Swaim, “… olumlu bir büyüme, bir stratejik konumu genişletmek ve ondan taviz vermek yerine, onu derinleştirmeye yoğunlaşarak başarılabilir. Porter’e göre stratejik konumu derinleştirmek, şirketin faaliyetlerini daha belirgin hale getirmek, uyumu güçlendirmek ve stratejiyi ona değer verecek müşterilere daha iyi anlatmak anlamına geliyordu. Ardından şöyle diyordu: ‘Bir şirket çoğunlukla, benzersizlik özelliği taşımadığı, daha yüksek büyüme potansiyeli bulunan alanlarda boşa kürek çekmektense, belirgin biçimde farklı olduğu gereksinim ve çeşitlilik alanlarına nüfuz ederek daha hızlı büyüyebilir’.”
Porter’in anlatımında anahtar kavram “nüfuz etmedir”. Bir işe nüfuz etme, doğru verilere erişme, tutarlı yöntemlerle enformasyona dönüştürme, enformasyonu ayıklayıp analiz ederek gereken bilgiye ulaşma, bilgileri de akılla beslenmiş sezgilerle destekleyerek “anlama” düzeyine taşımadır. Atilla İlhan’ın anlatımı ile, “Bilmek önemli gerçi/ Asıl iş anlamada”dır.
Sürdürülebilir büyüme
Büyüme, gerçek kaynaklara ve zamanın ruhunu yansıtan değerler sistemine sahip olduğumuz zaman “sürdürülebilir”.
Sürdürülebilir büyümenin ilk adımı, ne yaptığımızı, neden yaptığımızı ve nasıl yaptığımızı bilmedir.
Maddi ve kültürel zenginlik üretiyoruz ki, insan yaşamı kolaylaşsın, çeşitlensin, renklensin ve zenginleşsin. Teknik anlatımı ile herkese geçimini sağlayacağı bir is yaratma, herkesi barınabileceği bir konuta kavuşturma, herkese yarınından endişe duymadığı bir yaşam güvencesi sağlama gerçek büyümenin şaşmaz hedefi olmalı. Bunun için ekonomide sürdürülebilir büyümenin korunması ve geliştirilmesi hayati önemde bir sorunumuz.
Büyüme her zaman arzulanan ve zorunlu iş hedefidir. Bir işyeri, birikim yeteneğini korumadan, kendini yeniden üretme mekanizmasının işleyicisini güven altına almadan uzun dönemli geleceğini güven altına alamaz. Bu yalın gerçek, kısa dönemli çıkarlara, uzun dönemli büyüme hedeflerini feda etmememiz gerektiğini anlatır biz insanlara.
Büyüme modelleri geliştirirken, mekanizmaların en önemli yanı, sorun çözerken, çözülen sorundan daha büyüğünü yaratarak dengeyi kaçırmamadır. Gerçek yaşamda, sorun çözülürken, daha fazla kaynak israf ediyor; değer kaybına yol açıyorsak, o çözümden yana olmamak gerekir. Bu temel ilkeden yola çıkan uzmanlar, bir toplumun elinin menzili altındaki kaynaklardan hareket etmelerinin doğru yol ve yordam olacağını söylerler. Toprağınızı iyi değerlendirme, madeninizden en üst düzeyde yararlanma, insanınızın verimini artırabildiği kadar artırma, mevcut üretim altyapısında niş alanlar keşfederek alan genişletme vb. önlemlere öncelik verilmesi gerekiyor.
Büyüme, ekonominin gelir yaratma kapasitesini artırmalı, kaynak verimini yükseltmeli, borç/GSMH oranını iyileştirmeli, yeni yatırımlar için özellikle iç tasarruflara dayalı fon yaratmalı ki geleceği güven altına alabilsin…
Yeni büyüme modeli
Türkiye, sağlıklı bir gelecek inşa etmek istiyorsa, Yeni Büyüme Modeli oluştururken, bir dizi ivedi önlem alınması gerekiyor:
1. Daha nüfus sayımını bile net yapamayan ülkeyiz. Hemen hiçbir alanda net ve dinamik bir envantere sahip değiliz. Bilgi olmadan gücü etkin kullanamıyor; o nedenle büyümenin teşvik edilmesinde yaratmak istediğimiz sunuca istediğimiz hızda yaklaşamıyoruz. Bu sorunu aşmamızın ilk adım, kayıt sistemini hızla geliştirerek, ciddi ve dinamik bir envantere sahip olmaktır. Herhangi bir sorunu çözmeyen, dostlar alışverişte görsün kabilinden çalışmaları “…envanter yapmış gibi…” sunarak, kendimizi de kamuoyunu da yanıltmayalım.
2. Türkiye’nin bugün geldiği üretim düzeyinde, hangi üretim alanlarında küresel ölçekte rekabet edebileceğimizi, hangi üretim alanlarını terk etmek gerektiğini, hangilerini geliştirmenin fayda/maliyet dengesinin ülke yararına olacağını vb. bir dizi etkeni genel ve kategorik anlatımlar yerine projeler kapsamında kamuoyunun tartışmasına açalım…
3. İşyerlerinin organik büyüme olanaklarını, şirket satın alma potansiyellerini, ortaklıklar yoluyla yaratılabilecek sinerjik gelişme olanaklarını ve işbirliği ile yaratılacak ölçek ekonomisinin erişebilirliği ile küçük ve orta ölçek yapının hız ve esnekliğini dengeleyebileceğimiz alanlarda koordinasyon çalışmalarına ağırlık verelim.
4. İthal ikamesine karşı olmayı fetiş haline getirmeden, dünyada ortaya çıkan yeni koruma eğilimlerini, açık ve gizli destekleri, anti-damping mekanizmalarını yakından izleyen, ona göre yerel yönetim ve merkezi yönetimlerin ciddi koordinasyonu sağlayan yatırım verimini artıran önlemleri alabilen örgütlenme aşamasına hızla geçmeliyiz.
5. Her şeyin başı “disiplin”dir. Ödünsüz “gözetim ve denetim” yapmayı, yasalara uygun davranmayı, serbest ve adil piyasa koşullarında rekabette şans eşitliğini sağlamayı, ticarette eşdeğerliliği gözeten, eğilimleri iyi gözleyen, insanına yatırım yapan ve örgütlenmenin önemine ve erdemini kavrayan bir algı ve bilinç düzeyi oluşturmalıyız.
Bir büyüme modeli, kaynaklar ile değerler sistemindeki dengeyi gözetememişse yaratmak istediği sonucu her zaman ıskalar. Dünyanın her yerinde, kısa dönemli pragmatizm, amacı ortaya koyup, ona göre rakam dizayn eden şark kurnazlığı sonunda sert duvarlara çarpmıştır. Ülkemiz, “1000 yılın fırsatını” kaçırmamalı… Hepimiz ellerimizi taşın altına koymalıyız ve ortak değerlere, ortak iradeye, ortak yararlara, ortak projelere ve ortak kurumlara dayalı Yeni Büyüme Modeli’ni birlikte oluşturup, birlikte omuz vermeliyiz.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.