Aralarında Akbank, Arçelik, Bilim İlaç, Borusan Holding, Coca-Cola İçecek, Teknosa, Türk Telekom ve Zorlu Enerji Grubu CEO?larının da yer aldığı 29 ülkeden toplam 204 şirket yöneticisi, ?2?C Bildirisi? aracılığıyla tüm dünya hükümetlerine iklim değişikliği ile mücadele için acil eylem çağrısında bulundu. Özel sektör, bu çağrıda, iklim değişikliğinin küresel refahı tehdit ettiğini; sosyal, ekonomik ve çevresel maliyetlere yol açtığını vurguladı.
2?C Bildirisi, İklim Platformu-Türkiye İklim Değişikliği Liderler Grubu?nun da üyesi olduğu; enerji, finans, perakende ve üretim gibi birçok sektörden iş dünyası liderinin yer aldığı Kurumsal Liderler Ağı (CLN) tarafından hazırlandı. CLN; AB, ABD, Brezilya, Güneydoğu Asya, Güney Afrika, Hong Kong, Meksika ve Şili?de çalışmalar yürüten farklı Platformlardan oluşuyor. Cambridge Üniversitesi tarafından oluşturulan ve Galler Prensi İklim Değişikliği Kurumsal Liderler Grubu (UK CLG) koordinasyonunda hazırlanan bu bildiri, Londra, Brüksel, Sao Paulo, İstanbul ve Johannesburg dâhil olmak üzere dünyanın birçok kentinde duyuruluyor.
2?C Bildirisi, Güney Afrika?nın Durban kentinde Aralık ayında gerçekleştirilecek olan İklim Zirvesi (İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 17. Taraflar Konferansı) öncesinde hükümetlere mesaj niteliği taşıyor. Bu çerçevede, hükümetlerden, Kyoto Protokolü?nün ilk döneminin sona ereceği 2012 yılı sonrasında; güçlü, adil ve etkin bir uluslararası iklim değişikliği anlaşmasının kabul edilmesi isteniyor.
İş dünyası liderleri bildiride, küresel anlaşmanın sağlanamaması durumunda, iş dünyasının yatırımlarını yapabilmesi için açık ve belirgin piyasa koşullarının oluşamayacağını belirtiyor. İklim değişikliğinin etkilerinin geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmesi anlamı taşıyan küresel sıcaklık artış miktarının 2°C?nin altında tutulması için zaman azalıyor. Hükümetlerin 2012 sonuna kadar anlaşma sağlanamaması, bu konuda tüm güvenilirliklerine kalıcı olarak zarar verme riskini taşıyor. Eğer doğru adımlar atılırsa, küresel şoklara karşı çok daha az kırılgan, daha verimli ve daha dayanıklı bir düşük karbon ekonomisi güvence altına alınabilir.
Söz konusu bildiride, Durban?da gerçekleştirilecek olan İklim Zirvesi?nin sonucunda tüm hükümetlerden talep edilen politik adımlar arasında;
>> Hedeflenen salım azaltımına olanak sağlayacak bir karbon fiyatlandırma sisteminin kurulması,
>> Yenilikçiliğe yatırım yapılması ve düşük karbonlu kalkınma için finansman kaynaklarının yaratılması,
>> Düşük karbonlu sürece geçişte yenilikçiliğin desteklenmesi amacıyla düzenleme ve satın alma ilkeleri ile birlikte fikri mülkiyet hakları için yeni yöntemlerin geliştirilmesi,
>> Yeşil İklim Fonu gibi güçlü yapıların oluşturulması ve sürekliliğinin sağlanması,
>> Fosil yakıtlara teşvikin sona erdirilmesi yer alıyor.
Geliştirilmesinde önemli paya sahip olan İklim Platformu-Türkiye İklim Değişikliği Liderler Grubu, düşük karbon ekonomisi modeline geçişte, ulusal ve uluslararası politikaların hayata geçirilmesi için hükümetler ile işbirliği içerisinde ilerliyor. Bildiriyi imzalayan şirketler, sürdürülebilir geleceğin güçlü, yeşil ve iklim değişikliğine dayanıklı bir ekonominin yaratılmasıyla gerçekleşeceğine inanıyor.
2?C Bildirisi
Beşincisi hazırlanan bu Bildiri, dünyanın farklı bölgelerinden ….. kadar şirketin CEO’ları tarafından devlet/hükümet başkanlarına yönelik hazırlanmıştır.
İş dünyasının liderleri olarak iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma ve yeşil ekonomiye büyük önem veriyoruz. Yeşil kalkınma, daha başarılı ve dayanıklı bir ekonominin yaratılması için gerekli şartları sunarken, yenilikçilik yeni sektörler ve yeni iş alanlarının gelişimini sağlıyor. Yeşil ekonomi anlayışının beraberinde sağladığı ekonomik faydaları ve sıcaklık artışının acilen 2oC ile sınırlandırılması gereğini iş dünyasının diğer üyeleri ile paylaşmaya devam ediyoruz.
Bilimsel ve ekonomik kanıtlar çok açık. Eğer harekete geçmezsek, iklim değişikliğinden kaynaklanan riskler, gelecekteki küresel refahı tehdit ederken, dünyaya önemli ölçüde sosyal, ekonomik ve çevresel maliyetlere neden oluyor. Eğer doğru adımları atarsak, küresel şoklara çok daha az kırılgan, daha verimli ve daha dayanıklı bir düşük karbon ekonomisi güvence altına alınabilir. Ancak, iklim değişikliği tehditine karşı etkin bir çözüm için zaman çok kısa. Cancun müzakerelerinde anlaşmaya varıldığı üzere, küresel sıcaklık artışının 2oC’nin altında tutulması hedefine yönelik tartışmalar artık tamamlanmak üzere. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, 2010 yılında küresel karbon salımları, kaydedilen en yüksek seviyesine ulaşmış ve artışına devam ediyor. Her ne kadar, tehlike seviyesindeki iklim değişikliğinin engellenmesi için güçlü politika ve uygulama örnekleri olsa da, mevcut ilerleme ile 2oC sınır değeri geçilecek.
Mevcut temeller üzerine kurulu, güçlü, adil ve etkin bir Birleşmiş Milletler (BM) iklim değişikliği anlaşması için desteğimizi sürdürüyoruz. Bu anlaşma olmadan, iş dünyasının yatırımlarını yapabilmesi için açık ve belirgin piyasa koşulları oluşmayacak. Hükümetlerin uluslararası müzakerelerde mevcut düğümü çözememeleri, artık bu konuda tüm güvenilirliklerine kalıcı olarak zarar verme riskini taşıyor.
Ancak, yeni uluslararası anlaşmanın tamamen hazır olmasını beklememeliyiz. Bütün hükümetler gecikmeden, ulusal politikalarını ve önlemlerini resmi olarak yürürlüğe koymalı. Bu politikalar iddialı, şeffaf, ölçülebilir ve gelecekteki küresel çerçeve ile uyumlu olmalı.
Biz, hükümetlere iklim değişikliği için sorumluluklarını kabul etmeleri ve aşağıda belirtilen eylemleri hayata geçirmeleri çağrısında bulunuyoruz.
Harekete geçme çağrısı
1. Uluslararası İşbirliği: Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, yeni bir küresel iklim anlaşmasının kabul edilmesi için tek güvenilir süreçtir. Bu nedenle, Durban’da gerçekleştirilecek müzakerelerin, bu sürece ciddi ilerleme sağlaması gerekir. Gelecek yıl gerçekleştirilecek Rio+20 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı da iklim değişikliği ve yeşil ekonomi ile ilgili kararların harekete geçirilmesi için önemli bir fırsat olacaktır.
Durban’da sağlanacak ilerleme uluslararası müzakerelerin önündeki düğümü çözmekle kalmayacak aynı zamanda önemli uluslararası kurumları da hayata geçirecek. Bunlar; etkili finansman akışı sağlarken çevresel sonuçları gözeten yeniden yapılandırılmış Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM), işlevselleştirilmiş Yeşil İklim Fonu, altyapısı oluşturulmuş Teknoloji Transferi ve Uyum Komiteleri şeklinde sıralanabilir. Hükümetler ise, sürecin önünü açacak gerekli veriyi paylaşma konusunda taahhütlerini bildirmeli. Bu adımlar; salımların ölçülmesi, raporlanması, doğrulanması, planlanan salım azaltım faaaliyetleri ile birlikte iklim değişikliğinin etkilerine uyum için son derece önemli olan iklim ile ilgili verilerin toplanması ve kamuoyu ile paylaşımda işbirliğine gidilmesi şeklinde sıralanabilir.
Biz, ülkelerin ikili ve çok taraflı anlaşmalar aracılığıyla bir araya gelerek ormansızlaşma, uluslararası deniz taşımacılığı ve havacılık sektörlerinde salımların azaltılması ve düşük karbonlu ekonomide yenilikçiliğin desteklenmesi için işbirliklerini finanse etmelerini destekliyoruz.
2. Etkin piyasa mekanizmaları: Uzun dönemli istikrarın sağlanması için gerekli olan adımların atılmasına olanak sağlayacak ve piyasa ile uyumlu çalışacak bir karbon fiyatlandırma sistemi gerekli. Hükümetler, iklim hedeflerini yerine getirebilmek için ulusal piyasa-temelli çözümleri hayata geçirmeli. Ulusal planların birbiri ile uyumlu ve şeffaf bir şekilde geliştirilmesi küresel sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır. Hükümetler, karbonun etkin bir şekilde fiyatlandırılması için çok çeşitli araçlardan yararlanmalı. Bu araçlar; vergiler ve karbon salım ticareti gibi doğrudan karbon azaltım önlemleri ile enerji verimliliği ve düşük karbonlu alternatif çözümleri destekleyecek standartlar, teşvikler ve yasal düzenlemeler gibi dolaylı araçlardan oluşur. Piyasanın bozulmasına sebep olabilecek yüksek karbonlu fosil yakıtlara veya eski teknolojilere teşvik verilmesi artık sonlandırılmalı. İklim değişikliği için küresel entegre bir yaklaşımın yokluğunda hükümetler, farklı karbon politikalarının ticari sonuçlarını anlamak durumunda.
3. Geçişin finansmanı: Düşük karbonlu ve iklime dayanıklı bir kalkınma modelinin finansmanına acilen ihtiyaç var. Birçok ülke, iklim değişikliği için yapılması gereken yatırımlardan daha çok, yüksek düzeyde yoksulluk, hızlı ekonomik kalkınma ve düşük maliyetli yeni iş alanlarının yaratılmasını en öncelikli mücadele alanı olarak görüyor. Ülkeler, Kopenhag ve Cancun’da yatırımların desteklenmesi amacıyla 2020 yılı itibariyle yıllık 100 milyar $’lık bir bütçeyi kamu ve özel sektör finansmanında kullanılması amacıyla harekete geçirme kararı aldı. Ancak, bu finansmanın kullandırılması için gerekli olan kurumların ve mekanizmaların kurulması aşamasında yeterli bir gelişme kaydedilemedi. Durban müzakerelerinde Yeşil İklim Fonu (GCF)’nun işlevsel hale gelmesi ve bu Fona yeterli kaynağın sağlanması gerekiyor. Yeşil İklim Fonu, kamu-özel sektör finansmanını destekleyecek ve özel sektör finansmana etkin bir kaldıraç etkisi yaratacak şekilde yapılandırılmalı.
4. Yenilikçiliğin teşvik edilmesi: Yenilikçilik sadece yeni teknolojiler anlamına gelmiyor, aynı zamanda beceri ve süreçlerle ilgili.. Doğru siyasi mesajlar; kamu ve özel sektör tarafından gerçekleştirilecek akıllı yatırımları, ekonomik büyümeyi, yeni sektörlerin, insan kaynağının ve yeni iş alanlarının oluşmasını da beraberinde getirecek. IEA’nın tahminlerine göre küresel CO2 salımlarının 2050 yılı itibariyle %50 azaltımasının başarılabilmesi için bugün hükümetlerin, araştırma, geliştirme ve düşük karbonlu teknolojilerin yaygınlaştırılması için ayırdığı finansman kaynağını iki ila beş katı daha yüksek bir düzeye çekmesi gerekiyor. İş dünyasının liderleri olarak hükümetleri özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve yeni gelişen pazarlarda, büyük ölçekli düşük karbonlu yatırımlarının gerçekleştirilmesi için uygun yasal bir çerçeve ve kamu-özel sektör işbirliği girişimlerinin yürürlüğe konması için bizlerle çalışmaya çağırıyoruz.
Yenilikçiliğin önünün açılabilmesi için hükümetlerin doğru siyasi çerçeveyi yaratması gerekiyor. Bu çerçeve uzun dönemli piyasa istikrarını ve doğru yatırım ortamının oluşmasını sağlayacak; stratejik kamu alımları kapsamında yenilikçiliğin piyasaya daha hızlı girişini destekleyecek ve yenilikçilik temelinde fikri mülkiyet haklarının göz önünde bulundurulduğu iş dünyasını işbirliğine teşvik eden düzenlemeleri içermeli.
5. Verimliliğin teşvik edilmesi: Enerji ve kaynak verimliliği, hızlı ve maliyet etkin sera gazı salım azaltımı sağlar ve öncelikli hedef olmalı. Hükümetlerin çoğu, iş dünyası ile ile beraber üst yapı, ulaştırma, enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri ve elektronik sektörlerinde verimliliği teşvik eden politikaları yeniden yapılandırıyor. Hükümetlerin, şirketlerin ve bireysel tüketicilerin özellikle enerji altyapısı, binalar ve ulaştırma sektörlerinde enerji kullanımını daha verimli bir şekilde yönetmesi için fırsatlar sunan akıllı teknolojiler desteklenmeli. Kaynakların üretim ve tüketimine odaklanan bütünsel bir yaklaşıma ihtiyaç var. Verimlilik standartlarının ve etiketlendirmenin daha yaygın kullanımı ve ilgili finansal kaynakların harekete geçirilmesi için hedef ve adımların belirlenmesi bütün sektörler için gerekli. İş dünyası hükümetler ile beraber bu yönde çalışmaya hazır.
6. Acil orman koruma: Ormansızlaşma ve diğer arazi kullanım değişiklikleri, küresel salımların en az %20’sini oluşturuyor. İklim değişikliği ile mücadelede fosil yakıtlardan kaynaklanan salımların azaltılması için yapılan çalışmalara ek olarak orman alanları ile karbon yutağı diğer alanların korunması ve arttırılması gibi adımlar olmadan başarı elde edilemez. Kopenhag ve Cancun’da Ormansızlaşma ve Ormanların Bozulmasından Kaynaklanan Salımların Azaltılması (REDD+) başlığı altında varılan anlaşmayı ve gelişmeleri destekliyoruz. Karara varılan herhangi bir politika mutlaka ormanların sürdürülebilir yönetimi ve orman karbon stoklarının zenginleştirilmesi dahil olmak üzere ormanların korunması için bütünsel bir yaklaşım içermeli.
Bu alanda Çevresel Hizmetler için Ödeme (PES) dahil olmak üzere etkin piyasa mekanizmaları ve politikaları çok önemli. Ancak, bu sürecin anında hayata geçirilmesini sağlamak gerekiyor. Ek olarak, arazi kullanımındaki değişikliklerden kaynaklanan doğrudan ya da dolaylı salımların engellenmesi ve arazi karbon yutaklarında artışın sağlanması için arazi yönetiminde yeni standartlar geliştirilmeli. Politikalar; ekosistemleri, doğal sermayeyi, biyoçeşitliliği ve bütün paydaşların haklarını göz önünde bulundurmalı.
7. Uyum ve risk azaltımının entegrasyonu: Birçok hükümet, iklim değişikliğinden kaynaklı risklerin yönetilmesi için doğru uyum programlarının yürürlüğe konması ihtiyacını tam olarak değerlendiremiyor. Biz, hükümetlere iklimden kaynaklı riskleri göz önünde bulunduran, iklim değişikliğine dayanıklı ve düşük karbonlu altyapı hizmeti sunmaları yönünde bütünsel bir yaklaşımla planlama ve politika geliştirmeleri için çağrıda bulunuyoruz. Hükümetlerin ileriye yönelik planlama ve çevresel riskleri yönetmesi iş dünyasının herhangi bir bölgede yatırıma devam etme kararı için önemli etkenler. Risklere karşı tam olarak hazırlıklı olmak için hükümetleri, ilgili planlarını paylaşmaları ve dünyadaki tüm iş dünyası ile işbirliğine gitmeleri yönünde teşvik ediyoruz.
İş dünyası, iklim değişikliği ile ilgili çözümlerin geliştirilmesi yönünde hükümetler ile beraber çalışma arzusunu ortaya koyuyor. Zorlu 2oC hedefinin karşılanabilmesi için güçlü ve istikrarlı yerel, ulusal ve uluslararası çerçevenin oluşturulması görevi hükümetlere kalıyor. Bu geleceğin yaratılması için ise iş dünyası olarak hükümetler tarafından geliştirilen bu politikaları uygulamayı ve hükümetler ile aktif bir diyalog içerisinde ilerlemeyi taahüt ediyoruz. İş dünyasının liderleri olarak, şirketlerimiz ve dünya için tek sürdürülebilir geleceğin güçlü, yeşil ve iklime dayanıklı bir ekonominin yaratılmasıyla gerçekleşeceğine inanıyoruz. Ekonomik kriz döneminden çıkarken, bu konuya odaklanmaya devam etmeliyiz ve kısa dönemli kaygıların, ne kadar önemli olsa da, iklim değişikliğini gündemden çıkarmasına izin vermemeliyiz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.