Madencilik sektöründeki gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda MÜSİAD üyeleri ile bir araya gelen Mehmet Hamdi Yıldırım, Yeni Maden Kanuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Madencilik konusunda üç temel alanda yatırım yapılmasının mümkün olduğunu ifade eden Yıldırım, bunların ?Arama, İşletme ve Uç Ürün Üretimi? olduğunun altını çizerek, burada teknolojinin kullanılmasının ve akreditasyon sisteminin kurulmasının hayati önem taşıdığını belirtti.
Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:
?Türkiye?de derin saha aramalarının henüz başındayız. Bu çalışmalar aslında Türkiye?de madenciliğin gelişmesi ve bilahare firmalarımızın uluslararası alanda madencilik yapabilmeleri için bir zemin oluşturuyor. Bu yeni kanunla birlikte biz bunlara imkan tanıyoruz. İşi aslen kim yapacaksa, onun ruhsat almasına imkan vererek, gerekli arama faaliyetlerinin başlatılmasını, belirli bir süreç içinde onların desteklenmesini ve nihayetinde arzu edilen madenin bulunmasının sağlanarak ekonomiye kazandırılmasını amaçlıyoruz.?
Konuşmasında Türkiye?nin önemli maden kaynaklarına da değinen Yıldırım, bunların başında bor, mermer, altın, gümüş, krom ve endüstriyel minarelerin geldiğini söyledi. “Bor, rezerv olarak bilinen Türkiye?de en fazla bulunan madendir. Dünya rezervinin yaklaşık yüzde 70?i Türkiye?dedir. Devlet tarafından üretilen bir madenimizdir. Devlet bor konusunda üzerine düşeni yapmış ve birincil bor üretim faaliyetini gerçekleştirmiştir ve bunun sonucu olarak bütün dünya ülkelerine bor satıyoruz. Çok önemli bir kaynak, her yıl bir milyar dolara yakın net girdi sağlıyor. Bu yıllar boyu devam edecek bir kaynağımız ama bor konusunda bir efsane üretmenin anlamı yok? dedi.
Altın rezervimiz artacak
Türkiye?nin altın rezervi konusunda da bilgi veren Yıldırım, ?Türkiye?nin 20 ton civarında altın üretimi var. Birkaç yıl içerisinde 30 ton civarında altın üretimini yakalayacağız. Altın konusu Türkiye?de iyi bir noktaya doğru gidiyor? dedi.
?Altın üretimi konusunda yeni tesislerin açılmasına ihtiyacımız var? diyen Yıldırım, şu anda Türkiye?de üç büyük yerli-yabancı grubun altın üretimi yaptığını, 15 civarında firmanın arama yaptığı ve önümüzdeki birkaç yıl içinde 2 ? 3 tane daha üretim tesisinin açılacağını söyledi.
Vardan: Türk sanayisinin en büyük sorunu enerjide ve hammaddede dışa bağımlılık
Toplantıda konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, ?Enerji ve hammaddede dışa bağımlılık Türk sanayisinin en büyük sorunudur? dedi.
?Gelişmişliğin göstergesi olarak nitelendirilen demir-çelik, enerji ve tarım ürünleri üretimindeki devamlılık, büyük ölçüde madencilik ürünleri ile sağlanmaktadır? diyen MÜSİAD Başkanı, ?Yeraltı zenginliklerinin bir başka önemi ise birçok diğer sektörü doğrudan etkilemesinden kaynaklanmaktadır. Bu açıdan madencilik sektörünü adeta lokomotif sektör olarak da adlandırabiliriz. Bugün, gelişmiş ülkelere baktığımızda GSYH?da madenciliğin payının, ABD?de yüzde 4.5, Almanya?da yüzde 8.7, Kanada?da yüzde 7.6, Avustralya?da yüzde 8.7, Çin?de ve Hindistan?da yüzde 15 olduğunu görmekteyiz. Bu oran ülkemizde ise yalnızca yüzde 1,5 düzeyinde kalmaktadır? dedi.
Türkiye?nin maden ve enerji kaynakları bakımından bu yüzde 1,5?lik rakamı haklı kılacak bir ülke olmadığını söyleyen Vardan, ?Türkiye, madenler bakımından zengin sayılabilecek bir ülkedir. Ayrıca bor, linyit, mermer gibi bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasında da yer almaktadır? dedi.
Vardan konuşmasına şöyle devam etti:
2023 vizyonu doğrultusunda, KOBİ?lerimizin ve sanayimizin ilerlemesi ve rekabet gücünün artması için ucuz ve yeterli enerji ile hammaddeye ihtiyacımız artmaktadır. Zira, enerji ve hammaddede dışa bağımlılık Türk sanayisinin en büyük sorunudur. Özellikle cari açığın artmasına en büyük sebep, enerji için harcadığımız paralardır. Bununla beraber, imalat sanayinde kullanılan hammadde için yine ithalat yapma durumunda olmamız, bizim dış ticaretimizde büyük bir boşluk oluşturmaktadır. Her ne kadar, madenlerde çeşitlilik bakımından oldukça zengin sayılsak da, bu madenlerin rezervlerinin yüksek olmaması, bunların düzgün bir şekilde arayıp, bulunamaması, bulunanların da uç ürün haline kolaylıkla getirilememesi gibi nedenlerle maalesef ithalata mecbur kalıyoruz.
Bu konuda, devletin çıkarmış olduğu yeni Maden Yasasının getirdikleri oldukça önemli. Aynı zamanda teknolojinin bu alanda da yine etkin bir rol aldığını net bir şekilde görüyoruz. Burada da yerli kaynaklardan azami şekilde istifade etmek için mutlaka ileri teknolojiyi kullanmamız şarttır.
Unutmamak gerekir ki, sanayide gelişmiş ülkeler de, kendi iç pazarlarını doyuruncaya kadar ekonomik olsun olmasın kendi maden yataklarını işletmeye özen göstermişlerdir ve kendi doğal kaynaklarını çok iyi değerlendirdikleri için kalkınmada başarı göstermişlerdir. Öyleyse yüksek rekabet gücü için öncelikli hedefimiz, ülkemizin ihtiyaçlarını yerli kaynaklarından temin etmeye çalışmak olmalıdır.
Madencilikte atılması gereken adımlar
Rekabet potansiyelimizin yüksek olduğu madencilik sektöründe sahip olduğumuz değerlerin kullanılması için atılması gereken çok önemli adımlar olduğunu söyleyen Vardan önerilerini şu şekilde sıraladı:
1. Ülkemizin doğal kaynakları ve zenginlikleri eksiksiz olarak tespit edilerek, etkin bir envanteri çıkarılmalıdır,
2. Zenginlikler tek bir elden doğru bir biçimde planlanmalı ve ilgili tüm birimler, Bakanlıklar, müdürlükler koordine halinde çalışmalıdırlar,
3. Özellikle maden mevzuatlarının açık, net, anlaşılır olması ve yatırımcıyı teşvik etmesi gerekmektedir,
4. Devlet politikası olarak madenlere yapılacak yatırımlarda özel sektörün finansmana erişimleri desteklenmelidir,
5. Kaynakların işlenmesi, mamul üretiminde kullanılması ve bu mamullerin ilgili sanayi dallarında kullanılması ile bu aşamaların her birinde ileri teknoloji arayışı ve uygulamaları desteklenmelidir,
6. Etkin bir pazar araştırması çalışması yürütülmeli ve ilgili stratejiler belirlenmelidir.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.