Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Başkanı Mustafa Güçlü, 100. yılını kutlayan Türk çimento sektörünün, başta baca gazı emisyonları olmak üzere, atık su deşarjları, toprak kirliliğinin önlenmesi ile atıkların azalımı ve bertarafı gibi çevresel bileşenlere dair tüm kanun ve yönetmeliklere uygun üretim gerçekleştirdiğini söyledi.

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği?nin (TÇMB), sektörün üst düzey yöneticilerini bilgilendirmek amacıyla 17 Eylül 2011 günü düzenlediği toplantıda, sektörün AB Çevre ve İklim Değişikliği Yönetmeliği ile ilgili potansiyel sorunları ve çözümleri ele alındı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı yetkilileri, Türkiye?nin İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi eki olan Kyoto Protokolü?ne 2009 yılında resmen taraf olduğunu hatırlatarak, özetle şunları kaydetti:

?Gelişmesine ve kalkınmasına devam etmekte olan ülkemizin, herhangi bir referans yıl üzerinden sera gazı azaltımı yapmasının fiziksel olarak mümkün gözükmüyor. Çimento sektörünün sera gazı azaltım olanakları, enerji verimliliği yatırımları, katkılı çimento üretimi ve atıkların ilave yakıt olarak kullanımının artırılması ile sınırlı. Türk çimento sektörü bu nedenle şu sıralar tüm enerjisini bu konular üzerinde yoğunlaştırıyor.

Ecofys Karbon Piyasası Stratejileri Birim Yöneticisi Maarten Neelis de sunumunda AB?de gerçek emisyon ticareti sisteminin 2013 yılında başlayacağına dikkat çekerek şöyle konuştu:

?AB, sanayi sektörünün karbon maliyetleri nedeniyle başka ülkelere kaçmasını engellemek için sanayi sektörünü koruyacak önlemler aldı. Tüm hesaplamalar, AB çapında toplanan verilere dayanarak yapılmıştır. Türkiye?nin doğru veri toplanması aşamasında çalışmalar yapması son derece önemli. Sektörlerin karbon azaltım önlemlerinden etkilenebilirlik düzeylerini belirlemesi, hazırlıklı olmak açısından önem taşıyor.?

Çevre ve Sürdürülebilirlik Danışmanı Murat Mirata, Türkiye?nin hazırlıklar yapması ve önlemler alması için sahip olduğu olanakları, Çimento Sürdürülebilirlik Girişimi, Gönüllü Karbon Piyasaları, Karbon Saydamlık Projesi, Yeşil Binalar, Yaşam Döngüsü Analizi ve Çevresel Ürün Deklarasyonu olarak sıraladı.

Tüm standartlara uygun üretim

TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü de 100. Yılını kutlayan Türk çimento sektörünün, ekonomik büyümesine devam ederken, çevresel sorumluluklarının bilincinde olarak sürdürülebilir büyümenin yaygınlaştırılmasında öncü rol oynadığını söyledi.

Çimento sektörünün başta bacı gazı emisyonları olmak üzere, atık su deşarjları, toprak kirliliğinin önlenmesi ile atıkların azaltımı ve bertaraf edilmesi gibi çevresel bileşenlere dair tüm ulusal kanun ve yönetmeliklere uygun üretim gerçekleştirdiğini vurgulayan Güçlü, şu açıklamalarda bulundu:

?Toz emisyonları ?baca gazı toz tutma sistemleri? ile tutuluyor. Fırında kullanılan yakıt bünyesindeki kükürt, hammaddede bulunan kireç ile nötralize edilmekte, SO2 emisyonları önleniyor. Hammadde içindeki rutubet ise, özellikle soğuk havalarda yoğun su buharı olarak bacadan dışarı atılıyor.?

Bağımsız laboratuarlar denetliyor

??Emisyon izinleri alınması için ?Çevresel Ölçümler? yapılmakta, izin alınmasından sonra da bacalarda sürekli ölçüm cihazlarıyla kontrol ölçümleri sürdürülmekte. Sektörün tüm çevresel ölçümleri de bağımsız akredite laboratuarlar tarafından denetleniyor.

Atıklar, ilgili tüm çevre izinleri alındıktan sonra alternatif hammadde veya enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Böylelikle, doğal kaynaklar ve konvansiyonel enerji kaynaklarından (kömür, petrol koku gibi) tasarruf sağlanıyor. Üretimde enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve çevre sorunlarının azaltılması için tüm gelişmiş ülke çimento sanayilerinde yaygın kullanımı olan atık yakıtların, ülkemizde kullanımı maalesef son derece sınırlı. ??

Yasal sınırlardan daha ileri teknoloji

?Avrupa Birliği ve ülkemiz mevzuatı uyarınca, tehlikeli atıklar en az 850ºC -1100 ºC ortamda 2 saniye süre kalmalı ve baca gazı arıtma sistemleri kurulmalıdır. Ancak, çimento fırınlarında sıcaklık 900ºC -1400ºC olup bekleme süresi en az 5 saniyedir. Bu durumda, yasaların istediğinden daha ileri teknolojik koşullar sağlanmakta olup, toz dışında ilave baca gazı arıtma ünitesi ihtiyacı bulunmaz. Avrupa?da ortalama kullanım oranı yüzde 30?a yakınken ülkemizde yüzde 3 civarında.?

Üzerimize düşeni yapmaya hazırız

?Ülkemizin, herhangi bir referans yıl üzerinden sera gazı azaltımı yapmasının fiziksel olarak mümkün olmadığı ortada. Ancak sürdürülebilir kalkınmayı etkilemeyecek şekilde referans bir senaryo üzerinden azaltım yapılabilir, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, diğer sektörler ile eşit oranda üzerimize düşeni yapmaya hazırız.?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın