Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Umut Oran, bayramlaşmaya gittikleri her yerde kendilerine, “Her şey iyi gidiyor da bu zamlar niye yapılıyor” diye sorulduğunu söyledi. Kurban Bayramı ziyaretlerine zamların damgasını vurduğunu belirten CHP kurmaylarından Umut Oran, “Seçim öncesinde her şey günlük gülüstanlık gösteriliyordu. Bir süredir elektrikten doğalgaza temel ürünlerin fiyatı önemli ölçüde arttı. Maalesef bu yüzden 2012 yılının başından itibaren tablo çok parlak olmayacak. Yani bugün yapılan elektrik ve doğalgaz zamları 3 – 4 ay sonra diğer mallara yansıyacak. Başbakan, sigara içmemeyi teklif ediyor. İyi o zaman elektrik de mi kullanmayalım?” diye konuştu.

Enflasyon yüzde 8’lere doğru koşuyor

Üreticinin elektrik kullanmak zorunda olduğunu hatırlatan Oran, “Hükümet herhalde gaz lambası ile üretim yapılmasını beklemiyor” diye sordu. Üretim tedarik zincirini değerlendiren Umut Oran şunları söyledi:

“O üretilen ürün de bir noktadan diğerine taşınacak. Benzine zam geldi, taşımacı ne yapacak? Benzinli, motorinli araç yerine develerden kervan mı kuracak? Üretim maliyeti artacak. Vatandaşa yeni zamlar olarak yansıyacak bu durum. Sadece lüks otomobil veya sigarayı değil vatandaş simidini, peynirini artık daha pahalıya alacak Şimdi ilk sinayel geldi bile. Suya zammın eli kulağında. Zaten enflasyon şimdiden 9 yılı en üst noktasına çıkmış durumda. Önümüzdeki aylarda enflasyon canavarı vatandaşın cebini daha çok kemirecek. Bu arada hükümetin hedefleri de hep karavana çıkıyor. Önce enflasyon 4 olur dediler. Sonra yüzde 5.5’e ardından da 6.5’e çıkardılar hedefi. Şimdi son hedef de şaştı. Enflasyon yüzde 8’lere doğru koşuyor.”

Dış ticaret açığında da Cumhuriyet tarihi rekoru var

Son dönemde ekonomide “bardağın sadece dolu tarafı”nın gösterildiğini hatırlatan Umut Oran, “Ekonomi tek taraflı olarak gösteriliyor, oysa bu işin iki yüzü var. Mesela ihracat rekor kırdı bu çok doğru. Bu konuda çaba gösteren bakanlara, işadamlarına teşekkür ediyoruz. Ancak bu olayın diğer yüzü ithalat. Orada da rekor var. 88 yıllık Cumhuriyet tarihinde dış ticaret açığı ilk defa 100 milyar dolara koşuyor. Yani burada da bir rekor var. Eğer siz bunu göstermeseniz doğru olmaz. Büyüme rakamları da aynı şekilde. Doğru büyüme var. Ama bu hakça paylaşılmıyor. Halk giderek fakirleşiyor” dedi.

Halkın fakirleşmesinde uygulanan yanlış politikaların etkisi olduğunu hatırlatan Oran, “Cumhuriyet döneminde geçen sene ilk defa angus kurbanlıklar geldi. Bu hayvancılığın sonunu getirecek bir girişimdi Bu yıl Meksika’dan ithal limuzinler geliyor kurbanlık için. Siz hayvancılığı bitirirseniz bu işle uğraşan binlerce insanı fakirleştirmiş olursunuz. Zengin ile yoksul arasındaki uçurum derinleşir. Anadolu’da iş ve aş bulamayan büyük kente göç etmek zorunda kalır. Bizim hayvan üretimimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Hayvancılığı bilinçli destek verilmeli” diye konuştu.

Yem sanayinde de maliyet sorunu olduğunu hatırlatan CHP Milletvekili Umut Oran, yemin çok pahalı olduğunu, bu yüzden üretim yapılamadığını söyledi. Oran’ın verdiği bilgiler şöyle:

“Bu arada tarımda ithalat geçen yıla göre yüzde 46 artmış durumda. Türkiye bu yıl tam 6,9 milyar dolar tarım ürünü ithal etti, tarımda ihracatda ise geçen sene ile aynı seviyede, ilk dokuz ay 3,4 milyar dolar seviyesinde. Tarım ambarı Türkiye tarımda net ithalatcı konumunda. Hayvancılık merkezi Türkiye, kurbanlık hayvanını dışardan getirmeye muhtaç durumda, maalesef gelinen nokta üzücü ve düşündürücü.”

OVP halk için değil sıfırcı hocalar için

“Aslında, orta vadeli program değil, orta vadeli palavra! Orta Vadeli Program (OVP) 2006’dan bu yana yapılmakta. OVP, IMF tarafından

Türkiye’ye her yıl yapılması zorunlu kılınan ve temel amacı kamu-özel kesim için ekonomiye ilişkin beklentileri gösteren bir yol haritasıdır. Aslında Türkiye, 2011 krizi sonrası kalkınma planından örtülü olarak vazgeçtiği için bu program bütün kesimler için önemli hale gelmiştir. Biz CHP olarak bu programı hatalı buluyoruz. Niçin? Kalkınma planları ile karıştırılıyor. Bu da uzun dönemli perspektifleri yakalayabilmek açısından ciddi bir hata. OVP’ler halk için değil uluslararası derecelendirme kuruluşları ve finansal çevreler için yapılmaktadır. Geçmiş dönem OVP’lerin gerçekleşmelerine baktığımızda hepsi sınıfta kaldı. OVP’ler, asla gerçekleşmeyecek çocuk masalları gibi.”

Halkın enflasyonu çok farklı

“Bizim ‘halkın enflasyonu’ dediğimiz gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyat artışları genel rakamın üstünde. OECD ülkeleri içerisinde gelir dağılımı en  bozuk ülkelerden biriyiz. Demek ki önemli bir kitle sadece gıda ve ulaşım giderlerini karşılamakta dahi zorlanıyor. Bu mal grubundaki fiyat artışları ise TÜFE’nin çok üzerinde. Hele bunu tek tek mal bazında yapmaya kalksak halkın gerçekte ne kadar zorlandığı açıkça görülür. Birkaç örnek vereyim; Eylül ayında Ağustos’a göre yumurta fiyatları yüzde 16.22, tren ücretleri yüzde 9.44, nohut yüzde 6.98, başbakanın ‘içmeyin’ dediği rakı yüzde 4.32, süt yüzde 7.48 arttı. Dikkat edin bu söylediklerim sadece bir aylık fiyat artışıdır. Yani yumurta yemezsen sorun yok! Gerçekte ne yok biliyor musunuz? Yaptığı zammı dünyada böyle savunan bir Başbakan yok.”

Türkiye ara malı üretmiyor

“Birincisi, AKP’nin özel uzmanlık alanı olan kentsel rantları arttırma politikaları. Üretici kesimler yerine doğrudan bu kesimleri teşvik ediyor. Bakın Türkiye’nin yapmış olduğu ithalatın yüzde 71.6’sı ara malı, yüzde 15.5’i yatırım malı, yani makine tesisat donanım. Tüketim malı ithalatı sadece yüzde 12.5. Dolayısıyla sorun ara malı üretmekten geçiyor. AKP iktidarı bunun daha yeni farkına vardı. Bu yeni programda girdi tedarik sistemi kuracaklarını söylüyorlar. Ancak bunun altyapısını nasıl yapacakların teşvik sisteminin ne olacağını söylemiyorlar, çünkü bilmiyorlar.

Sonuç olarak; Türkiye üretmiyor ama tüketiyor. Tasarruf etmiyor ama harcıyor. Bu ne kadar sürdürülebilinir? İthalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 50’ye kadar tarihimizde ilk kez gerilemişken, başka bir deyişle, bir satıp, iki alırken, yani bir gol atıp, kalemizde iki gol yerken, bu dış ticaret acçığı, bu cari acık, fren tutmayan enflasyon ile, dikiş tutmayan işsizlikle, artan borç stoku ile, büyüyoruz diye ne kadar kendimizi kandırabiliriz? Yediğimiz, attığımızdan fazla ise, attığımız gole sevinebiliriz, ama maçı kazanamayız. Hükümetin on yıllık kotü alışkanlıklarını terk etmesi, son 3 yıldan fazla süredir, Anayasal zorunluluk olan ESK acilen toplayarak, konuyu paydaslarıyla beraber ele alarak, yeni bir istihdam odaklı, ihracat hedefli kalkınma planı acilen hazırlaması gerekmektedir.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın