RÜŞTÜ BOZKURT >> Bütün dünyada yazılı medya, görsel iletişim kanalları ve internet kanalları Steve Jobs’i konuşuyor. Bir ölümlüye karşı olağanüstü bir ilgi ve kadirbilirlik ama, şimdi o sonsuz yolculuğunda kendisi için yazılanların, çizilenlerin ve söylenenlerin farkında değil. Yaşarken yaptıklarının insanlık için ne anlama geldiğini “fark ettiği” tepkilerinden anlaşılıyor.

Bir “kahraman” değil, çünkü yaptıklarının karşılığını sağlığında anlamış ve görmüş biri. Büyük yazı ustası Çetin Altan’ın tanımı ile “bilinen ve tanınan insandan kahraman olmaz. Emeğinin karşılığını almıştır. Kahraman, savaşın -üretim savaşı da dahil- kaderini değiştirdiğini bilinmeyen insanlardır.”

Okuduklarım ve izlediklerim kadarıyla Jobs’un en önemli özelliği “ilkeli tutkusu”. İnsanların yaşamını zenginleştirme sevdasını, başarının sihirli çekiciliği ile birleştirmiş biri O. Sahip olmanın ötesinde olmanın, yapmanın ve yaratmanın sihrini kapanlardan Jobs.

Coğrafyanın şansı

Steve Jobs aynı zamanda “şanslı” bir insan. Eğer elektronik gelişmenin kalbinde, Silikon Vadisi’nin etki alanı içinde yaşamasaydı bizim Artvin’de yaşasaydı yapabileceği çok fazla bir şeyi olamazdı. Doğduğu coğrafyanın yarattığı zenginlikleri iyi değerlendiren biri olduğuna kuşku yok.

“Kendini ifade edebileceği ortamda” olma her insan için bulunmaz bir nimet, O da nimetlerden yararlanmasını bilmiş ender insanlardan?

Kendisini yakından tanıyanlar “seçici” olduğunu söylüyor. Akılla beslenmiş zekaya sahip hangi insan seçici değil? Vasatlığa sığan, vasatlıkla barışık hangi insan hüner sahibi olabilir ve hünere akıl katarak yaratıcılık düzlemine çıkabilir?

Seçici olduğu için “yetenekli insanı fark etmiş, çevresinde toplamış, onlarda saygı uyandırmış ve ilham vermiştir.” Sıradan biri olsa, tornadan çıkmış türdeş eşya konumunda kalsa, kendisine hayrı olabilirdi ama insanlığa bugün ulaştığı ölçeklerde hizmet edemezdi.

Anlatılanlar onun “bilgiyi anlamaya dönüştüren”, anladıklarını “sistematik düşünce” haline getiren, kendine uygun “düşünce paydaşlarını” bulan, “çekici fikirler üreten” bir “fikir insanı” olduğunu gösteriyor.

Sadece “iyi fikirlere sahip” alma çok anlamlı bir özellik değil. İyi fikirleri “projelendirme” ve “projeleri hayata taşıma” lider olmanın diğer bileşenleri. Jobs’un asıl bu yanını öne çıkarmak gerektiğini düşünüyorum.Sezen,bilgilenen, anlayan, tasarlayan, fikir üreten,proje örgütleyen ve yaşamı kolaylaştıran ve zenginleştiren biri olduğu çok açık ve net.O nedenle en sevdiği işlerden biri de fikirler üzerinde tartışma. Saatlerini ve günlerini tartışmalara ayırabilen hiperaktif bir dam gibi adam.

Basitlikle yalınlığın farkı

Steve Jobs’in bir “iş lideri” olarak çok temel bir özelliği daha var: “Basitlikle yalınlığı” birbirinden ayıran, “herkesin kullanabileceği yalınlıkta araç üretme” anlayışını koruyan bir tasarımcı olması. Bu ister istemez arkasında durduğu işlerin “verimliliğini” gözetmesi sonucunu da doğurmuş. Yapısı sağlam, işlevi etkin, kullanılması kolay, kültürü zenginleştirme yatkın araç-gereç üretimi çağımızın rekabetinde çok önemli bir yere sahip oluyor. Bütün bu özellikler de Steve’nin önderlik ettiği araç-gereç ve yazılım üretimine egemen öğeler.

Yaşamın en temel dayanağı içinde yaşadığımız doğadır. Sonra, canımızı ve aklımızı koruduğumuz, neslimizi sürdürdüğümüz, malımıza sahip çıkabildiğimiz ve kültürümüzü yaşatabilme. Hemen ardından estetik ve etik kaygılar gelir. Jobs’in bu özelliğine de herkes gönderme yapıyor: “Yaptığı işlerde estetik kaygısı her zaman ön planda idi” diyorlar.

Zor kararları “erteleme” yaygın anlatımı ile “halının altına süpürme” yerine, üzerlerine gitme ve karar alma Steve’nin bir başka özelliği. O nedenledir ki, siyah beyaz gibi keskin düşünen karizmatik liderler arasında sayılıyor.

Mükemmel sanatçılar çalar

Steve Jobs’un bir iş lideri olarak insan dinamiklerinin farkında olduğunu görüyoruz: Birikimlerden yararlanmasını biliyor. O nedenle Picasso’nun “İyi sanatçılar kopyalar.Mükemmel sanatçılar çalar” sözünü sıkça yineliyor. Uygarlık dediğimiz de tam o değil mi? Geçmişin birikimlerinden ders alarak, daha sağlıklı gelecek yaratma çabasının çabasını insanlık birikimleri üzerine koyma.

Bir başka özelliği daha dikkat çekiyor: Geleneğin birikimini, gelecekle bağlayan işe yarar dengeler kurabilme.

Yaşadığımız büyük dönüşümlerin hem nedeni hem de sonucu olan donanım ve yazılımlarda “sade, kolay kullanılabilir, bireye erişebilirlik” olmalarını önemseyen Steve, insan doğasını da iyi biliyor; tanıtım ve reklam işlerini küçümsemiyor.

Farklı düşünen, seçkinci ve aykırı bir insan olan, sıradan olmayan Jobs, “öngörü ve önlem alma disiplini” kadar “odaklandığı iş üzerinde” de çelik bir iradeye dayanan disipline sahip?

Yaptıklarını, sattıklarını, Apple’ı beğeniyle izleyelim, örnek alalım, kendi yaşantılarımıza yön vermenin pusulası olarak kullanalım? Ama asıl, O’nun iş yapma tarzını, hayata bakışındaki felsefeyi, yaşama kattıklarının anlamını düşünelim?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın