TEPAV’ın “Amasya’da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi (KADES)”, kadınların mesleki eğitimlerin yanında sosyal yönlerinin gelişmesini sağlayan eğitimlerle özgüvenlerinde önemli bir artış sağlandığını ortaya koydu. Bu süreçte ekonomik bağımsızlığın hayatları ve gelecekleri için önemini farkına varan kadınlar, öte yandan ise bu önemin kendileri için sınırlarını çizdi. Geleneksel roller, ekonomik koşullar, alışkanlıklar ve korkular kadınların çalışmaya başlamasında engel oluşturmayı sürdürdü.

TEPAV’ın Avrupa Birliği (AB) fonuyla 12 aylık bir süreçte yürüttüğü KADES Projesi tamamlandı. Proje süresince elde edilen deneyimler “Kadın Çalışmalarında Sosyal Etki Analizi” isimli raporda kaleme alındı. Proje Yürütücüsü ve TEPAV Araştırmacısı Ülker Şener’in Ebru Hanbay’ın katkılarıyla hazırladığı çalışma, Amasya’da yoksulluğun yoğun olduğu mahallelerden ağırlıkla ilkokul mezunu 18-45 yaş arasında çalışmayan 524 kadınla anket çalışması ve 34 kadınla derinlemesine görüşme ve odak grup görüşmesinin bulgularıyla oluşturuldu. Bu kapsamda İl’den işverenler ve karar alıcı kurum yetkilileriyle de görüşüldü.

Çalışmada, “orta büyüklükte, göçün çok fazla etkilemediği, dışarıdan yoğun göç alıp-vermeyen, geçmişten gelen ilişkilerin sürdüğü, sürdürüldüğü ve bu anlamıyla herkesin birbirini tanıdığı-bildiği” bir kent olarak tanımlanan Amasya’nın, kadınlar açısından “gözetleyen-kontrol eden” olumsuz yönünün ağır bastığı bir yapıdan bahsedildi. Bu kapsamda proje katılımcılarının İl’i tanımlarken herhangi bir olumsuz anlam yüklemeden “tutucu” kelimesini fazlasıyla dillendirdiği de belirtilirken, küçük şehirlerde kadın üzerindeki “çok yönlü kontrol” burada da gözlendi. Çalışmaya göre; Amasyalı kadınların yaşamlarına ilişkin kararları bekârken aileleri, evlendikten sonra eşleri veriyor. Kadınların kendilerini tanımlamalarında da annelik kimliği başat rol oynuyor.

İmalat ve hizmetlerde istihdam düşük

Kırda büyük ölçüde ücretsiz aile işçisi ya da yevmiyeli sigortasız geçici işçi olan kadın, kentte kayıtdışı sektörde asgari ücretin altında veya ev eksenli çalışıyor. Tekstil, temizlik ve gıda sanayinde yoğunlaşan kadın istihdamının imalat ile hizmet sektörlerinde düşük kaldığının kaydedildiği çalışmada, “Gece vardiyası olan işletmelerde ise gece vardiyasında hiç kadın çalışmamaktadır. Hizmet sektöründe (otel, pansiyon, lokanta vb.) kadın istihdamının yüksek olması beklenirken, yoğunluklu olarak erkeklerin istihdam edilmesi, kadınların tecrübesizliğine, eğitimsizliğine ve erkek işçilerin kadınlarla beraber çalışmak istememelerine bağlanmıştır” dendi.

Aktif işgücü politikaları çerçevesinde İŞKUR tarafından Amasya’da katılımcılarına bir miktar ödemeyle meslek kursları düzenlendiğinin belirtildiği çalışmada, kadınların “maaş” olarak bahsettiği bu ödemelerin eğitimlerin esas çekici unsuru haline geldiğine de işaret edildi. Çalışmada,  kursların gelir elde etme aracı haline gelmesi ve mesleki eğitim kurslarıyla istihdam arasındaki ilişkinin zayıflığının proje sürecinde de sorun oluşturduğu kaydedildi.

İşsizlik sorun ama kendi işsizlikleri değil

Çalışmaya göre; görüşülen kadınların yüzde 76’sı yaşamlarındaki en büyük sorunu “yoksulluk”,”işsizlik” ve “çalışamamak” olarak tanımlarken, kadınlar bu sorunları kendileri değil eşleri ya da çocukları üzerinden tarif etti. Kadınların bir bölümü yoksulluk nedeni ile çalışmak istediklerini, kocalarının yüksek bir geliri olması durumunda çalışmayı düşünmediklerini-düşünmeyeceklerini belirtti. Yoksul halde bugüne kadar çalışmayan kadınların gerekçeleri ise “İş yok”, “İzin verilmedi” ve “Kendi şartlarıma göre iş bulamadım” şeklinde… Kadınlar genel olarak “kadın işi” olarak adlandırılan işlerde çalışmak isterken, kendi işini kurmak isteyenlerin hayallerinde de “lokanta, pastane gibi” geleneksel kadın işleri sıralandı. Çalışma deneyimine sahip kadınların yüzde 78’i sosyal güvenceden yoksun çalışmış olmasına karşın çeşitli nedenlerle yeniden çalışmak istiyor.

İlginç bir ayrıntı da kadınların siyasete bakışıyla ilgili oldu. Siyasete kendini uzak hissettiğini belirten kadınların bu konudaki gerekçeleri arasında “Çünkü bir şey yapamayacağız”, “Bizim oralara gelmemize daha çok var” gibi cümleler yer aldı.

Raporda, bu yapı içinde uygulanan “Amasya’da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi”nin ardından ortaya çıkan göstergeler ele alınırken ise “çetrefilli” bir duruma işaret edildi. Bir yandan verilen eğitimler sonucunda kadınlardaki özgüven artışına dikkat çekilirken diğer yandan mevcut koşullar ile kişilerin korku ve alışkanlıklarının oluşturduğu engellerin sürdüğünün kaydedildiği çalışmada, şöyle devam edildi:

“Kadınların istihdama bakış açılarında çetrefilli bir durum ortaya çıkmıştır. Kadınlar bir taraftan özellikle güçlenme eğitiminin etkisiyle ekonomik bağımsızlığın, gelir elde etmenin hayatları ve gelecekleri için ne kadar önemli olduğunun farkına vardıklarını aktarmış, ama öte yandan bu önemin kendileri için sınırlarını çizmiştir. Sınırlar açık ve örtük biçimlerde söylemlerde ifade edildiği gibi, pratikte de görülmüştür.”

Özgüven artsa da sınırlar yeniden çizildi

Çalışmaya göre; proje kapsamında Amasya’da 367 kadın güçlendirme, 218 kadın meslek, 60 kadın girişimcilik ve 8 kadın da iş danışmanlığı eğitimlerinden yararlandı. Kadınlar, KOSGEB ve İŞKUR gibi kurumlarla iletişime geçti. Ev eksenli çalışan kadınlara da destek sağlandı. Eğitim alan 24 kadın – dörtte biri sigortalı olmak üzere – çalışmaya başladı. Çalışmada, gerek kadınların ifadeleri gerekse İŞKUR ve Amasya Belediyesi yetkililerin görüşleri projenin en önemli çıktısının kadınların özgüvenlerindeki artış olduğunu gösterdi. Söz konusu yetkililer, bu çerçevede “Projeye katılımların, genelde, eğitim düzeyi düşük ve varoş olarak adlandırılan kesimden gerçekleştiği, buradaki kadınların projeyle ‘kabuklarını kırdığı’ görüşü dillendirilmiştir” değerlendirmesinde bulundu. Girişimcilik eğitimleri sonucunda pek çok kadının çeşitli kurumlara giderek hibe konusunda bilgi aldığı, pazar ve fiyat araştırması için çeşitli iş yerleri ile görüştüğü, hatta Amasya dışındaki illere de gidip görüşmeler yaptığı ve internette farklı fikirler taradığı gözlendi. Ancak projenin başlangıç aşamasında çalışmak istediklerini ifade eden 91 kadından pek çoğu çeşitli süreçlerde iş imkânlarını reddetti. Buna göre mesleki eğitim sonrası formal bir işyerine yönlendirilen 91 kadının 41’i başlangıç aşamasında iş teklif edildiğinde, 21’i işyeri ile görüştükten sonra işi reddetti. 2 kadın da 9 günlük bir çalışmadan sonra işi bıraktı. Bu kişilerin gerekçeleri; “Çalışmak istemiyorum”, “Çocuklarım küçük”, “Eşim izin vermiyor”, “Yarım gün çalışmak istiyorum”, “Ev eksenli çalışmak istiyorum”, “İş zor”, “Çalışma saatleri uygun değil”, “Maaş az” şeklinde sıralandı. Raporda, bu seçiciliğin gerisinde kadınların alışkanlıklarının devamı, evde birincil derecede gelir getirmekten sorumlu olmama durumunun ve korkular ile kaçış isteğinin (koşullarını-kendisini görmekten kaçınma) payı olabileceği belirtildi. Bununla birlikte proje henüz bitmeden mesleki eğitimlere katılmış kadınların yüzde 10’nundan fazlasının (24 kadın) işe girmiş olması son derece önemli bir gösterge oldu.

En çok beklenti, belediyelerden…

Çalışmada, kadınların aile ile çalışma yaşamını uyumlaştırdıkları oranda çalışma yaşamına katıldığı belirtilirken, kadın üzerine kurulu bakım hizmetlerinin bu noktadaki etkisine işaret edildi. Raporda,  bu kapsamda proje eğitimcilerinden Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Çalışma Grubu Yetkilisi Gül Erdost’un proje kapsamında katılımcıların çocukları için sunulan bakım hizmetinin onların bu tür çalışmalara devam etmelerinde olumlu rolü üzerinde durduğu da belirtildi. Kadınların işgücüne katılımı konusunda belediyelere önemli bir görev düştüğünün altı çizilirken, “Görüşmelerde ortaya çıkan tablo kadınların en fazla başvurdukları ve bu bağlamda en fazla beklenti içinde oldukları kurumun belediye olduğunu göstermiştir. Bu durum yerel yönetimlerin kadınların hayatlarında ne kadar önemli olduğunu ve kadınların hayatlarını kolaylaştırma (yaşlı, hasta, çocuk bakımı vb), kadın istihdamını arttırma gibi konularda yerel yönetimlere birçok görev düştüğünü ortaya koymaktadır” dendi.

Güçlenme eğitimi kurumların gündeminde

Çalışmada ayrıca projenin kurumlardaki etkisinin görülmesi için İŞKUR ve Amasya Belediyesi ile yapılan görüşmelerin sonuçlarına yer verildi. Buna göre; bu kurumlardan yetkililer, proje kapsamında verilen güçlenme eğitimlerinden hareketle kadın istihdamını artırmaya yönelik eğitimlerde mesleki becerilerin dışında sosyal gelişimin de önemseneceği bir yapının oluşturulması ihtiyacının ortaya çıktığını kaydetti. Raporda, yetkililerin “bundan sonra istihdam alanında yönetecekleri ya da ortak olacakları her projede, mesleki eğitimlerin yanında sosyal yönün gelişmesini sağlayan eğitimlerin verileceğini” belirttiği ifade edildi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın