Almanya İflas Kanunu reformlarının 3. aşaması tamamlandı

Dr. OSMAN SİRKECİ >> Giderek ağırlaşan ekonomik yaşamın ağırlığına dayanamayan yüz binlerce küçük girişimcinin iflasa sürüklenmesi ve dolayısı ile artan istihdam sorunları bir çok kurumu önlem almaya zorladı. Ağır ekonomik koşullardan ancak efsanevi reçetelere bağlanan umutlar bazı ülkeleri Zümrütü Anka kuşu örneği çözümlere yöneltti.

Yavaş ama sonuç alıcı adımlarla iktisadi hayatın gelişmesinin önünde engel teşkil etmeye başlayan yasaları ve bürokrasiyi ortadan kaldırma yolunda küresel örnek oluşturacak bir reforma daha Almanya imza attı. İlk adımın 18 Eylül 2009?da atılan (ESUG) işletmelerin rehabilitasyonun Kolaylaştırma Yasasının 3. Adımı 2013 yılı sonuna kadar yürürlüğe girmek üzere 1 Ağustos 2011 de Federal Almanya Parlamentosunda oylanarak kabul edildi.

Yeni düzenleme ile mevcut yasanın yol açtığı bürokratik hantallıklar ve tıkanıklıklar giderilecek. Bu reform ile AB?nin diğer ülkelerinde daha farklı biçimlerde uygulanmakta olan İflas yasaları ve şirketler hukuku alanında Almanya?nın rekabet gücü arttırılacak. Bu reform şirketlerin ve girişimcilerin çok uzun süren ve maliyeti yükselen iflas koşullarından yıkıcı moral çöküntüye uğramadan kurtulmalarını mümkün kılacak.

Insolvens Kanunu reformunun yeni yorumu ile ödeme zorluğuna düşen işletme veya girişimcinin satılarak nakide dönüştürülecek varlıklarından ve alacaklarından ziyade bu kurumun borçlarından arındırılabilmesi, yeniden yapılandırılabilmesi ve işletmenini yaşamına devam edebilmesinin çareleri ön planda tutulacak.

Borçların ödenmesi veya borçlardan arınma dönemi olarak bilinen 6 yıllık uzun süre toplam borçların yüzde 25?inin ödenmesi halinde 3 yıla indirilmektedir. Bu reform ile daha sorumlu hareket etmeye yönlendirilen girişimciler alacaklıların da destekleyici müdahale ve katkıları ile daha kısa sürede iktisadi hayata yeniden adım atabileceklerdir. Borçlardan arındırılma süresinin yüzde 25 borç ödeme kotasına bağlanması ile borçlunun tüm  imkanlarını kullanarak daha kısa sürede iş hayatına dönmesinin motive edilmesi amaçlanmaktadır.

Yıllarca kuruluşu pahalı olan GmbH kurmak yerine İngiliz Limitetini seçerek İngiltere?ye taşınan Almanyalı girişimcilerin bu reform ile yine aynı şekilde kısa iflas sürelerinden yararlanmak için başka AB ülkelerine gitmekten vazgeçecekleri tahmin edilmektedir.

1 Ağustosta kabul edilmekle birlikte 31.12.2012 sonuna kadar aşama aşama yürürlüğe girecek olan bu küçük çaplı reform Almanya?da aktif olan küçük girişimciyi cesaretlendirerek yaklaşan ağır kriz koşullarında dayanma ve rekabet gücünü arttıracaktır.

Yeni kanun ile iflası söz konusu olan kuruluşlar sadece ticari hayattan çok uzak iflas memurlarının tasfiye işlemine mahkum olmaktan çıkarılarak, alacaklıların da katılımı ve borçlunun iktisadi hayatının devamı esasına bağlı kalınarak günün iktisadi ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşımla revizyona ve rehabilitasyona tabi tutulmaya çalışılacaklar.

Yaşanan sürekli bunalım koşullarında özellikle çok sınırlı sermaye miktarları ile yapılan girişimler mevcut uygulamalarda firmanın kayıtlı sermayesini aşacak şekilde borçlanması halini kaçınılmaz olarak iflasa başvuru gerekçesi olarak kabul etmekteydi. Bu yasal sınırlama şirket müdürünün tüm hareket alanını sınırlamaktaydı. Son yıllarda uygulamaya konan likidite prognozları yapılarak aşılmaya çalışılan bu sınırlama nispeten gevşetilmektedir. Şirket müdürleri firmanın rehabilitasyonu maksadını taşıyan borçlanmalara daha rahat baş vurabilecekler.

Ancak Bundesverband Deutscher Inkasso-Unternehmen e. V. (BDIU)  borçlanmanın ve rehabilitasyon devresini olumlu bulurken 6 yıllık borçlardan kurtulma süresinin alacaklıların aleyhine sonuçlara yol açma tehlikesine dikkat çekiyor.

Yeniden yükselişe geçen küresel kriz yasanın önemini daha da arttırıyor. Daha kriz kelimesi duyulur duyulmaz küresel olarak yüzlerce büyük kurum binlerle ifade edilen işçi çıkarmalarını açıklamaya başladı. Bu şartlarda mevcut istihdamın korunması ve işsiz kalacakların cesaretlendirilmesinin önemi artmaktadır.

2010 yılında İnsolvense düşme  sayıları 2009?a göre yüzde 2,1 oranında bir gerileme kaydetmiş olsa da 2010 yılında 110 bini privat olmak üzere toplam insolvens rakamı 168.458?e ulaşmış bulunmaktadır. Bu insolvens rakamları iş sahiplerinin yanında 250-300 bin çalışanı da olumsuz etkilemektedir.

Yöneltilen eleştiriler, kamu oyunun sessizliği ve kayıtsızlığı ağırlaşan kriz koşullarında arzulanan sonuçlara ulaşılması beklentilerini yeni yasanın da kısa zamanda sağlayamayacağına işaret etmektedir.