Sonuçların global ve bölgesel bazda analiz edilerek bölgesel farklılıklara da dikkat çeken raporun temel bulgusu, özel sermaye şirketlerinin büyümenin ardındaki temel itici güç olduğu yönünde. İşlem kaynakları, en aktif sektörler, rekabet koşulları, işlem başarısı ardındaki temel faktörler, yatırım yapılan şirketlere en çok değer katılan noktalar, çıkış aktivitelerinin seyrindeki 12 aylık beklentiler ve çıkış şekilleri hakkında kayda değer bilgiler veren raporun bölgelere göre katılımcı yüzdeleri şöyle :
En yoğun işlem kaynağı yüzde 46 ile aile şirketi
Araştırmanın global ölçekteki sonuçlarına gore, en çok işleme konu olan kaynak, yüzde 46 ile aile şirketleri/özel şirketler. Hemen ardından ise, yüzde 30 ile ikincil satın almalar geliyor. Kurumsal yatırımlar yüzde 17 olurken kamu yüzde 4 ile son sırada.
En hareketli sektör yüzde 52 ile tüketici ürünleri sektörü iken, ikinci sırada yüzde 34 ile hizmet sektörü yer alıyor. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların en hareketli gördükleri sektör yüzde 52 ile tüketici ürünleri olurken, hemen ardından yüzde 34 ile hizmet sektörü geliyor. 3. ve 4. sırada ise endüstriyel piyasalar/üretim ve sağlık geliyor. Gayrimenkul & inşaat ve yazılım & bilgi teknolojileri yüzde 6?lık oranlarla son sırada.
Yatırımlarda artış beklediğini belirtenler tüm coğrafi gruplarda yüzde 50?nin üzerinde
Artış beklentisi en yüksek olan grup yüzde 72 ile BRIC ülkeleri ve ardından yüzde 67 ile Asya Pasifik ülkeleri geliyor. En düşük yüzde, yüzde 50 ile Batı Avrupa ülkelerinde. Rapor sonuçlarını yorumlayan Grant Thornton Türkiye Başkan Yardımcısı Nazım Hikmet, “Bu durum bize, özel sermaye fonlarının gerçekten gelişmekte olan ülkelerde daha da kuvvetlendiği savının doğruluğunu teyit eder nitelikte. En düşük oranın yüzde 50 ile Batı Avrupa ülkelerinde olması ise, daha doymuş ekonomilerdeki temkinli yaklaşımın ve daralan çemberin bir ifadesi olarak yorumlanabilir” dedi.
Kazandıran işlemlerin en önemli özelliği, yüzde 54 ile kurumsal/girişimci iletişim ağı, yüzde 27 ile danışmanlık ilişkileri, yüzde 24 ile ise sektör uzmanlığı. Kazandıran işlemlerin temel nitelikleri arasında, en önemli konulardan birisi dikkat çekiyor. İletişim ağı ve danışmanlık ilişkileri kazandıran işlemi tanımlayan en önemli faktörler olarak belirtiliyor.
Uygulamalı portföy girişimleri artacak, an etkin yapılanma alanları stratejik girdi, finansal planlama ve insan kaynakları alanlarında kendini gösterecek. Araştırmaya katılanların yüzde 22?si uygulamalı portföy girişimlerinin artacağını belirtirken, yüzde 6?sı azalma olacağını belirtmiş. En çok yapılanma olacak konular ise yüzde 46 ile stratejik girdi, yüzde 35 ile finansal planlama ve yüzde 30 ile insan kaynakları olarak belirtiliyor. Rapor sonuçlarını yorumlayan Grant Thornton Türkiye Başkan Yardımcısı Nazım Hikmet, “Özel sermaye şirketlerinin en önemli özelliğinin, satın aldıkları şirketlerde başlattıkları stratejik yapılanma, finansal planlama ve insan kaynakları yatırımları olduğunu, bu yolla şirketin değerini 4 ila 6 yıl arasında büyük boyutlarda artırdıklarını belirtti” diye konuştu.
Katılımcıların yüzde 62?si çıkışların (exit) artacağını belirtirken, yüzde 26?sı aynı kalacağını, yüzde 11?i ise azalacağını belirtiyor. Başlıca çıkış yöntemi olarak ise yüzde 53 ile ticari satış (trade sale), yüzde 14 ile IPO ve yüzde 32 ile ikincil satışlar dikkati çekiyor.
Katılımcıların verdikleri cevaplara göre, katılımcıların karşılaştığı temel zorlukların başında makro ekonomik koşullar ve yaşanan belirsizlik ortamı geliyor. Global krizden çıkıyor muyuz, yoksa ikinci dipten önceki son günlerimizi mi yaşıyoruz sorusunun cevabı çok belirsizken, rahat bir yatırım ortamı bulmak zor. Kanunlar ve artan rekabet koşulları özel sermaye fonlarının karşısındaki en belirgin zorluklar olarak göze çarpıyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.