ve uzun vadeli planlar yaparak, bu planları hayata geçirebilmesi olacağını söyledi.
Mevcut durum doğru analiz edilir, geleceğe ilişkin sağlıklı projeksiyonlar oluşturabilir ve buna uygun eylem planlarını devreye sokulabilirse, Türkiye’nin her açıdan çok daha iyi günler yaşayacağını vurgulayan Ergün, ” Bu nedenle, kamunun, özel sektörün, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, bütün bir toplumun birlikte hareket etmesi, sorunlara birlikte çözüm araması gerekiyor. Girişimcilik Konseyi’nin yapısına baktığımızda, işte böyle güçlü bir mozaik oluştuğunu görüyoruz. Konseyin yapacağı çalışmalar ile ortaya çıkacak olan sinerji ve enerji, ülkemizde girişimciliğin gelişmesine ciddi katkı sağlayacaktır” dedi.
Bakan Ergün, geçen hafta Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda önemli bir karar aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
”Artık üniversitelere yönelik girişimci ve yenilikçi üniversite endeksleri oluşturacağız ve üniversitelerimizin bu alanlardaki performansını ölçmeye başlayacağız. Üniversiteden kaç girişimci, kaç patent çıkmış? Kaçı lisanslanmış? Kaçı sanayi için ticarileşmiş? Bunlar yeni kriterler olacak. Bugün kurulan Girişimcilik Konseyi, girişimcilerin finansmanını çözmek için, yerli ve yabancı finans kaynaklarına ulaşımı kolaylaştırmaya, risk sermayesi fonları ve iş melekleri gibi alternatif finansal araçları geliştirmeye yönelik eylemler hazırlayacaktır.
Yapacağımız çalışmalarla, ilköğretimden üniversiteye kadar eğitimin her aşamasında girişimciliğin, müfredatlarda hem teorik hem de pratik olarak daha fazla yer almasını sağlayacağız. Geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’ndaki en önemli kararlardan biri buydu. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK ile çalışma yaparak, bu konu, ilk, orta ve yüksek öğretimde müfredatın ayrılmaz parçası haline gelecektir.”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ”Eskiden girişimci olan birine kız verirken bile tereddüt ederlerdi, ya memur olacak ya da işçi olacak. Kiralık ev ilanlarında, evin sadece memura kiralanacağı da ilan edilirdi. Birisi kefil olacaksa memurun kefaleti daha makbul bir kefalet sayılırdı. Elbette bunlar toplumun suçu değil, Türkiye’deki ekonomik, sosyal ve siyasi ortamın bir sonucu olarak tezahür etmişti” dedi.
2010 yılında yüzde 9 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin, 2011 yılında da yüzde 8 civarında büyüyeceğini dile getiren Ergün, Türkiye’nin TİM verilerine göre, 2011 yılında 135 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirdiğini anımsattı.
Girişimcilik eğitimlerine bugüne kadar 58 bin kişi katıldı
KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan da, girişimcilik konusunda bilinç sahibi insan sayısını artırma ve girişimcilik ruhunu aşılama yönünde temel bir stratejileri bulunduğunu belirterek, girişimcilik eğitimleriyle bugüne kadar 58 bin 774 kişiye ulaştıklarını, bu sayıyı 100 binlere, milyonlara ulaştırmayı hedeflediklerini, eğitime katılanlardan 2 bin 419 kişinin kendi işini kurduğunu anlattı.
Girişimcilerin ve KOBİ’lerin temel sorunlarına etkili çözümler getirmek üzere 7 destek programını hayata geçirdiklerini anımsatan Kaplan, ”2010 yılında kurgulanan sistemde 2011 yılında girişimci ve KOBİ’lere 300 milyon liranın üzerinde destek sağladık” dedi.
Bugün girişimciliğin gelişmesi için çaba harcayan birçok kuruluş bulunduğunu belirten Kaplan, bu alandaki dinamizmin aktörlerinin bir arada, koordinasyon içinde hareket etmesinin önemine işaret etti.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.